Kur Korumalı Mevduat Fonu'nun yürürlüğe girdiği 20 Aralık'ın yıldönümünde süreci özetleyen Ekonomi gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, "Nebati bu hızlı dalgalanmadan zarar görenlerle ilgili olarak “Çarpılan küçük yatırımcı oldu” dedi. Öyleyse çarpan kim? Peki, bir çarpılan varsa, çarpan kimdi? Dövizin hızla yükseleceğine ilişkin dolaylı yoldan mesajlar verenler miydi? Daha da önemlisi niye böyle yapılmıştı ki? Niye sonunda vatandaşın zararlı çıkacağı bir adım atılmıştı ki?" diye sordu.
Yazısında "Üç tarihi hiç unutmayalım..." diyen bunları 16 Aralık 2021, 19 Aralık 2021 ve 20 Aralık 2021 olarak sıralayan Aktaş özetle şöyle dedi:
"16 Aralık faiz indirim, 19 Aralık Erdoğan'ın faiz indiriminin devam edeceğine ilişkin açıklaması, 20 Aralık vatandaşın dövize hücumu ve doların 18.30'a tırmanması, yine 20 Aralık akşamı KKM'nin açıklanması ve yüksek kurdan döviz alanların büyük kayba uğraması...
* 16 Aralık’ta faiz yüzde 14’e indirilmiş ve çoktan enflasyonun altına çekilmişti. 16 Aralık’ta kısa süreli yeni bir dönem başlatılıyordu. Merkez Bankası’nın faizi yüzde 15’ten yüzde 14’e çekilince vatandaş dövize hücum etmeye başlamıştı. Kur tırmanıyordu.
* Geliyoruz üç gün sonrasına, 19 Aralık Pazar gününe... Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin Akademi Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada faizlerin düşürülmesine dönük eleştirileri hatırlatarak “Benden farklı bir şey beklemeyin” demek suretiyle faiz indiriminin devam edeceği konusunda çok net bir mesaj veriyordu. Artık ok yaydan fırlamıştı... Merkez Bankası’nın 16 Aralık’taki faiz indirimi, Erdoğan’ın üç gün sonra indirimin daha da devam edeceğine dönük mesajı...
* 20 Aralık Pazartesi... Vatandaş elinde avucunda ne varsa dolara yatırmaya başladı. Dolar bir günde iki liraya yakın artış gösterdi. 18 lira sınırı aşılmış ve artık 18.30 görülmüştü. 20 Aralık Pazartesi akşamı... Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısından sonra yaptığı konuşmada kur korumalı mevduat uygulamasını açıkladı. Türkiye 21 Aralık sabahına çok farklı bir manzarada uyandı...
Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Uzun süredir yükseliş eğiliminde olan dolar hızla gerilemiş ve 21 Aralık’ta 13 liralara inmişti. Gerileme sonraki günlerde devam etti ve bir ara 11 liralar görüldü. Vatandaşın döviz sattığı yoktu. Hele hele KKM’nin açıklandığı saatlerin hemen sonrasında dövizi üçte bir aşağı çeken inişte vatandaşın etkisi neredeyse hiç yoktu.
Merkez Bankası ve kamu bankaları piyasaya girmiş ve tüm güçleriyle döviz satmaya başlamışlardı. Dövizin belini kıran bu satıştı.
* Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin doların 18’in üstüne çıkıp ardından 11’lere kadar gerilemesinden sonra yaptığı açıklama da çok tartışıldı. Nebati bu hızlı dalgalanmadan zarar görenlerle ilgili olarak “Çarpılan küçük yatırımcı oldu” dedi. Öyleyse çarpan kim? Peki, bir çarpılan varsa, çarpan kimdi? Dövizin hızla yükseleceğine ilişkin dolaylı yoldan mesajlar verenler miydi?Daha da önemlisi niye böyle yapılmıştı ki? Niye sonunda vatandaşın zararlı çıkacağı bir adım atılmıştı ki?"