DOSYA HABER - Polisin intihar çıkmazı 4: Türkiye'de 'polis sendikası' tartışması

Dünyanın bir çok ülkesinde bulunan ancak Türkiye'de doğrudan "meslekten ihraç" gerektiren polis sendikası bugün de tartışılıyor. Türkiye tarihinde tek örneği bulunan polis sendikası, görünüşe göre bugün de polislerin talepleri arasında: 'Huzurumuz kalmadı merkez...'

Kısa Dalga- Yalnızca intiharlar değil polis intiharına neden olan süreçler ve emniyet teşkilatı içerisindeki sıkıntılar bugüne kadar çokça anlatıldı şüphesiz. Uzun yıllardır tartışılan “Polis ne istiyor?” sorusuna birçok kişi ve kurum cevap aradı. Hatta dönem dönem siyasetçiler de bu soruya kafa yordu.

Yaşanan sorunların gün yüzüne çıkmasında faydası olanlar aslında polislerin kendisi olsa da polislerin derdini anlatabileceği, taleplerini dile getirebileceği bunca yıl tek bir alan olmadı. Sosyal medya hariç…

Bunun nedeni de karşılaştığı herhangi bir haksızlık karşısında “sahipsiz” hisseden emniyet mensuplarının aslında bu yöntemle birbirine sahip çıkmasıydı. Tam da bu noktada tartışılan en önemli soru “Polisin neden sendikası yok?” oldu.

Bir çok ülkede polis sendikası mevcut

Türkiye'de yıllardır konuşulan "polis sendikası", Fildişi Sahili’nden Nijer’e, dünyanın hemen her ülkesinde mevcut. Avrupa'da 27 ülkede toplam 35 polis sendikası bulunuyor. Hatta Almanya’da iki tane polis sendikası var. Türkiye'ye komşu olan Yunanistan ve Bulgaristan'da da polis sendikası bulunurken sendikaların hepsi öncelikli olarak Avrupa Polis Sendikaları Konfederasyonu (EuroCop) üyesi.

Türkiye’de ise 1980 öncesi yıllarda ortaya çıkan POL-DER ve POL-BİR sonrası emniyet mensuplarının sorunları için yan yana gelebildiği bir alan olmadı. 12 Eylül darbesi sonrası da zaten polisin yan yana gelmesinin tek bir yasal karşılığı vardı: “meslekten ihraç”

Yıllar sonra ilk kez bir sendika girişimi söz konusu oldu

1980’li yılların atmosferinden sonra emniyet içerisinde örgütlenen FETÖ/PDY yapılanması, 2010’ların başında neredeyse en güçlü dönemini yaşamaya başladı.

Bu güce paralel olarak her şubede kendinden olmayan personele yönelik baskı ve mobbing uygulamaları, sürgünler artık sistematik bir hal almıştı. Ki bu durum 15 Temmuz darbe girişimi sonrası da sıkça tartışıldı.

Tam da bu süreçte ilk defa FETÖ yapılanmasının dışında kalan ve haksızlığa uğrayanlar harekete geçmeye karar verdi. Artık bir polis sendikası gerekliydi. İçeride “cemaatin” çevirdiği değirmenlerin dışında kalanlar “Don Kişot” olmaya karar verdi.

Sendika kurmaya karar veren 6 polis “Emniyetin oksijeni bitti nefes aldırmak lazım” diyerek yola çıktı. 4 Kasım 2012 tarihinde Ankara'da toplanan polisler, 9 Kasım günü kuruluş dilekçesini vermek üzere Ankara Valiliği'ne gitti. İsim belliydi: “Emniyet-Sen”.

Sen misin sendika kurmak isteyen…

Dönemin Ankara vali yardımcısı polislerin bildirim dilekçesini hukuka aykırı bir şekilde kabul etmedi. Bunun üzerine “Biz size bildirim yapıyoruz” diyen polislere cevap “Bildiriminizi de almıyoruz” oldu.

Üstelik ısrarcı olan polisler bu kez de meslektaşları tarafından gözaltına alınmak istendi. Mesai bitimine kadar Güvenlik Şube'de tutulmak istenen polislere, kendileri gibi bir meslektaşları yardımcı oldu.

Şubeden çıkarak notere giden polisler, noterden de “Ben devlete ihtarname çekemem” cevabını aldı.

Israrcı polisler bu kez moto kurye ile belgeyi gönderdi ancak belge teslim edilemedi. 12 kasım 2012 günü ise belge valiliğe teslim edildi. Ancak valilik “Bizde öyle bir belge yok” dedi. Buna karşılık da Emniyet Sen, kargoyu teslim alan valilik yetkilisinin imzası bulunan belgeyi yayınladı. Böylelikle sendikanın bildirimi de yapılmış oldu.

Polis artık kendini mi coplayacak?

15 Temmuz sonrası ismi FETÖ ile anılan o dönemin müdür ve amirleri, “Bunlar DHKP-C'li, birkaç ay sonra da tutuklanacaklar” diye personeline açıklamalarda bulunuyordu. Sol camiada “Polis artık kendini coplayacak” şeklinde tepkiler başladı.

Yaklaşık 6 ay sonra emniyet mensupları, “Emre itaatsizlikte ısrar” ve “Sendikal faaliyette bulunmak” gibi suçlamalarla görevden uzaklaştırıldı. Atılan polislerden bir kısmı dava açtı ancak yıllar sonra göreve iade edilebildi.

‘Bu sendika yok hükmünde’ diyenler daha sonra ihraç edildi

Tabi Ankara Valiliği tarafından da Emniyet Sen'in kapatılması talebiyle dava açıldı. Bu dava 2016 yılında Yargıtay'a taşındı. Yargıtay oy birliği ile sendikanın “yok hükmünde” olduğuna karar verilmesini istedi. Daha sonra davalar bireysel olarak AYM’ye taşındı.

O gün sendikanın “yok hükmünde” olduğuna karar verilmesini isteyen heyet, darbe girişimi sonrası ihraç edildi.

5 AYM üyesi: Kurulursa devlet de toplum da kazançlı çıkacaktır

2014 yılında AYM, "emniyet hizmetleri sınıfındakilerin" sendikaya üye olamayacakları ve sendika kuramayacaklarına ilişkin kanun hükmünün iptal istemini reddetti. AYM'nin bu kararında 5 üyenin karşı oy kullandığı görüldü. Karşı oy kullanma gerekçeleri ise polise sendika yasağının ne denli anlamsız ve hukuksuz olduğunu ortaya koydu.

Karşı oy gerekçesinde, "Sendika kurulmasına izin verilmesi halinde, ağır şartlar altında görev yapan, çoğu kez karşılaştığı sorunlar karşısında yalnız başına bırakıldığı duygusuna kapılan, bir grup yapısı içerisinde yer aldığı takdirde daha güçlü olacağı psikolojisiyle, kimi zaman suç örgütlerinin veya kamu hizmetiyle bağdaşmayan fiili yapılanmaların etkisinde kalabilen emniyet mensuplarını, adil, tarafsız kamu hizmeti esaslarına bağlı görev yapması yolunda doğabilecek sakıncalar da giderilmiş olacaktır" denildi.

Ayrıca, "Bu şekilde görevini yaparken, kafasında çeşitli sorunlarla boğuşan polis, güvenlik hizmetlerini daha etkin bir şekilde yerine getirebilecek, bu durumdan devlet de toplum da kazançlı çıkacaktır" ifadeleri de dikkat çekti.

Öte yandan hiçbir uluslararası sözleşmede de polislerin sendikalaşmasına ilişkin yasak söz konusu değil.

Sosyal medya üzerinden sorunlar ve talepler paylaşılıyor

Yaşanan sürecin ardından doğrudan polisin herhangi bir sendika girişimi olmadı. Bireysel olarak hak arayan birçok emniyet mensubu bulunuyor. Genellikle sosyal medya üzerinden polisin talepleri ve sorunları dile getiriliyor.

Tabi şimdilerde bazı tutuklu polis hakları savunucuları da konuşuluyor;

“Mesela Yani…”

YARIN: Dosya-5 / ‘Polis hakları savunuculuğu’ kavramı demir parmaklılar arkasında: 'Bombacı Mülayim'

Araştırma Haberleri