AB zirvesinin ana gündemi Rusya

Rusya'da Wagner grubu lideri öncülüğündeki kalkışma, AB liderler zirvesinde gündemin merkezine oturdu. Zirvede ayrıca Ukrayna, Moldova, Gürcistan ve Batı Balkanların üyelik başvuruları da gündemde.

Bernd Riegert

Rusya'daki "Wagner" grubunun kısa süreli darbe girişimi ve bunun Rusya-Ukrayna savaşı üzerindeki olası sonuçları, 27 AB devlet ve hükümet başkanının katılımıyla bugünden (29.06.) itibaren Brüksel'de toplanacak iki günlük zirvenin en önemli konusu haline geldi. Zirveye başkanlık edecek olan AB Konseyi Başkanı Charles Michel, davet mektubunda Rusya'daki duruma kısaca değinmiş olsa da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in, zirvenin başlangıcındaki öğle yemeğine davet edilmesi, konuyla ilgili tartışmayı körükleyecek gibi.

Jens Stoltenberg, hafta sonu yaşanan olayların ardından AB ve Batı'yı, Rusya'yı hafife almamaları konusunda uyardı. NATO Genel Sekreteri, Yevgeniy Prigojin'in özel ordusunun Belarus'un bazı bölgelerine yerleşmesiyle değişen güvenlik durumu hakkında değerlendirmelerde bulunacak.

Ülkesinin son gelişmeler nedeniyle tehdit altında olduğunu düşünen Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, NATO'nun doğu kanadının daha da güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Nauseda AB zirvesinden önce, Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı ile görüştü. Litvanya lideri, iki hafta sonra ülkesinde NATO zirvesine ev sahipliği yapacak.

Ukrayna'nın AB üyeliği

AB zirvesinde Ukrayna'nın AB'ye katılım talebi de tartışılacak. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy, yıl sonundan önce AB ile resmî katılım müzakerelerinin başlatılmasını istiyor.

Brüksel'in bu adımı atmaya hazır olup olmadığı henüz belirsiz. AB Komisyonu, Ukrayna'ya uzun vadeli yardım ve kendi silahlanma projeleri için AB bütçesinin 2027 yılına kadar 66 milyar euro artırılmasını talep etmişti. Üye devletlerin hükümetleri, şu ana kadar bu talebi reddediyordu.

Batı Balkanlar için daha hızlı üyelik prosedürü

AB devlet ve hükümet başkanları, bir yıl önce kabul edilen Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'ın katılım taleplerinin yanı sıra altı Batı Balkan ülkesinin yıllardır devam eden katılım prosedürlerini masaya yatıracak. Zirve hazırlıkları kapsamında daha önce alt komisyonlarda bir araya gelen AB diplomatları, Balkan ülkelerinin üyelik prosedürünün hızlandırılması yönde bazı çalışmalar yaptı.

Ancak bu konudaki en büyük engel, Sırbistan ile "ayrılıkçı bir vilayet" olarak gördüğü Kosova arasında devam eden gerginlik. Sürekli şiddet olaylarına sahne olan bu ihtilafın çözüm alternatifleri de zirvede ele alınacak. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in daha önceki arabuluculuk çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Çin stratejisi ve göç

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş nedeniyle dış politikayla ilgili bir dizi mesele uzun süredir arka planda kalıyordu. Bunlardan biri olan Çin'e ilişkin ortak bir AB stratejisinin oluşturulması tonusu, liderlerin Brüksel ajandasındaki başlıklar arasında yer alıyor.

Zirve gündeminin bir diğer önemli maddesi de göç olacak. Bu konuda Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın bazı huzursuzluklara neden olması muhtemel. Polonyalı mevkidaşı ile birlikte, göç politikasında kısa süre önce kabul edilen reformları şiddetle eleştiren Orban, Macaristan'ın kabul etmediği her göçmen için kesinlikle 20 bin euro ödemeyeceğini söylüyor, "Schengen bölgesini yasadışı göçmenlere karşı korumak için zaten iki milyar eurodan fazla harcıyoruz. Brüksel'den tek bir kuruş bile destek almadık. Neden daha fazla ödeyelim ki?" diyor.

Orban, AB içişleri bakanları tarafından üç hafta önce kabul edilen yeni göç düzenlemesini, "çok gevşek" olduğu gerekçesiyle reddediyor. Orban, söz konusu düzenlemenin, insan kaçakçılığı yapan çetelere, yasadışı faaliyetlerine eskisi gibi devam etmeleri için bir sinyal olduğunu söyledi.

Dünya Haberleri