Putin’in İran seferi: Safları sıklaştıralım

Tahran'daki görüşmelerde dikkat çekici bir başka gelişme daha yaşandı: Gazprom ile İran arasında 40 milyar dolarlık bir enerji işbirliği anlaşması. Gazprom’un İran hamlesi dikkat çekici ve mesajlarla doluydu.

İran Rusya ve Türkiye arasında gerçekleşen üçlü ve ikili görüşmeler, dünya basınında yakından takip edildi. Türkiye Erdoğan’ın Putin ve Reisi ile yapacağı görüşmelere odaklandı. Gündemde Türkiye'nin, Suriye’nin kuzeyine dönük olası operasyonu ve ikili ilişkiler yer alıyordu. Açıklamalar müphem olduğu için ortaya çıkan sonucu kestirmek güç.

Ancak görüşmelerde dikkat çekici bir başka gelişme daha yaşandı: Gazprom ile İran arasında 40 milyar dolarlık bir enerji işbirliği anlaşması. Gazprom’un İran hamlesi dikkat çekici ve mesajlarla doluydu. Bu hafta Gazprom’un İran’daki adımı üstünden İran ile Rusya arasındaki enerji ilişkilerine odaklanacağız.

İRAN’IN AÇMAZI: REZERV YÜKSEK ÜRETİM DÜŞÜK

İran ile BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri (ABD, Çin, Fransa, İngiltere, Rusya) ve AB (Almanya) arasında yapılan anlaşma uyarınca İran’ın nükleer faaliyetlerinin denetimi ve kontrol altına alınması karşılığında BM yaptırımları kaldırılmıştı. İran dünyada Rusya’dan sonra en fazla doğalgaz rezervine sahip ülke. Ayrıca küresel gaz üretiminde üçüncü sırada. Ancak veriler incelendiğinde İran üretimde üçüncü olsa da bir üst sırada yer alan Rusya ile üretim farkı 500 milyar metreküpten (bcm) fazla. Örneğin Rusya’nın 2021’deki üretimi 762 bcm, İran’ın üretimi 257 bcm’di.

Öte yandan ilk iki sırada yer alan iki üretici, ABD ile Rusya mukayese edildiğinde, ABD ile Rusya arasındaki farkın 200 bcm’den az olduğu görülüyor. ABD’nin 2021 üretimi 934 bcm iken Rusya’nın 762 bcm’di. İran ile ilk sırada yer alan üretici arasındaki üretim farkı rezerv eksikliğinden kaynaklanmıyor. Ancak sorun burada da bitmiyor. Tüketim cephesinde de sıkıntılı bir durum var.

İran, üretimde olduğu gibi tüketimde de iddialı bir ülke. Ürettiği doğalgazın büyük bir kısmı iç piyasada kullanılıyor. Elektrik üretimi, petrol rafinerileri gibi pek çok sektör doğal gaza bağımlı. Nitekim Türkiye ile İran arasında zaman zaman özellikle kış aylarında yaşanan doğalgaz kesintilerinde içteki tüketimin artması etkili olabiliyor. Dahası İran’ın yıllık bazda Türkiye’ye aktardığı gaz 5-8 bcm arasında değişiyor. Peki İran’ın doğalgaz sektöründe rezervleri yeterli olsa da sıkıntı yaşamasının nedeni ne?

İRAN’A HÜCUM: ENERJİ ŞİRKETLERİNİN İRAN SEFERİ

BM ile İran arasında uzlaşmaya varılması ve yaptırımların kaldırılmasının ardından, havayolu şirketlerinden otomotive, enerjiden bankalara uzanacak şekilde ülkeye bir akın olduğunu söylemek gerekiyor. AB’den Çin’e uzanan bu akının kapsamında Rosneft’ten Gazprom’a uzanacak şekilde Rusya şirketleri de vardı. Bu şirketlerden Gazprom özellikle denizaşırı girişimleriyle de biliniyor.

Her ne kadar Gazprom denildiğinde Avrupa ile gaz ilişkileri akla geliyor olsa da, Gazprom, Latin Amerika’dan Afrika’ya oradan Asya Pasifik’e uzanan bir ilişki ağına sahip. Elbette İran’da olmaması beklenemezdi. Üstelik İran ile P5 arasındaki görüşmeler tıkandığında Rusya ve Çin bir anlamda kolaylaştırıcı rolü üstlenerek görüşmelerin akamete uğramasını engellemişti, elbette bunun bir iş açısında bir karşılığı olacaktı.

İran’ın hızla kalkınmasına dönük bu hamleler Ortadoğu’da İsrail ve Suudi Arabistan’da rahatsızlık yaratırken can alıcı darbe okyanus ötesindeki yönetim değişikliğiyle geldi. Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla beraber İran’a dönük yaptırımlar yeniden gündeme geldi ve nihayetinde ABD 2018’de nükleer anlaşmadan çekildiği gibi İran’a yaptırım uygulamaya başladı. ABD’den gelen bu yaptırım atağı şirketlerin bir kısmının hızla İran’dan çıkmasına, projelerini askıya almasına neden oldu. Tam da bu nedenle İran’ın beklediği ve rezervlerini geliştirecek üretimini artıracak teknoloji ve yatırım İran’a ulaşmadı. Buysa yukarıda bahsedilen üretim makasının benzer düzeyde kalmasına neden oldu. İran ürettiğinin büyük kısmını ayakta kalmaya harcıyordu.

Dikkat çekici olan, Rusya bu süreçte açıkça İran’dan çekilmedi. Dahası ABD’yi anlaşmadan çıktığı için sert bir dille de eleştirdi, yine de İran’da parlak bir performans ortaya koymadı.

Öte yandan Çin geçtiğimiz yıl İran ile mal ve hizmet karşılığında 25 yıllık bir petrol anlaşması imzaladı. Aynı yıl İran uzun bir bekleyişin ardından Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye oldu. Yine de Rusya’nın çok da atak davranmadığını söylemek gerekiyor, ta ki kendisi de yaptırımların gazabına uğrayana kadar.

RUSYA’NIN İRAN HESABI VE VERDİĞİ MESAJ

Rusya, Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana neredeyse her alanda yaptırıma uğruyor. Hatta Rusya’ya uygulanan yaptırım sayısı, İran’ı geride bırakmış durumda. Söz konusu aktör Rusya gibi bir enerji devi olduğundaysa sıklıkla petrol fiyatlarındaki tırmanma, Avrupa’nın gaz krizi, bir de hazır kriz varken Rusya’nın ucuz petrolüne koşan ülkeler dünya gündemine geliyor (ki bu ülkelerden biri de Türkiye).

Özellikle Gazprom ile Avrupa arasında gaz alanında yaşanan gaz krizi, Putin’in durumu, "Şimdi size gaz yollamazsak ne yapabilirsiniz ki" düzeyinde ele almasına kadar vardı. Hatırlamak gerekir ki Rusya dış politikasında çok yönlü ve boyutlu bir seyir izler. Dahası Ukrayna kriziyle beraber ortaya çıkan durum küresel bir ayrışmaya doğru da gidiyor. İşte bu noktada İran önemli bir aktör.

Gazprom açısından İran ile 40 milyar dolarlık anlaşma, prestiji açısından önemli. Şirket bir yandan hala ayaktayım ve etki alanımı genişletiyorum mesajı verirken, bir yanda da özellikle Avrupa ile yaşanan gaz krizi sonrasında Avrupa’nın alternatif alıcılara yönelmesi kurumunda İran’ın listede yer alma ihtimaline hazırlık yapıyor. Olur da İran ile bir anlaşma yaparsa, Gazprom burada, sahadaki gücüyle, dolaylı olarak sürecin kazananı olabilir. Burada soru işaretine neden olan Rusya kendi üretim sahalarında yüksek teknolojiyi ithal ederken İran’a bunu nasıl aktaracağı….

Rusya açısındansa İran ile yakınlaşma başka açılardan da önemli. Daha önce değinildiği gibi İran ile nükleer anlaşma yapıldığında en fazla rahatsızlık duyan iki ülke Suudi Arabistan ve İsrail’di. Nitekim ABD yaptırımlarında da memnuniyet duymuşlardı. Biden yönetimi İran ile yeniden müzakereye yeşil ışık yakmıştı, fakat henüz ufukta somut bir anlaşma bulunmuyor. Öte yandan aynı Biden yönetimi, geçtiğimiz hafta İsrail ve Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Masada Rusya’dan petrole uzanan farklı konular olsa da İran’ın gündeme gelmeme ihtimali düşük. Şu anda Washington, Tel Aviv ve Riyad’ın Moskova’ya karşı sert tutum almasını önceliyor. Öte yandan Moskova, şirketleriyle Tahran’a doğru yola koyuluyor. Biden Krallık’tan petrol konusunda beklediği garantiyi alamadı ancak Gazprom 40 milyar dolarlık anlaşmayla döndü.

Özetle küresel satrançta Rusya en azından Suudi Arabistan ve İsrail’in kendisine doğrudan cephe almasını önlemişti, dahası bir de İran ile yakınlaşmasını perçinlendi. Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerine el konulmasına varan yaptırım silsilesi, bir anlamda doların ve Batı odaklı küresel sistemin açıklarının, sorunlarının ve belki yerinden edilmesi süreci için hızlandırıcı oldu. Hali hazırda Rusya son İran hamlesiyle bu konuda daha önce yaptırıma uğramış ülkelerden biriyle işbirliğini artırarak bu meydan okumayı perçinliyor ve saflarını sıklaştırıyor.

Köşe Yazıları Haberleri