AKP'nin 'dezenformasyon teklifi' savunması: Basın özgürlüğü kısıtlanmasın diye...

AKP'li Mahir Ünal, basın örgütleri ve muhalefetin tepki gösterdiği yasa tekliğini "İfade hakkı, eleştiri ve basın özgürlüğü kısıtlanmasın diye böyle bir çalışma yapıyoruz" diyerek savundu.

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AKP ve MHP’nin Meclis'e sunduğu internet medyası ve sosyal medya ile ilgili düzenlemeleri içeren yasa teklifini savundu.

Ünal, NTV'de katıldığı programda, “Bakın biz, dezenformasyonu 'kamu barışına karşı suç'lar başlığı altında ele aldık. Biz eğer kişilere yönelik suç başlığı altında ele alsaydık o zaman ifade özgürlüğünün ihlali söz konusu gibi iddialar ortaya atılabilirdi. İfade hakkı, eleştiri ve basın özgürlüğü kısıtlanmasın diye böyle bir çalışma yapıyoruz” dedi. Ünal’ın açıklamaları şöyle:

'AB İNTERNET ORTAMINA DAİR İKİ KIRMIZI ÇİZGİ BELİRLEDİ'

"Pandemiyle beraber bütün dünya bir şey fark etti, yani dijital dönüşümün 10 yıl erkene çekilmesiyle beraber kâr maksimizasyonuyla çalışan algoritik düzen yani o yapay zekânın oluşturduğu gerçeklik kaybı bütün dünyanın da dikkatini dezenformasyona çekti. Bugün en çok tartışılan konulardan bir tanesi gerçeklik kaybıyla ilgili temel sorun.

Şimdi özellikle AB internet ortamına dair iki kırmızı çizgi belirledi. Bir tanesi terörle mücadele bir tanesi de dezenformasyonla mücadele. Dezenformasyon dediğimiz şey aslında gerçekle yalanın birbirinden ayırt edilemez hale gelmesi ve gerçekliğin kaybolması hali. Diğer taraftan hatırlarsanız. Çok çok kullanılan post truth kavramı yani gerçeklik sonrası, bütün bunlar insan olarak gerçekliği korumamız ve gerçek alnı teyit etmemiz gerekliliğini ortaya koydu.

'DEZENFORMASYON BİR SUÇ'

Uzunca bir süreden beri kapsamlı bir çalışma. Dezenformasyonu biz ceza ile engelleyebileceğimiz bir şey olmadığını bütün dünya kabul ediyor. Ama dezenformasyonun bir suç olduğunu da kabul ediyor. Bu mücadele aynı zamanda bir taraftan internet haber gazeteciliğine normal basın mensuplarının sahip olduğu normal yazılı ve görsel medyanın sahip olduğu hakların verilmesi; aynı şekilde basın kartı, reklam ve ilanlar. Burayı da bir yasal bir çerçeveye almak, bir anayasal düzenlemenin emrettiği genel çerçeveye almaktı amacımız.

'DEZENFORMATİK OLDUĞUNU KİM BELİRLEYECEK?'

İkinci husus da aslında bu kanun sosyal medya kanunu gibi de anıldı. Neden? 2020’de çıkan sosyal medya kanunu ile ilgili de yeni düzenlemeler yaptık. Neden? 23 Nisan 2022’de AB dijital hizmetler yasası üzerinde anlatı. Bunu esas alarak biz 5651’i regüle ettik. Ve dezenformasyonu da suç kapsamına aldık. Bunu yaparken kritik bir şey yaptık. Burası önemli, dezenformasyonu 'kamu barışa karşı suç'lar başlığı altında ele aldık. Yani eğer dezenformasyonu biz "TCK'da kişilere yönelik suçlar" başlığı altında ele alsaydık o zaman ifade özgürlüğünün ihlali, eleştiri hakkı, basın özgürlüğünü kısıtlama gibi iddialar ortaya atılabilirdi.

Bir bilginin dezenformatik olduğunu kim belirleyecek? Bir bilginin yalan olduğunu kim belirleyecek? Bu konuda uzun süre tartışıldı. Bu konuda bir kurul mu kurulmalıdır yoksa başka bir mekanizmanın mı oluşturulması gerekir, burada son derece demokratik yani bütün gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi çok doğru bir karar verildi. Ve denildi ki bir bilginin gerçek olup olmadığına, gerçeğe aykırı bilgi nedir buna yargı karar versin.

'GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE YAPILIYOR'

Peki yargı buna nasıl karar versin? Bilgiyi alenen yayma suçu nasıl teşekkül edecek? Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu 3 kademeye bağladık ki suçun teşekkülü niteliği ve karar vericinin bununla ilgili kararında bir belirsizlik ortaya çıkmasın. İkinci bir şey yaptık. Ceza muhakeme kanununa bunu 7. madde olarak ekleyerek ifade özgürlüğüne temas eden hususlarda temyiz yolunu açarak eğer bu konuda bir hâkim kararı olmasına rağmen temyize gitme yolunu da ifade özgürlüğünün korunması konusunda gerekli hukuki alt yapıyı oluşturduk. İfade hakkı, eleştiri ve basın özgürlüğü herhangi bir şekilde kısıtlanmasın diye böyle bir düzenleme yapık.

“Anayasa'ya aykırı olabilmesi için öncelikle diğer yasalarda karşılık bulmaması gerekiyor ya da basın özgürlüğünü doğrudan kısıtlayıcı niteliğe sahip olması gerekiyor. Gelişmiş demokrasilerde bu tarz düzenlemeler yapılıyor. Almanya bu konuda daha sert tedbirler getirdi.

'KILIÇDAROĞLU'NUN İDDİALARINI TABİİ Kİ HABERLEŞTİRECEK'

“Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarını tabii ki gazeteci haberleştirecek. Bu suç kapsamına girmiyor. Dezenformasyon hepimizi tehdit eden bir durum. Dezenformasyon ya suç kararını da yargı verecek. Ama kalkıp daha ilgili düzenlemeyi okumamış, çıkıp 'vatandaşın sesini kısıyorsunuz' diyorlar." (Kısa Dalga)

Gündem Haberleri