20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü: "Türkiye'de çocuk işçi sayısı yaklaşık 2 milyon"

Hayata Destek Derneği 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocukların ihlal edilen temel haklarını bir kez daha gündeme getirdi: Türkiye’de mülteci çocuklarla birlikte tahmin edilen çocuk işçi sayısı ise yaklaşık 2 milyon. 10-13 yaş grubunda ise yaklaşık 75 bin çocuk okula gitmiyor.

Hayata Destek Derneği 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde   kutu oyunuyla çocukların vazgeçilemez haklarına dikkat çekti. Çocuk Aklı / Çocuk Haklı adı verilen oyunda  20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen  ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 15 hak maddesi anlatılıyor. Derneğin açıklamasında, çocukların temel hakları ve günümüzdeki durum şöyle aktarılıyor:

Yaşama ve Gelişme Hakkı ile Çalıştırılmaktan Korunma Hakkı

Oyun alanlarında, okulda veya sosyal faaliyetlerde olması gereken çocuklar tarlada, inşaatta, sokakta veya başka yerlerde çalıştırılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2019 yılında yapılan işgücü araştırmasında, Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalıştırılan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin olarak belirlendi. Ancak anketin yapıldığı dönem senenin son çeyreği olduğu için mevsimlik tarım işçisi çocuklar bu verinin içinde bulunmuyor. Ayrıca mülteci çocuklar da ankete dahil edilmemiş. Türkiye’de mülteci çocuklarla birlikte tahmin edilen çocuk işçi sayısı ise yaklaşık 2 milyon.

Uluslararası Çalışma Örgütü ILO ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in son raporlarına göre dünyada çocuk işçilerin sayısı 20 yıldır ilk kez artarak 160 milyona yükseldi ve COVID-19 salgını nedeniyle 9 milyon çocuk daha çocuk işçiliği riski altında. Dün olduğu gibi bugün de çocukların çalıştırılmasının en önemli nedeni yoksulluk. Ayrıca bugün, küresel çaptaki karantina uygulamaları, okulların kapanması, derinleşen yoksulluk, hatta gelirsizlik çocukların çalıştırılmasına, özellikle de istismara, şiddete açık alanlarda çalıştırılmasına, yani çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerine yol açıyor.

  • 6. ve 32. Maddelere yönelik ne yapmalı? Çocuk işçiliği konusunda somut adımların atılması, yeterli sosyal korumaların oluşturulması, eğitim sisteminin güçlendirilmesi, çocukları işgücünden ayırıp okula geri döndürebilecek programlara ve geçim kaynaklarına yönelik yatırımlar yapılması gerekiyor. Bu önlemlerin alınması başta kamu kurumları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı; fakat sadece bu kurumlar değil, ayrıca iş dünyası, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları, aileler, tüm yetişkinlerin sorumluluğu. Çünkü unutmayalım, hiçbir iş çocuk oyuncağı değil!

Eğitim Hakkı

Eğitime erişim ve fiziki olarak okula erişim çocukların iyi olma hâlini ve gelişimsel süreçlerini destekleyebilmek için sağlanması gereken en temel hak. Eğitim Reformu Girişimi’nin hazırladığı raporda 2020-21 eğitim-öğretim yılında okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 25 oranında azaldığına,6-9 yaş arası 5 milyon 200 bin kadar çocuğun 145 bin kadarının okul dışında kaldığına işaret ediyor. 10-13 yaş grubunda ise yaklaşık 75 bin çocuk okula gitmiyor. Liseye geçişte eğitime devam konusunda da büyük bir düşüş olduğu görülüyor. Suriyeli çocukların   okullaşma oranı %64,4 ve okula kayıtlı olmayan Suriyeli çocukların sayısının 425 binin üzerinde olduğunu görüyoruz.Üstelik bu veriler sadece geçici koruma kimliği olan kayıtlı çocukları içeriyor.

  • 28. Madde’ye yönelik ne yapmalı? Çocuk haklarının sağlanabilmesinde okulların temel bir rolü bulunuyor. Eğitim hakkının tüm çocuklara sağlanabilmesi için erişilebilir ve kapsayıcı eğitim politikalarının oluşturulması gerekmektedir. Okulda etkin bildirim ve raporlama mekanizmaları kurularak çocukların okul devamlılığının takibinin yapılması, belirlenen sorunların başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili kamu kurumları, aileler, çocuklar ve sivil toplum işbirliğiyle ortadan kaldırılması hedeflenmelidir.

Her Türlü Şiddetten, İstismardan ve İhmalden Korunma Hakkı ile Cinsel İstismara Karşı Korunma Hakkı

Çocuklukta şiddet, istismar ve ihmale maruz kalmanın, çocuğun duygusal, gelişimsel ve davranışsal durumunu olumsuz yönde etkilediği; madde kullanımı, intihar ve suça eğilimini artırdığı bilinen bir gerçek.

UNICEF’in 2017 tarihli raporunda dünyada 2-4 yaş aralığındaki 300 milyon çocuğun, bakım veren kişiler tarafından psikolojik saldırıya ve/veya fiziksel cezaya maruz bırakıldığı ve 1-19 yaş aralığındaki yaklaşık 15 milyon kız çocuğunun yaşamlarının bir kısmında cinsel ilişkiye ya da herhangi bir cinsel eyleme zorlandığı belirtiliyor.

Türkiye özelinde 2019 yılında emniyet birimlerine suç mağduru olarak gelen 206 bin 498 çocuktan yüzde 15,2'sinin cinsel suçlar, yüzde 57,6'sının yaralama nedeniyle geldiği görülüyor (Türkiye İstatistik Kurumu [TÜİK], 2020). Yine Türkiye’de Ceza Mahkemeleri’nde çocukların cinsel istismarı konusunda açılan davalardaki suç sayısı 2012 yılında 17 bin 589 iken, 2019 yılında 22 bin 689’a yükseliyor (Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 2019).

  • 19. ve 34. Maddelere yönelik ne yapmalı? Koruyucu ve destekleyici tedbirlerin güçlendirilmesi, çocukların kendi haklarını savunacak şekilde katılım hakkıyla desteklenmesi; çocuk şiddet, istismar ve ihmalini izleyecek ve önleyecek kurumların güçlendirilmesi ve geliştirilmesi; toplum temelli ve çocuklar dahil herkesin kolaylıkla erişebildiği şikayet mekanizmalarının kurulması ve süreçlerin etkili şekilde işlenmesinin sağlanması gerekiyor. Burada yine başta kamu kurumları olmak üzere ilgili kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve esasında toplumun geneline çok iş düşüyor. 


ÇOCUK AKLI, ÇOCUK HAKLI OYUNU NEDİR?



Derneğin, açıklamasında "Bu vazgeçilmez hakların; ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, engellilik durumu, cinsel yönelimine bakmaksızın tüm çocuklar için sağlanması adına hep birlikte çalışmamız gerektiğini, her gün ve bu 20 Kasım’da da daha yüksek sesle vurgulamalıyız" denildi. "Çocuk aklı, çocuk haklı" oyunuyla ilgili şu bilgiler aktarıldı:

"Çocuk haklarının etkili bir şekilde sağlanabilmesinin, çocukların katılım hakkıyla ve kendi hakları konusunda farkındalıklarının artmasıyla mümkün olabileceğini düşünüyoruz.

Çocukların en iyi öğrenme aracının oyun olmasından hareketle de onlarla çocuk haklarını konuşmak için bu kutu oyununu tasarladık. Bu oyunla çocukların haklarıyla ilgili farkındalıklarının artmasını; zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişimlerini destekleyecek bilgileri öğrenebilecekleri güvenli bir alan sağlamayı; iyi olma hallerinin artmasını amaçlıyoruz.

Oyun kartlarının bir yüzünde çocukların sahip oldukları haklarla ilgili karşılaşabilecekleri örnek durumlar/olaylar yer alıyor. Diğer yüzde ise bu durumu/olayı anlatan bir illüstrasyon bulunuyor. Oyun tahtası üzerinde ise 15 kutucukta, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin maddeleri yazıyor. Oyunda amaç, örnek durumların oyun tahtası üzerindeki hangi çocuk hakkına denk geldiğini bulmak."

Gündem Haberleri