AKP Kurucular Kurulu ve MKYK üyesi Haluk İpek, Trabzon'da katıldığı iftarda mikrofonun açık olduğunu unutarak Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler için 'Dangalak' ifadesini kullanmıştı. Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Sait İnan'dan yanıt geldi.
İnan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Haluk İpek için "Ordu'ya çakılı tek bir çivisi bulunmayan isim" olarak niteledi ve “Değerli Büyüğümüz, Sayın Bakanımız Hilmi Güler’e karşı kabul edilemez, çirkin ithamları esefle kınıyor, kullanılan terbiyesizce ifadeleri sahiplerine iade ediyorum” dedi.
Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, 'dangalak' geriliminin perde arkasını yazdı. "Bir iftara katılmadı diye “dangalak” denir mi? " diye soran Pehlivan'ın yazısındaki bölüm şöyle:
"Denmez. O halde dert başka. AKP’li Haluk İpek’in AKP’li Hilmi Güler’e karşı başka bir konuda husumeti olmalı. Var, diyorlar.
Evet, sorum şu: Bir AKP MKYK üyesi, iktidarlarında yedi yıl bakanlık yapmış, sonra partisinin yönetimindeki Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmuş birine neden böyle hakaret eder?
Ordu içinden bilenlere sordum. Ne garip, herkes ağız birliği etmişçesine eski belediye başkanı Enver Yılmaz’ı hatırlatıyor. Ne kadar da dolmuşlar, hemen eski defterler açılıyor. Enver Yılmaz’ın Fethullahçılarla ilişkileri dile geliyor. Zekeriya Öz’ün Gürcistan’a kaçmasına yardımcı olanlar arasında onun da adının geçtiği söyleniyor. Aynı insanlar, Haluk İpek’in işte o Yılmaz’la çok yakın olduğunu ileri sürüyor.
Ya Ergün Taşcı? Yani belediye başkanına karşı hakarete Haluk İpek’in yanında destek veren diğer AKP milletvekili? Hilmi Güler’e yapılandan rahatsız olanlar, Taşcı’nın dosyalarını da açmışa benziyor. Belediyelerden ihale alan yakınlarını anlatıyorlar, şüpheli ilişkilerinden bahsediyorlar.
Nihayetinde, Hilmi Güler’in eski başkanın ve onun çevresindekilerin birçok işine çomak soktuğunu, asıl derdin bu olduğunu ileri sürüyorlar. Güler’in üç yıl önceki “Ordu, Ordu’dan yönetilecek Pensilvanya’dan değil” sözünün yarattığı rahatsızlığın devam ettiği dillendiriliyor. Hayati Yazıcı’nın ve Mehmet Özhaseki’nin bu sürtüşmedeki rolüne dair iddiaları hiç yazmıyorum bile.
Unutmadan… Sanki tüm bu kavganın Ünye Limanı ile de bir bağlantısı var gibi ama orası da ayrı bir yazı konusu.
Kısacası… AKP içindeki kavgaların sesi o kadar yüksek ki artık kapalı kapılar bile çare olmuyor, çok şey duyuluyor."