Ankara Üniversitesi öğrencileri, uzaktan eğitim uygulamasına karşı Tandoğan kampüsü rektörlük binası önünde açıklama yaptı. Öğrenciler, “Uzaktan eğitim istemiyoruz. Depremzedeler için yurtlar çözüm değildir” yazılı pankart taşıdı. Öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan Semra Tokaç, şunları söyledi:
“6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremin yarattığı yıkım, mevcut imkanların kullanılmaması halinde birçok ilde on binlerce can kaybına ve yurttaşlarımızın yerlerinden edilmelerine yol açtı. Kendi okulumuzda da 15 sıra arkadaşımız yaşanan ihmallerden dolayı hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 11 Şubat günü yaptığı konuşmada, üniversitelerde uzaktan eğitime geçileceği ve KYK yurtlarının da depremzedelere verileceğini duyurdu. Ardından da KYK yurtlarında kalan öğrencilerin eşyaları çöp poşetine konularak öğrenciler kapı dışarı edildi. Depremzedelerin kalacak yer ihtiyacının karşılanması elbette çok önemli ve yaşamsaldır. Ancak bu sorun zaten niteliksiz olan KYK yurtlarında kalan öğrencileri evlerine göndererek de uzaktan eğitime geçilerek de çözülemez. Onlarca boş ev, TOKİ konutları, misafirhaneler ve oteller varken ilk tercih edilen yerin KYK yurtlarının olması iktidarın sermayeye dokunmadan ‘çözüm üretme’ çabasının bir ürünüdür.
YÖK Başkanı’nın yaptığı açıklamada belirsizlikler dolu olduğu gibi üniversitemizin yaptığı açıklamada çeşitli bölümler hariç diğer bölümlerin uzaktan eğitime devam edeceği açıklandı. Üniversite bileşenlerini talepleri dikkate alınmadan bu kararların uygulanması söz konusu olamaz. Yaşadığı şehir yok olan sıra arkadaşlarımız online eğitim araçlarına nasıl erişecek? Devlet bunu karşılayacak mı? Bu soruların hiçbirinin cevabı yok. Ayrıca depremzede öğrencilerimize kredi, burs desteği sağlanacak mı, hiçbir şekilde kredi ve bursları kesilecek mi? Üniversite öğrencileri olarak talep ettiğimiz; eğitim yüz yüze ve devamlı olmalıdır, depremzede yurttaşlarımızın barınma sorunu öğrencilerin barındığı ve hali hazırda depremden dolayı zarar görmüş KYK yurtları değil, devletin alternatif imkanlarıyla derhal çözülmelidir, depremzede sıra arkadaşlarımıza psikolojik destek sağlanmalıdır. Yaşanan ve devam edecek olan süreçte tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır. Deprem süreci koordineli bir şekilde imkanların seferber edilmesiyle yürütülmelidir. Öğrencileri mağdur edecek tüm politikalardan kaçınılmalıdır.”
İletişim Fakültesi’nde 3. sınıf öğrencisi olan Selma Tokaç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “KYK yurtlarının boşaltılıp depremzedelerin yerleştirilmesi” kararın ardından kendi üniversitesinin de uzaktan eğitim kararı aldığını söyledi.
'İlk gözden çıkarılan eğitim olmamalı'
Pandemide de online eğitim sürecinden “nitelik kazanmadan” çıktıklarını söyleyen Tokaç, “Yurtlarından olan vatandaşların barınma ihtiyacı giderilmelidir ama ilk gözden çıkarılan eğitim olmamalı. Biz biliyoruz ki online eğitim yine bir şey katmayacaktır” diyerek ANKA Haber Ajansı’na şöyle konuştu:
'Depremden sonra bir artı bir evlere 5 bin lira fiyat çekenleri görmüş olduk'
“Ben burada evde kalıyorum, ailem başka memlekette. Ben ve benim gibi arkadaşlarım da muhtemelen bizler de gitmek zorunda kalacağız. Kira derdine düştük. Depremden sonra bir artı bir evlere 5 bin lira fiyat çekenleri görmüş olduk. Bu sebepten ötürü biz öğrenciler de kira ve yurt problemlerinden kaynaklı şehri terk etmek zorunda kalacağız.
Nisan ayında üniversitelerin açılmasının tekrar gözden geçirileceği açıklaması da mantık çerçevesinde biz öğrenciler adına oturmuyor. Sonuçta bir buçuk aylık bir süreçte ne depremzedeler ne de öğrenciler yaralarını sarabilir. Depremzedelerin barınma krizi varken öğrencilerin şehirleri terk edip tekrar dönmeleri halinde barınma sorunuyla yüz yüze kalmış olacağız.
'Hocalarımızın da ‘eğitimi yüz yüze devam ettireceğiz’ açıklaması var ama senato bunu görmezden geldi”
İletişim fakültesi hocalarımızın da ‘Eğitimi yüz yüze devam ettireceğiz’ açıklaması var. Senato bunu görmezden gelerek aslında bu kararları verdi. Üniversite bileşenlerinin hiçbir söz hakkı olmadı. Üniversitelerde yüz yüze eğitim yapıldığında bile nitelik sorunu karşımızdayken, akademik kadroların boşaltılmasıyla, liyakatsiz sistemiyle bile bize bir şey katmazken online eğitimde ne materyallerimize ulaşabiliyoruz ne bizim pratik derslerimiz var. İletişim fakültesi öğrencisiyiz bir kere, kamera ve mikrofonumuzla sokaklarda ve fakültelerde olmamız gerekirken evlerden ne öğrenebilirsek neyi çıkartabilirsek bunu bize dayatıyorlar.” (ANKA)