Yaz ayları ile birlikte ülkenin her yanına yayılan orman yangınlarına yönelik, kapsamlı bir önlem alınmaması, ülkenin her yanında cumhurbaşkanlığı kararıyla ormanlık araziden çıkartılan alanlar, plan değişikliği ile orman niteliği taşıyan alanların yapılaşmaya açılması ile iktidar büyük bir felaketin adım taşlarını örüyor. Ormansızlaşma iklim değişikliğini daha da tetikler ve küresel ısınmayı hızlandırır.
Karbondioksit emiliminden erozyonun sel felaketlerinin önlenmesine, su varlıklarının korunarak su döngüsünün korunmasına, biyoçeşitliliğin zenginleşmesine ve sağlıklı nefes almamıza hizmet eden ormanların rant odaklı yok edilmesi coğrafyamızdan başlayarak tüm dünyanın hava olaylarını etkiliyor.
Geleceksizleştirme
Evrensel bir değer olan orman varlıklarının korunması elzem iken Başkentte 120 bin metrekarelik, binlerce ağacın olduğu ve orman niteliği taşıyan yeşil alanda, özelleştirme idaresi tarafından yapılan plan değişikliği ile kentin ve yaşamın nefesi kesilmeye çalışılıyor. Planlama sürecinde onlarca kurumun plan yapması bütüncül ve sağlıksız planlama sürecinin nedenlerinden birisi. İklim değişikliğine karşı önlem alması ve koruyucu politikalar geliştirmesi gereken iktidar, iklim değişikliğini tetikleyecek rant odaklı kararlarla bir geleceksizleştirme projesine daha imza atıyor.
Çiğdemim Derneği ve mahalle muhtarlığının çağrısı ile “Yeşilime ağacıma ormanına dokunma” eyleminde son sözü alan 9 yaşındaki Barış “geleceğim için ormanına dokunma” sözü ile noktayı koyuyor. Bir çocuğun gösterdiği duyarlılığa sahip olamayan ülke yöneticileri uzun iktidar süreci ile Türkiye’yi geleceksizleştiriyorlar.
Yeşil kuşak
Yeşil Kuşak ağaçlandırma alanları Orman Genel Müdürlüğü tarafından Ankara Nazım İmar Planı’na uygun olarak 1961 yılında üç kuşak halinde yaşama geçirilir. Birinci kuşak çalışmalarında 80 bin dekar arazide 20 milyon fidan dikilir. Tüplü karaçam, sedir, akasya, iğde kokarağaç, kavak ve dişbudak türlerinin dikildiği birinci kuşak 1987 yılında tamamlanır. ‘Çiğdemim Ormanı’ diye bilinen yeşil alanda bu ağaçlandırma kapsamında toprakla fidanlar buluşur ve büyürler. Yaşayanlarına gölge, kente nefes, ekosisteme can olurlar. Mülkiyeti hazineye ait olan alanda Dışişleri Bakanlığının arşiv biriminin yer aldığı yeşil alan 2013 yılında ODTÜ yolu olarak bilinen binlerce ağacın katledilmesi ile açılan yol ile ikiye bölünür. Sonra “yol demek imar demek” söylemi gereği yerine getirilir. Binalar alışveriş merkezleri daha da yükselmeye başlar.
Önce bu orman niteliği kazanmış alanda Dışişleri Bakanlığı’nın hizmet binası yapılmak istenir. Dışişleri Bakanlığı’nın 2019-2023 stratejik planında yeni binaya olan gereksinim ve görselleri yayınlanır. Sonra oradan vazgeçilir. Arazi değerlidir. Ranta açmak peşkeş çekmek için özelleştirme idaresine devredilir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhurbaşkanı kararı ile planlama sürecine müdahil olma sürecini de yaratır.14 Kasım 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı kararı ile orman olmuş alan özelleştirme kapsamına alınır. Özelleştirme sürecinin 2027 yılına kadar tamamlanması ve buradan elde edilecek gelirle Dışişleri Bakanlığı’nın yeni yapılacak binasının finansının sağlanacağı da karara not düşülür. Özelleştirme kapsamında imar planı değişikliği ile satış için hazırlanır. Alıcısı da muhtemel hazırdır. 25 Mayıs 2024 tarihinde 120 bin metrekarelik alanda binlerce yetişmiş ağaç kesilerek yüz bin metrekare beton dökülerek bir nefes alanımızın daha katledilmesine olanak sağlayacak imar planı değişikliği yine Cumhurbaşkanı kararı ile resmi gazetede yayınlanır. Kamusal alan peşkeş için hazırlanır.
Yeşilime, ağacıma, ormanıma, dokunma!...
İmar planı değişikliği için Çiğdemim Derneği muhtarlık ve mahalleli itiraz dilekçesi hazırlayarak imza kampanyası başlatırlar. Basın açıklaması yaparak kamuoyu oluşturmaya ve hukuksal sürece hazırlık yapan mahalleliler kararlı. Çiğdem Mahallesi’nde Birlik Parkı’nın yapılaşmaya açılması için Gökçek döneminde imar planına karşı verdiğimiz mücadelede tanıdım onları. Mimarlar Odası olarak Birlik Parkı’nın imar planına yönelik açtığımız davanın bilirkişi keşfinde bir kez daha kararlılıklarını gördüm. Bilirkişi keşif heyetine 300 kişilik mahalleli de katıldı. Hakim ve bilirkişi heyeti şaşkınlığını gizleyemedi. Şimdi Çiğdem Mahallesi deneyim biriktirerek ormanına sahip çıkma mücadelesini büyütüyor.
Kent mücadelesinin mahalle dernekleri muhtarlıklar mahalle halkı ve kent savunucuları ile birlikte güç kazanması mücadelenin yaygınlaşması açısından başkent için önemli bir deneyim. Çiğdemi Derneği ve muhtarlığın çağrısıyla 29 Haziran’daki basın açıklamasında o sıcak günde bir çadırın altında asfaltın sıcağında, karşılarında ormanları ve ağaçların gölgesinden mahrum şekilde, inatla ve kararlılıkla açıklamalarını yapan yüzlerce kent savuncusu insandılar. Hepimizin nefesini kesecek ormansızlaşmaya, rant odaklı planlamaya, kamu varlıklarının özelleştirilerek peşkeş çekilmesine karşı inatla ayaktaydılar ve haykırdılar: “Yeşilime, Ağacıma, Ormanıma Dokunma”
Bu çığlığı duymak, seslerine ses olmak, çocukların geleceğini kurmak hepimizin mücadelesi kentimizin hakkı, doğanın hakkı.