Yenidoğan çetesi denen garabetin bu hafta görülen duruşmaları, sanık savunmalarıyla geçiyor ve gündemi dolduruyor.
Peki bu rezillik, birkaç kişi ve kuruluştan mı ibaret? Bebek hayatıyla oynayacak kadar gözünü kan bürümüş bir yapının varlığı bilindiği halde soruşturmanın geciktirilmesi bir yana, çok daha yaygın, sistematik bir sağlık skandalıyla karşı karşıyayız.
Neden? Birincisi, bu davanın ötesinde, soruşturmalarda adı geçen kimi hastanelerin 2007’den beri yolsuzlukları tespit edilmesine rağmen hiçbir şey yapılmamış! İkincisi, sağlık hizmeti ihalelerine “ticari sır” denmesine rağmen kimi yolsuzluklar Sayıştay raporlarına yansımış.
Konuyu en iyi takip edenlerden biri, CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala’yı aradım… Uludağ Üniversitesi’nde başhekimlik yapmış, Halk Sağlığı uzmanı Dr. Pala’nın ilk tepkisi “Görünen, buzdağının ucu bile değil” oldu.
Yolsuzluk o kadar derin ve sistematik ki, şikayetler üzerine sadece Şafak Hastanesi'ne 32 defa Sağlık Bakanlığı müfettişleri gitmiş, rapor yazmış fakat hastanenin SGK anlaşması dahi iptal edilmemiş!
Pala, sağlık sistemindeki yolsuzluğun boyutunu anlayabilmek için gereken adımları sıraladı:
- Sadece davada adı geçen hastanelerin değil, SGK ile anlaşmalı tüm özel hastanelerin mercek altına yatırılması şart.
- Olay sadece SGK anlaşmasıyla kısıtlı değil. SGK anlaşması olmayan, kamunun yeterli desteklemediği şehirlerdeki özel hastaneler de ÖNCELİKLE incelenmeli.
- Kamu hastanelerine özel hizmet sağlayan şirketler ayrıntılı araştırılmalı.
Dr. Pala, Bursa devlet hastanesi örneği üzerinden şunu anlattı: Hastanenin görüntüleme cihazları ihalesini alan şirket, BT ve MR görüntüleme raporlarını da bir taşerona veriyor. Kopyala yapıştır yapılan raporlamalarda feci hatalar yapılıyor:
Örneğin kadın hastaya prostat tanısı, erkek hastaya rahim anomalisi teşhisleri gibi! Ya da kanser hastasına “normal” tanı koymak gibi.
Bu gibi vahim hataların tedaviyi geciktirme ve ölüme neden olduğuna dair vahim iddiaları Dr. Pala, Ekim başında Meclis’e taşıdı. Tahmin edeceğiniz gibi, soru önergesine yanıt gelmedi! Bursa milletvekili, bu inanılmaz yolsuzluk iddialarının mutlaka siyasi ayağının olduğunu belirtiyor:
“Sağlığın ticarileştirilmesine 2003’ten beri karşı çıkıyoruz. Usulsüzlük yapanlara ceza bile verilmiyor!”
Sayıştay'a yansıyan sağlık skandalları
Sağlıktaki büyük vurgun, yıllardır Sayıştay raporlarına yansıyan örnekleri hatırlatalım:
- Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sayıştay’ın Sağlık Bakanlığı 2020 Yılı Denetim Raporu'na göre 2017 yılından bu yana şehir hastanelerine yapılan ödemelerin hatalı muhasebeleştirildiğini belirtti ve "Hatalar hakkında yargılama yapılması zorunlu" açıklamasını yaptı.
- Devlet kurumlarındaki yolsuzluk ve usulsüzlükleri yaptıkları denetimlerle ortaya çıkaran müfettişlerin raporlarının Sayıştay sistemine girilmesi engellendiği 2022’de ortaya çıktı.
- Sayıştay Başkanlığı’nın 2023 Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu şehir hastaneleriyle ilgili önceki yıllarda tespit edilen usulsüzlük ve sorunların sürdüğünü ortaya koydu. Rapora göre bunlara yeni usulsüzlükler de eklendi.