Türkiye ekonomisi son dönemde yaşanan gelişmeler başka bir konuda söz söylemeye aman vermiyor. Kasım bu anlamda en dikkat çekici gelişmelerin yaşandığı ay oldu. Dış politika, enerji ve ekonomi gündemini ele aldığımız Mercek’te bu hafta Türkiye ekonomisindeki son duruma bakacağız.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI VE KURDAKİ TIRMANMA
Kasım ayına 9.5 lira seviyesiyle başlayan dolar kuru, önce 10 liranın üzerinde çıktı. Kur kısa sürede 11 liraya çıkarken Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 18 Kasım’daki toplantısında politika faizini 100 baz puan aşağıya çekmesiyle faiz yüzde 15’e geriledi. Banka’nın faiz kararı piyasalarda sarsıntıya neden oldu ve kur kısa sürede 12 liraya ardından 13 liraya kadar tırmandı, bu da gözlerin Banka’ya dönmesine neden oldu.
Merkez Bankası aldığı kararlarla uzun süredir ulusal ve küresel kamuoyunun gündeminde. Murat Çetinkaya’nın ardından piyasalarda güven uyandıran isimlerden Naci Ağbal 7 Kasım 2020’de Banka’nın başına geçmişti. Ağbal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz eşittir enflasyon” yaklaşımına mesafeli yaklaşan isimler arasında yer alıyordu. Nitekim kanıyı destekler şekilde 19 Kasım 2020’deki ilk para politikası toplantısında faizi 475 puan artırdı. Ağbal görevden alınmadan önceki son PPK toplantısında faiz 200 baz puan artırılmış ve yüzde 19’a çıkmıştı.
Ağbal’ın faize dönük tutumu Mart ayında görevden alınmasına neden oldu. Ağbal görevden alındığında 7.2-7.5 arasında seyrediyordu. Ağbal’dan görevi Şahap Kavcıoğlu devraldı. Ancak Kavcıoğlu göreve geldikten sonra , beklenin aksine, Nisan ve Eylül arasında faizi sabi tutmayı tercih etti. Eylül ayıyla beraber, banka değişikliğe gitti ve faizde indirim kararları gelmeye başladı. Eylül’deki 100 baz puanlık indirimi, Ekim’deki 200 baz puanlık faiz indirimi izledi. Kurdaki artışa enflasyondaki tırmanma eşlik etti. Ekim ayında resmi olarak enflasyon 19.89 çıktı, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ve topluma göreyse enflasyon çoktan beridir yüzde 40 sınırını aşmıştı.
3 Aralık’ta TÜİK Kasım ayının enflasyonunu açıklayacak, ancak yeni ekonomi politikası tartışılırken akıllara kazınan soru enflasyonu kontrol altına tutmak ve lirayı korumaktan sorumlu Merkez Bankası’nın neden böyle bir karar aldığı.
Ekonomist Nesrin Nas’a göre, söz konusu adımların atılmasında Erdoğan’ın faiz ile enflasyon arasında kurduğu ilişki var. Nas, “Erdoğan faiz indirimiyle iç piyasada yatırımın artacağını düşünüyor, ancak böylesine kurun öngörülemediği, fiyatlamanın zor yapıldığı koşullarda yatırım gelmeyeceğini anlayamıyor, bu nedenle de TÜSİAD başta olmak üzere iş insanlarına kızıyor” diyor. Erdoğan’ın “faizi indirdik neden yatırım yapmıyorsunuz” çıkışı dikkate alındığında Nas’ın haklı olduğu söylenebilir.
Merkez Bankası’nın enflasyondaki tırmanmaya karşın faiz indirimini sürdürmesi, Erdoğan’ın 19 yıldır hazırlığını yapıyoruz dediği yeni ekonomik stratejiden kaynaklanıyor. Faiz indirimiyle yatırımı artırma, dolar kurundaki artışı cari fazla ile dengeleme ve ucuz emekle küresel yatırım çekme. Ancak şimdilik bu sınırlı ölçüde gerçekleşiyor.
ENFLASYON YÜZDE 19.9 İSE HARÇ ZAMLARI NEDEN YÜZDE 36?
Merkez Bankası ve dolar kuru cephesinde bunlar yaşanıyorken, geçtiğimiz hafta Financial Times’ta çıkan ve Gazete Oksijen ’in Türkçeye çevirdiği bir makale gündeme oturdu.
İlgili makale gelişmiş ekonomilere odaklanmış, merceği Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye’ye tutmuştu. Metin; üç ekonomiyi incelese de büyük kısmının Türkiye’ye dönük olduğu söylenmeli. Financial Times, Erdoğan’ın faiz ve enflasyona dönük meşhur sebep sonuç ilişkisini inceleniyor ve Türkiye’deki durumu kısaca özetliyor.
Makalenin üstünden durduğu bir diğer nokta tahvillere ödenen faiz. Örneğin Türkiye’de faiz hali hazırda yüzde 15 olmasına karşın devlet tahvilleri için Hazine (2, 5 ve 10 yıllık) 21-22 arasında faiz ödemeyi taahhüt ediyor. Bir başka anlatımla devletin kendisi Merkez Bankası’nın uyguladığı faizden bir hayli farklı bir politika uyguluyor.
Merkez bankasının faiz kararlarının karşılık bulduğu bir diğer hat enflasyon, hali hazırda enflasyon yüzde resmi rakamlara göre yüzde 20 düzeyinde. Ancak 2022’de harçlara yüzde 36 zam yapıldı. Buysa “Madem enflasyon yüzde 19.9 harç zammı neden yüzde 36, madem harç zammı yüzde 36 o zaman enflasyon neden daha düşük görünüyor?” sorusuna neden oldu.
Türkiye ekonomisi içeride bunlarla yüzleşirken dışarıda farklı gelişmeler yaşanıyor. ENAG ekonomistlerinden Mehmet Çağdaş Işım küresel piyasaya dikkat ediyor.
FED VE AB MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRABİLİR
Işım’a göre ABD Merkez Bankası FED ve AB Merkez Bankası, piyasalardaki dinamikleri gözeterek 2022’de faiz artırımına gidebilir. Özellikle FED’in faiz artırımı küresel piyasada doların güçlenmesi anlamına geliyor. Buysa gelişmekte olan ülkeler için dezavantajları perçinliyor. Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında Işım’a göre Merkez Bankası dışarıdan gelen baskıyla belli bir süre sonra faiz artırımına gidebilir. Özetlemek gerekirse, hem ekonomi uzmanları hem piyasa göstergeleri Türkiye ekonomisi açısından güneşli günlerin uzak olduğunu gösteriyor. Aralık’ta Merkez Bankası’nın faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılıyor, buysa Türkiye’nin hem kur hem enflasyon açısından yakıcı sonuçlar demek.