Elmas Topcu
Hakkında uluslararası yakalama kararı bulunan aşırı sağcı Alman vatandaşı Attila Hildmann’ın Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde kaldığı ortaya çıktı. Haftalık Stern dergisi, 2020 sonunda Türkiye'ye kaçan Hildmann'ın yerini, kendisini Hildbusters diye adlandıran bir grup amatör dedektifin aylar süren araştırmaları sonucu tespit ettiğini bildiriyor.
Amatör dedektiflerden Alexander Brehm, Stern muhabiri ve bir kameraman ile birlikte aşırı sağcı Hildmann’ın oturduğu evin sokağında karşısına çıktıklarını ve yaşananları kayıt altına aldıklarını, ona hiçbir yerde güvende olmadığını göstermek istediklerini belirtiyor. Brehm ikamet adresi ile aracının plakasını İstanbul’daki Almanya Başkosolosluğu‘na bildirdiklerini de aktarıyor.
Attila Hildmann kimdir?
Türk bir ailenin çocuğu olarak 1981’de Batı Berlin’de doğan, küçük yaşta Alman bir ailenin evlat edindiği Attila Hildmann uzun yıllar çıkardığı vegan yemek kitapları ve ürünleri ile tanınan bir aşçıydı. Çok sayıda gıda ürünü marketlerde ve internette de satılan Hildmann, korona pandemisi döneminde ise alınan tedbirlere karşı yaptığı radikal gösteriler, pandemiye ve aşıya dair yaydığı komplo teorileri ile dikkat çekti. Kısa sürede etrafında aşırı sağcılardan ve komplo teorilerine inananlardan oluşan bir grup oluşturan Hildmann giderek radikalleşti. Sosyal medya kanallarını düzenli kullanan Hildmann, kendisini "Alman milliyetçisi" olarak tanımlıyorsa da hakkında 80’den fazla olayla bağlantılı "halkı kışkırtma", "şiddete çağrı" ve "antisemitik söylemlerde bulunma" nedeniyle başlatılmış soruşturma var. Hildmann eski Başbakan Angela Merkel için Nazi Toplama Kampı "Auschwitze gönderilmeli" açıklamasıyla tepkilere neden oldu.
Hildmann hakkında soruşturma yürütülürken Berlin Savcılığı'nda kendisini destekleyen bir çalışanın Hildmann’ı uyardığı, bunun üzerine de Attila Hildmann'ın 2020 Aralık sonunda ortadan kaybolduğu, yılbaşı gecesi de Türkiye'ye kaçtığı ortaya çıktı.
Türkiye'de defalarca yer değiştirdi
Attila Hildmann’ın 1993 yılında kimlik yenilerken yaptığı bir beyanat nedeniyle uzun zaman çifte vatandaş olduğu ve Almanya’ya iadesinin mümkün olmayacağı dile getirilse de kısa süre önce bunun doğru olmadığı, Attila Hildmann’ın sadece Alman vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Hildmann hakkında uluslararası yakalama kararı çıkartıldı ancak şimdiye kadar Almanya tarafından Türk makamlarından resmi olarak iadesinin talep edilip edilmediği bilinmiyor, zira bu konuda Alman makamları açıklama yapmaya yanaşmıyor.
Amatör dedektifler işe koyuldu
Attila Hildmann'ın Türkiye'ye kaçmasının ardından sosyal medya kanallarında önceki döneme göre daha dikkatli paylaşımlarda bulunduğu ve açık Telegram grupları yerine güvendiği kişilerin ve kendisine maddi yardımda bulunanların dahil edildiği taraftar gruplar kurduğu dikkat çekti. Hildmann'ın Türkiye'deki ikametgahını ortaya çıkaran amatör dedektifler grubu Hildbusters ile Stern dergisi, farklı kimlikler ve maddi bağış yoluyla bu gruplara girmeyi başardı ve koordinasyonda Alman Neonazilerin yöneticilik yaptığını tespit etti.
13 kişiden oluşan amatör dedektifler, Şubat 2021’de Attila Hildmann olayında yargı ve emniyette gördükleri hatalar üzerine Hayalet Avcıları filminden esinlenerek kendilerine Hildmann avcıları anlamına gelen Hildbusters adını verdi. Aralarında müzisyen, öğretmen, hukukçu, sanatçı, yayıncı, aşçı, programcı gibi farklı meslek gruplarından 13 kişinin bulunduğu amatör dedektif grubu o zamandan itibaren Attila Hildmann'ın yayınladığı fotoğraf ve videoların, sesli mesajların, belgelerin her milimini tarayarak kaçak Almanın nerede olduğunu saptamaya çalıştı ve bunu başardığında da sorumlu emniyet teşkilatına ve savcılığına bildirdi.
Defalarca yerini saptamalarına rağmen dosyada ilerleme olmaması üzerine Hildmann'ın gizli bilgilerini ele geçirmeye ve hatta tuzak kurarak İşviçre'ye getirmeye giriştiklerini aktarıyorlar.
Son dönemde ise paylaştığı fotoğraf ve görsellerde daha dikkatli olduğu dikkat çeken Hildmann'ın maddi sıkıntı içinde olduğunu saptayan grup, kripto para bağışları üzerinden Hildmann'ın yeni adresini bulmayı başardı. Ancak gruba Hildmann konusunda en can alıcı bilgiyi veren ise kendisi de Almanya kökenli olan ve Türkiye'de yaşayan Samet K. oldu. Samet K. uzun süre Attila Hildmann'a yardım ettiğini ancak sonradan kendisi tarafından dolandırıldığından şüphe ettiği için yollarının ayrıldığını anlattı. Bir yıldan fazladır iz süren dedektifler Samet K.'nın da desteğiyle Attila Hildmann’ın kaldığı son adresi saptayarak bunu kamuoyuna duyurdu.
Kartepe'de Hildmann ile yüzleşme
Türkiye'ye gitmek ve Attila Hildmann'ın karşısına çıkmak için ise Hildbusters grubundan Alexander Brehm gönüllü oldu. Hildmann'ın Türkiye'de silah edindiği ve çatışma sporları çalıştığı bilgileri paylaşıldığından dikkatli davranan Brehm, bir ara durumdan Türk polisini haberdar etmeyi düşündüğünü, bölgeden destek aldıkları kişilerin ise Attila Hildmann’ın kaldığı yerde sağcı ve milliyetçilerin güçlü olduğunu, polise başvurmaları halinde Hildmann’ın değil kendilerinin gözaltına alınabileceklerini söylemesi üzerine bundan vazgeçtiğini anlatıyor.
Hildmann'ı bekledikleri gün komşularınin şüpheli araç ihbarı üzerine gelen polisler kimlik kontrolü yapsa da bir süre sonra Brehm ve Stern muhabirinin yanından ayrılır. Akabinde evden çıkan Hildmann'ın karşısına kamera ile çıkan amatör dedektif ve Stern muhabiri karşılaşmayı kayıt altına alır. Karşılaşmada Hildmann'ın soruları cevaplamak yerine propagandaya devam ettiği dikkat çeker.
Stern'in araştırmalarında eşlik ettiği Hildbusters ekibine göre Hildmann Türkiye'de Antalya'dan Balıkesir ve Kocaeli'ne kadar farklı yerlerde kaldı. Hakkında uluslararası yakalama kararı bulunmasına rağmen yakalanmadı.
Stern, Hildmann’ın Türkiye'de daha da radikalleştiğini, Haziran ayından itibaren kurduğu 200 kişiden oluşan özel Telegram kanalında çoğunluğu Neonazilerin oluşturduğunu haber veriyor. Grubun adının kurulduğunda Hitler ordusunun lider kadrolarının merkezine verdikleri takma isim olan "Wolfsschanze" olduğu, sonra defalarca değiştirildiği bildiriliyor. Dergiye göre Hildmann, aşırı sağcı ve ırkçı Nasyonal Demokrat Parti (NPD) ile Almanya’da yapılan yürüyüşler konusunda görüş alışverişinde bulunuyor. Hatta onlardan bazılarının Attila Hildmann’a Adolf Hitler için kullanılan ve Almanca lider anlamına gelen "Führer" diye hitap ettiği bildiriliyor. Hildmann’ın son dönemde taraftarlarına spor yapmalarını ve savaşa hazırlıklı olmalarını tavsiye ettiği, "Günün birinde kendinizi savunmak sorunda kalacaksınız" dediği bildiriliyor.