Kısa Dalga - Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Salı günü yeni vatandaşlık yasasına ilişkin bir açıklama yaptı.
Euronews'te yer alan habere göre, Faeser, yeni vatandaşlık kanununda "İsrail'in var olma hakkını kabul etme" şartının bulunduğunu belirtti.
"Antisemitizm, İsrail devletinin var olma hakkı ve Almanya'daki Yahudi yaşamı konularında yeni test soruları eklendi" ifadelerini kullanan Faeser, "Alman değerlerini savunmayanların Alman pasaportu alamayacağını" da sözlerine ekledi.
Almanya, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü ve çok sayıda sivilin ölümüne sebep olan savaşa koşulsuz destek verdiği için, çatışmaların tekrar başladığı 7 Ekim'den beri eleştirilere muhatap oluyor.
Almanya'nın İsrail'e verdiği güçlü desteğin, Nazi Almanyası döneminde Yahudilere uygulanan soykırımın (Holokost) toplumda meydana getirdiği "kolektif suçluluğun" ("Kollektivschuld") Alman dış politikasına yansıması olduğu değerlendiriliyor.
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde tekrar alevlendi.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, 7 Ekim'de düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1,200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin aldı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den beri İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 37.100'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.
Harabeye dönüşen Gazze'nin çoğu bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, Başbakan Binyamin Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.