Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü'nde 14 Ekim 2022'de 43 işçinin öldüğü, 9 işçinin de yaralandığı patlama sonrası yürütülen soruşturmada, aralarında Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu, Başmühendis Mehmet Tural, Emniyet Mühendisi Şahan Kahraman, maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş tutuklandı; 15 kişi de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Savcılığın hazırladığı 195 sayfalık iddianame Bartın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşması 25 Nisan'da görülen davada, Müdür Yardımcısı Salih Atmaca tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
116 müştekinin yer aldığı iddianamede; tutuklu Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında yaşamını yitiren her madenci için "Olası kast ile öldürme" suçundan 25 yıla kadar hapis istendi. Yöneticiler hakkında ayrıca "Olası kast ile kişinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde kasten yaralama" suçundan da ağır yaralanan 4 kişiden her biri için 4 yıla kadar hapis talep edildi. Diğer 19 sanığın ise "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep edildi. Yargılama aşamasında bugüne kadar 5 duruşma görüldü. Duruşmalarda sanıkların tamamı savunma yaparken, tanıkların da bir kısmı ifade verdi.
Davanın 6'ncı duruşması, bu sabah saatlerinde başladı. Bartın Adliyesi'nin giriş katında oluşturulan duruşma salonu çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Bugünkü duruşmada, olay anında Zonguldak'tan gelen 13 tahlisiye ekibi dinlenecek.
Karaca: Bu bir cinayettir
Duruşma öncesi Bartın Adliyesi önünde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, mağdur aileler ve avukatlarla basın açıklaması yaptı. Amasra maden faciası davasına önem verdiklerini söyleyen Karaca, şöyle konuştu:
"Soma'da, Ermenek'te etkin bir soruşturma, etkin bir yargılama yapılsaydı, sorumlular kim olursa olsun, ucu kime kadar uzanırsa uzansın, yargı önüne çıkartılarak o facianın hesabı sormuş olunsaydı, bugün belki de hiçbirimiz burada 43 maden şehidimiz için bir arada bulunmayacaktık. Belki de Amasra faciası yaşanmayacaktı. Eğer önlenebilecek, öngörülmüş bir facia, göz göre göre gelmişse bunun adı kaza değildir. Bu bir faciadır. Hayatını kaybedenler de cinayete kurban gitmiş demektir. Bu bir cinayettir. Bunun altını özetle çizmek istiyoruz. Bilirkişi ön inceleme raporunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin de sorumlu olduğu, kusurlu olduğu, açıkça belirtilmesine rağmen hala onlarla ilgili bir soruşturma izni verilmemiş olması süreci uzatmak, ailelerin, Bartınlıların ama tüm ülkemizde bu davayı takip edenlerin toplumsal hafızasını uyutmak, zamana yaymak olduğunun farkındayız. Ama biz buna izin vermeyeceğiz. Bu davanın bütün ülkede, bütün dünyada duyurulması, sorumlular, halk, tüm sorumlular hakkında bu mahkeme koridorlarında ailelerin kanayan vicdanları, yaralanmış, acı içinde geçirdikleri 16 ay boyunca adalet çığlıklarının gereği yerine gelinceye kadar da burada olacağız" dedi. (DHA)