Alexander Freund
Dünya çapında yaklaşık 55 milyon insan, Alzheimer hastalığını da içeren demanstan muzdarip. Hastalığa yakalananların üçte ikisi gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Yaşlanan nüfus göz önüne alındığında, bu sayının 2050 yılına kadar yaklaşık 139 milyona yükseleceği ve özellikle Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Afrika'da dramatik bir hal alacağı tahmin ediliyor.
Dünyanın dört bir yanındaki araştırmacılar, onlarca yıldır Alzheimer'ı tedavi edecek bir ilaç arayışında. Şimdiye kadar elde edilen başarılar oldukça sınırlı düzeydeydi. Araştırmaların geldiği son noktada ise "Lecanemab" adlı etken maddeye büyük umutlar bağlanmış durumda. ABD Gıda ve İlaç Dairesi tarafından 2023 yılı sonuna kadar onaylanması beklenen bu antikor, hastalığın erken aşamalarında ilerlemesini yavaşlatabilir.
Beyindeki karmaşık süreçler
Etkili ilaçların geliştirilmesi bugüne kadar oldukça zordu. Çünkü Alzheimer hastalığına dair tüm beyin süreçleri henüz açıklığa kavuşturulmamıştı. Buna Alzheimer hastalarında beyin hücrelerinin neden öldüğü sorusu da dahildi.
Alzheimer hastalarının beyinlerinde amiloid ve tau adı verilen birçok anormal protein birikiyor. Ancak bu iki protein arasındaki doğrudan bağlantı şimdiye kadar belirsizdi.
Hücre ölümündeki gizem çözüldü
Belçikalı ve İngiliz araştırmacılar şimdi bu gizemi çözdüklerine inanıyor. "Science" dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, beyinde biriken anormal proteinler ile bir tür hücre ölümü olan "nekroptoz" arasında doğrudan bir bağlantı var.
Normalde nekroptoz, özellikle bağışıklık reaksiyonları veya enflamatuar (iltihap) süreçleri sırasında istenmeyen hücrelerin ortadan kaldırılmasını ve böylece yeni hücrelerin oluşmasını sağlar. Besin kaynağı kesildiğinde hücreler şişer, plazma zarları tahrip olur, hücre iltihaplanır ve ölür.
Araştırmaya göre, Alzheimer hastalarında beyin hücreleri iltihaplanıyor çünkü nöronlar arasındaki boşluklarda anormal amiloid birikiyor. Bu da hücrenin iç kimyasını değiştiriyor.
Amiloid, "plaklar" oluşturmak üzere bir araya toplanıyor ve tau proteini "yumak" adı verilen lif demetleri halinde birikiyor. Bu etkileşim sayesinde beyin hücreleri, MEG3 molekülünü üretmeye başlıyor. Araştırma ekibi, MEG3'ü bloke etmeyi başardı ve beyin hücreleri de hayatta kaldı.
Bunu yapmak için araştırmacılar, insan beyin hücrelerini, özellikle büyük miktarlarda anormal amiloid üreten ve genetiği değiştirilmiş farelerin beynine nakletti.
Araştırma ekibinin üyelerinden olan İngiltere Demans Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Bart De Strooper, Alzheimer konusunda dönüm noktası niteliğindeki bulguyu şöyle açıklıyor: "İlk defa Alzheimer hastalığında, nöronların nasıl ve neden öldüğüne dair bir ipucu elde ettik. Bu konuda 30-40 yıldır pek çok spekülasyon yapıldı ama kimse mekanizmaları tam olarak belirleyemedi."
Yeni ilaçlar için umut
Belçikalı ve İngiliz araştırmacılar, bu yeni bulguların Alzheimer ilaçlarının geliştirilmesi için yepyeni imkanlar sağlayabileceğini umuyor.
Bu umut temelsiz değil, çünkü son zamanlarda Lecanemab gibi, özellikle amiloid proteinini hedef alan ilaçlar geliştirildi. Eğer MEG3 molekülünü uygun ilaçlarla bloke etmek mümkün olursa, beyin hücrelerinin ölümü de durdurulabilir.