Asgari ücret, vergi, enflasyon.... Prof. Aziz Çelik ekonomiye ilişkin 10 safsatayı yazdı
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, çalışanlar ve emekliler için yapılacak ödemelerin gündeme gelmesi sonrası ortaya atılan bahaneleri derledi.
110
Aziz Çelik, BirGün'deki yazısında hakları verilmeyen emekli ve işçiler için üretilen bahaneleri 10 başlıkta sıraladı:
1- “Kaynak yok”
"Oysa kaynak her zaman vardır. Sorun kaynak değildir. Devlet kaynak yaratır. Sorun kaynağı nasıl yaratacağınız ve nasıl dağıtacağınızdır. Kısaca tercih sorunudur. Kaynak meselesi sosyal ve sınıfsal bir tercih meselesidir. Örneğin 2024 yılı bütçesinde vazgeçilen vergi miktarı (vergi harcaması) 2,2 trilyon TL civarındadır. ... Örneğin sadece Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında vazgeçilen vergi 657 milyar TL’dir. Örneğin sadece bütçeden işverenlere sağlanan yüzde 5’lik sosyal güvenlik destek priminin (2008-2023) arası tutarı 58 milyar dolar (1,7 trilyon lira) civarındadır: Demek ki kaynak varmış, istendiğinde bulunabiliyormuş!"
210
2- “Sosyal güvenlik açığı büyüyor, emeklinin bütçeye yükü artıyor”
"Sözde sosyal güvenlik reformunun yapıldığı 2008 yılında emeklilerin toplam nüfusa oranı yüzde 12,2 idi bu oran 2022’de 16,3 oldu. Ancak emekli aylıklarının GSYH’ye oranı aynı dönemde yüzde 5,9’dan 4,5’e geriledi. Dahası SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin GSYH’ye oranı 2008’de yüzde 3,5’ti. 2022’de yüzde 2,6’ya geriledi. 2020 yılında yüzde 4,9’a kadar yükselen bütçe transferleri emekli aylıklarının aşağıya doğru bastırılması nedeniyle hızla geriledi. Gerek emekli aylıklarının GSYH içindeki payının gerekse SGK’ye yapılan bütçe transferinin payının düşmesi emeklilerin yoksullaştığını teyit ediyor. SGK değil emekliler batıyor!"
310
3- “Asgari ücret artarsa işsizlik artar”
"İşverenler asgari ücret artışı yüzünden işçi çıkartıp daralmaya gitmiyor. Örneğin asgari ücretin göreli olarak yüksek artışına rağmen dar tanımlı işsizlik son üç yılda yüzde 13’lerden yüzde 9 civarına geriledi. Aynı şekilde istihdam oranı da arttı. Kuşkusuz geniş tanımlı işsizlik çok yüksek ve Türkiye’de istihdam oranı OECD ve AB ortalamasının çok altında ama asgari ücret artışının işsizliği artırdığı gösteren ciddi bir kanıt yok."
410
4- “Enflasyonun sebebi ücretler ve alım gücü”
"Bu safsata enflasyonun sebebini yanlış teşhis ediyor. Şirket kârlarını, döviz kurlarındaki artışı ve vergilerinin etkisini ihmal ediyor. Merkez Bankası kaynakları dahi ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkisinin yüzde 10 seviyesinde olduğunu gösteriyor.
Örneğin 2005-2021 arası ücret gelirleri parasal olarak yüzde 527 artarken işveren gelirleri yüzde 980 artmıştır. 500 büyük şirkette 2022’de dönem karı %121 oranında artarken işgücü ödemeleri yüzde 86 artmıştır. Resmi enflasyon ve yeniden değerleme oranlarının çok üzerindeki kârlar değil de ücret ve maaşlar mı enflasyonun sebebi! Hadi canım sende!"
510
5- “Enflasyona ezdirmedik”
"Her şeyden önce enflasyon doğru ölçülmüyor. Velev ki doğru ölçülsün. Enflasyon oranında zam iki nedenle aldatmacadır. Birincisi enflasyon ortalama ölçülüyor oysa gelir gruplarının hissettikleri enflasyon harcama kalıpları nedeniyle farklıdır. Dahası enflasyon oranında zam büyümeden pay alamamak demektir. Bu da gelir bölüşümünün kötüleşmesi demektir. Nitekim hem TÜİK hem İSO verileri gelir bölüşümün hızla kötüleştiğini net biçimde ortaya koyuyor. Bunun en önemli sebebi çalışanların enflasyona ezdirilmesidir."
610
6- “Ücretler ne kadar artarsa artsın enflasyon eritir"
"Bu safsata “muhalif” gibi görünen safsatalardan biri. Ücretler, maaşlar, aylıklar enflasyonun peşinden koşuyor onlara yetişmeye çalışıyor. Evet ücret artışları fiyat artışları ile tekrar eriyebilir ama ücret artışı olmazsa alım gücü daha da düşer. Enflasyon karşısında alım gücünü korumak için daha çok ve daha sık ücret ve maaş artışı talep etmek gerekir."
710
7- “Demokrasi olmazsa yabancı sermaye gelmez”
"Gelir! Sermaye demokrasi olmadan da gelir! Sermayenin umurunda olan demokrasi ve insan hakları değil, siyasal ve yasal istikrardır, öngörülebilirliktir. Sanıldığı gibi siyasal istikrar ve öngörülebilirlik demokrasi ve insan hakları demek değildir. Sermaye önünü görmek ister, demokrasi ve insan hakları olmadan da önünü görebilir.
Sermeye giriş çıkışları, kâr transferleri, “teşebbüs hürriyeti” sağlanırsa gerisi sermayenin umurunda olmaz. Ne Osman kavala ile ilgilenir ne de Can Atalay ile! Tersine sermaye istikrarlı ama otoriteryen bir rejimi tercih eder. Böylece başı daha az ağrır. O yüzden sendikal hakların kısıtlı olduğu ve insaan hakları ihlallerinin sık görüldüğü ülkeler pekala ciddi yabancı sermeye çekebiliyor. Bu illüzyonun arkasında yatan temel neden kapitalizmin demokrasiyle özdeş olduğu yanılsamasıdır."
810
8- Emekliye "müjde" safsataları
"Örneğin emeklilerin kök aylıkları ile tamamlanan en düşük emekli aylıkları birbirine karıştırılıyor. Böylece kamuoyunda en düşük aylıkların 7 bin 500 veya 10 bin TL’ye yükseltildiği yanılsaması yaratılıyor. Ardından emekliler aylık artışlarını buna göre bekliyor. Ama öyle olmuyor. Kök aylıklara zam yapılıyor. Böylece yüzde 49,25 olduğu iddia edilen emekli aylık artışı yüzde 33’lerde kalabiliyor. Bir başka güncel örnek emekli bayram ikramiyesine yüzde 50 zam yapıldığı iddiası. Demagojinin ve dezenformasyon şahikası söz konusu! 2018’de asgari ücretin yüzde 62’sine denk gelen emekli bayram ikramiyesi yüzde 50 zamla asgari ücretin yüzde 18’ine geriliyor. Bu artış ve müjde olarak sunuluyor ve maalesef alıcısı da oluyor!"
910
9- “İşsizlik düşüyor, istihdam artıyor“
"Geniş tanımlı işsizlik pandemi öncesinde yüzde 15-20 bandında seyrederken pandemi sonrasında 20-25 bandına yerleşti. Geniş tanımlı işsizlik bir yılda 1,5 milyon artarak 9,6 milyona fırladı. Evet istihdam da artış var ama Türkiye OECD ve AB ortalamasının çok çok altında bir istihdam oranına sahip. DİSK-AR tarafından hesaplanan Kayıtlı ve Tam zamanlı İstihdam (KATİ) oranı ise sadece yüzde 34 düzeyinde. "İşsizlik düşüyor, istihdam artıyor" gibi boş övünmelerden önce bu gerçekle yüzleşmek lazım."
1010
10- “Vergiyi tabana yayacağız”
"Türkiye’de verginin aslan payı tüketimden alınıyor. Yani zengin de fakir de tüketim sırasında aynı vergiyi ödüyor. Dolaylı vergilerle vergi zaten tabana yayılmış durumda. Gelirden alınan vergilere gelince burada aslan payını ücretlerden alınan vergiler oluşturuyor. Kurumlar vergisi ve servet vergileri ise devede kulak. Yapılması gereken vergide adaleti sağlamak ve yüksek gelir grupları ile servet sahiplerinden yüksek vergi almaktır." (Kısa Dalga)