AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, 9 Mayıs Avrupa Günü kapsamında Ankara’da düzenlenen etkinlikte, Türkiye'deki sığınmacı tartışmasına ve Gezi Davası'na çıkan kararlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sığınmacı konusunda "Suriyeli mültecilerin onurlu bir şekilde geri dönüşü herkesi mutlu edecektir. Ama şu anda bu koşullar yok" diyen Meyer-Landrut, Türkiye'de insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda gerileme yaşandığını söyledi.
ANKA ajansından Melis Yıldırım'ın sorularını yanıtlayan Meyer-Landrut'un öne çıkan açıklamaları şöyle:
'SURİYELİLERİN ONURLU DÖNÜŞÜ İÇİN UYGUN KOŞULLAR YOK'
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, göçmen sorununa ilişkin "Türkiye, dünyada en kalabalık mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Suriye’deki savaşın başlamasından bu yana 11 yıldan uzun bir süre geçti ve bu tabii ki Türk toplumu üzerinde bir yük oldu" deyip şöyle devam etti:
'TÜRKİYE MÜLTECİLER KONUSUNDA OLAĞANÜSTÜ BİR ÇABA GÖSTERDİ'
"Türkiye, mülteciler konusunda olağanüstü bir çaba gösterdi. AB olarak biz de mültecilerle ilgili Türkiye’ye destek verdik. Uygun koşullar oluştuğunda sadece Türkiye’den değil Ürdün’den, Lübnan’dan, Mısır’dan ve Avrupa’dan Suriyeli mültecilerin onurlu bir şekilde geri dönüşü herkesi mutlu edecektir. Ama şu anda bu koşullar yok. Özellikle büyük çaplı bir geri dönüş için gerekli koşullar yok. Geri dönüş konusunda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin değerlendirmelerine bağlıyız.”
'AVRUPA KONSEYİ’NDEKİ SÜRECİN ÜYE ÜLKELERE YANSIMASI OLACAKTIR'
Osman Kavala’nın Gezi Davası’nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasına ilişkin Josepp Borrell’in hayal kırıklığını dile getirdiğini belirten Meyer-Landrut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa Parlamentosu ve Yüksek Temsilci Sayın Borrell, Gezi Davası’ndan sonraki hayal kırıklığını ifade etmişti. Ve bu hayal kırıklığını da Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyeliği ve AB aday üye olması bağlamına yerleştirerek ifade etti. AB ve AB temsilcileri, son haftalarda özellikle Türkiye’nin diğer tüm Avrupa Konseyi üyeleri gibi Avrupa Konseyi kararlarına uyması gerektiğini vurguladılar. Avrupa Konseyi’nde bir süreç başladı ve biliyorsunuz ki Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği değil. Bu sürecin sonuçlarının üye ülkelere yansıması olacaktır. Şu anda bu sürecin nasıl sonuçlanacağını söylemem mümkün değil.
'TÜRKİYE, ADAY ÜLKE OLARAK AVRUPA’NIN SÜREKLİ DİKKATİNİ ÇEKEN BİR ÜLKE'
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler çok önemli ve ilişkilerin birçok boyutu var. Türkiye, aday ülke olarak Avrupalı siyasi aktörlerin sürekli olarak dikkatini çeken bir ülke. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü, ilişkimizin oldukça önemli bir parçası.”
'KOPENHAG KRİTERLERİ KONUSUNDA GERİYE GİDİŞ SÖZ KONUSU'
Meyer-Landrut, Türkiye’nin AB ile pozitif gündeme geri dönmesi için Kopenhag Kriterleri’nin önemli olduğunu dile getirdi ve şöyle konuştu:
“İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığından bahsediyoruz. Komisyon, bunlara bakarak yıllık raporları hazırlıyor. Daha sonrasında bu raporlar, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na gönderiliyor. Ne yazık ki insan hakları, hukukun üstünlüğü ve Kopenhag Kriterleri konusunda bir miktar geriye gidiş söz konusu. Bu yılki ilerleme raporları yayınlandığında göreceğiz. Olumlu gelişmeler raporlanmasını isteriz.”
Avrupa Parlamentosu’nun raporundaki “Türkiye’nin bilinçli olarak AB üyelik sürecine son verdiği” ifadesine ilişkin yorum yapmayan Meyer-Landrut, “AB Konseyi’nin 2018’de aldığı karar uyarınca katılım müzakereleri askıya alınmıştı. O zamandan bu yana bu konuda bir ilerleme yok” dedi.