İBRAHİM EKİNCİ
“Mehmet Şimşek ekonominin başına geçiyor, Cengiz Holding, Ciner Medya’yı alıyor.”
Bunlar henüz söylenti. Doğru olup olmadıklarını yakında anlayacağız. Ciner Medya satışı için “asılsızdır” açıklaması geldi. Şimşek’in dönüşü için önceki girişimler sonuçsuz kalmıştı. “Bu kez görev alması çok muhtemel” deniliyor. Net bir açıklama yok.
Ciner medya da uzun zamandır söylenti konusuydu.
Cengiz Holding alsa şaşırır mıyız?
Hayır. O veya bir başkası…
Satışı söz konusu olursa çok muhtemel iktidara yakın bir grup alır onu.
“Yanlış!" diyen var mı?
“Mal, Ciner’in istediğine satabilir” diyen var mı?
Memleketi tanıyanlar bilir, o öyle olmaz.
Bu iki olay… Bu iki durumdan hangisi acaba, Türkiye ekonomisinin bundan sonra ilerleyeceği yolu işaret ediyor? Onu düşünüyorum.
“Şimşek dönecekmiş.”
Dönsün de, Ciner de malını istediğine satabilecek mi?
Şimşek ne düşünür, çok merak ettim.
“Ben faiz artırır gerisine karışmam” mı diyor?
Hani o konuştuğumuz faiz maiz meselesi aynı zamanda bir serbest piyasa meselesi ya!
Onun için merak ediyorum. Ciner Medya’nın satışı da serbest piyasaya göre olacak mı?
Türkiye ekonomisi ne yöne gider?
Şimşek gelirse Türkiye ekonomisi ne yöne gider?
Bunun cevabını arıyor herkes.
Geçen gün yaşadığımız başka bir olayda epeyce ipucu var aslında.
Şu Üsküdar’daki olaydan bahsediyorum. İşgalciler İBB Müdürü’ne saldırdı.
Ama daha önemli bir şey oldu:
İBB ekipleri orada beklerken imar müdürüne saldıran işgalciler gidip üstüne bir de mahkeme kararı alıp geldiler ve yıkımı durdurdular.
Yargımız çalıştı!
Gördünüz mü piyasa kurtları?
Şimşek dönüyor diye küçük yatırımcıyı üttünüz, Bloomberg’i neşelendirdiniz ama iş öyle değil.
Türkiye ekonomisinin ne yöne gideceğini kaçak kafenin sahipleri söyledi.
Duyan duyar, duymayan duymaz.
Adamlar herkese sıra dayağı mı atsın?
Koca koca hocalar çıkmış anlatıyor:
“Efendim şimdi Şimşek gelirse…”
Ne diyorsun hoca? Türkiye ekonomisi ne yöne gider?
Neye bakarak karar verelim?
Erdoğan’ın ne yöne gittiğine bakarak mı, yoksa Şimşek’in gelişine bakarak mı karar vereceğiz buna?
Şimşek ekonominin kalpağı olacak mı?
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu bitti.
Vatandaş oyunu kullandı, Erdoğan kazandı.
Haliyle kutlanacak. Kutlansın.
Ha bir de baktık Beştepe’ye kalpaklı Atatürk fotoğrafı asılmış.
Şeriatçılar Meclis’e girerken, Beştepe’ye kalpaklı Atatürk fotoğrafı asılıyor!
Siyasetin manzarası bu.
Ekonominin manzarası da böyle.
Şimşek’in tek adam ekonomisine serbest piyasa kalpağı olması isteniyor.
Kendi bilir. Kim ne diyebilir?
Ben şunu söylüyorum:
Şimşek geliyor diye…
Türkiye ekonomisi kurumları çalışan bir piyasa ekonomisine dönemez, dönmeyecek. O eşik geçildi.
Siyaset başka bir yöne ekonomi başka bir yöne ilerleyemez!
Siyasette tek adam rejimi derinleşirken ekonomi serbestleşemez.
Borsada geçici umutlar ticarete konu edebilir, biraz küçük yatırımcı ütülebilir ama kusura bakmayın, gerçekçi olalım, bu olmayacak.
Dövize sıkışınca
Erdoğan’ın başarı sırrı budur zaten
Meclis’e şeriatçı sokarken Beştepe’ye kalpaklı foto asmak…
Bunu herkes yapamaz.
Döviz kıtlığı başladığında ne yaptığını hatırlıyor muyuz?
Büyük ihtişamlı bir toplantı yaparak “Hukuk reformu” ilan etti.
Yabancılara seslendi. Mealen burada malınıza mülkünüze bir şey olmaz, memleketimiz çok da karlıdır, gelin dedi.
Yabancılar pek yüz vermedi.
Şimdi Şimşek’i getirmeye çalışıyor.
Peki Şimşek gelirse ekonomi ne yöne gider?
Türkiye ne yöne giderse o yöne gider!
Erdoğan ne yöne giderse o yöne gider.
Tek adam rejimi rekabetçi piyasa ile çelişkindir.
O yüzden söylüyorum Türkiye ekonomisi emirlik ekonomisi olmaya yol alıyor.
Biz ne konuşuyoruz siyasette?
“Şimdi İBB Başkanı İmamoğlu’nu görevden alacaklar”
“İmamoğlu’nun siyasi yasak içeren mahkeme kararı onanacak.”
“Kılıçdaroğlu hakkında 40 fezleke var, dokunulmazlığı da yok!”
“Selo’ya idam” sloganları!
RTÜK muhalif bilinen kanallara soruşturma başlattı!
Ha şimdi siz diyorsunuz ki “Şimşek geliyor, ekonomi serbest piyasa olacak” öyle mi?
Tamam, şimdi gidip borsada birbirinizi ütebilirsiniz ama şunu da bir düşünün isterseniz: Türkiye ekonomisi de dönüşmektedir. Derviş serbest piyasa kurmuştu. Erdoğan onu kumanda ekonomisine çeviriyor. Bunun yapıcı şekilde ilerlemesi mümkün değil. İki sistem, iki disk birbirini sürtüyor, alevler fışkırıyor. Türkiye ekonomisinin krizi bu dönüşümün krizdir. Dolayısıyla bunun orta vadede böyle devam edeceğini düşünmeliyiz. Arada Şimşek’ler gelir gider. Arada frene, arada gaza basılır. Süreç böyle ilerleyecek.
Kısa vadede neler olabilir?
Gelelim kısa vadede olabileceklere…
Deniliyor ki Şimşek, işine karışılmayacağına güvence istemiş, almış…
Diyelim öyle olsun. O zaman olabilecekler şöyle:
MB faiz artırmaya başlar, piyasa faizleri enflasyon çevresinde oluşur.
Ekonomi yavaşlar, işsizlik artar.
Enflasyon direncini kırmak zaman alır.
Faiz artışları sonra dövize talep kısmen düşer ama aynı süreçte bir yandan da rezerv yakarak, KKM’den vatandaştan toplanan dövizi satarak kuru tutma işi yavaş yavaş sonlandırılacağından döviz yukarı yönlü hareket eder.
Fakat yerel seçimler öncesinde Erdoğan, genişlemeci maliye politikasından vazgeçmeyecektir. Bu takdirde eğer Şimşek dönerse, bir çeşit para politikasının Şimşek’te, maliye politikasının ise Erdoğan’ın emir alanında kaldığı eklektik bir yapıyla karşılaşmamız mümkün.
Yabancı hemen gelmez. Bir süre gözler: Şimşek ve uygulamaları kalıcı mı değil mi? Yoksa yine Erdoğan’ın sabrı erken mi bitecek? Elvan ve Ağbal’a sadece birkaç ay tahammül etmişti. Acaba yine sabrı erken mi bitecek de Şimşek’i daha önce gönderdiği gibi yine işten çıkaracak mı? Bilmiyoruz. Döviz yok. Biraz daha uzun sabredebilir.
Peki, “Nas ne olacak?” diye sormayın. Lazım olduğun tekrar tedavüle sokulmasında ne gibi bir zorluk var?