İstanbul Ataşehir’de dün nöbette olduğu sırada eczanesine giren bir kişinin, "annesine yanlış adres tarif edildiğini" söyleyerek saldırdığı ve ölümle tehdit ettiği eczacı Ayşenur Ören, "O saldırıdan sonra sinir krizi geçirdim, hastanelik oldum" dedi.
Eczacı Ayşenur Ören, yaşadıklarını şöyle anlattı
"SİZ NE BİÇİM ECZANESİN DİYE HESAP SORMAYA BAŞLADI"
"Dün 19 Haziran günü pazar nöbetimiz vardı. Olay ilk başta şahsın annesiyle başladı. Hanımefendi ilk olarak bizi aradı. Yerimizi bulamadığından yakındı. Biz de ona tarif verdik. Yaklaşık yarım saat sonra hanımefendi tekrar arayıp, söylediğimiz yerin tam aksi yerine gittiğini, orada olduğunu söyleyip bize söylenmeye başladı. Acemiliğimizden ve gençliğimizden vurdu. Daha sonra ben tekrar hanımefendiye yerimizi söyleyip kendisini beklediğimi söyledim. Ama hanımefendi gelmedi. 1-1,5 saat sonra yaklaşık öğlen 13.40 civarı şahıs geldi. Şahıs geldiği esnada annesi aradı, ‘Oğlum çok sinirli, sakın bir şey demeyin ona’ diye uyardı. Ben de ‘Oğlunuz karşımda’ deyip telefonu kapattım. Oğlu bize bağırıp çağırmaya başladı. İşte ‘Siz ne biçim eczanesiniz? O yolun bu yolla ne alakası var’ gibi hesap sormaya başladı.
"O POLİS ARANMAYACAK SENİ GEBERTİRİM DEDİ"
Hanımefendi çok ayrı, alakasız bir yere gitmiş. Oğlu da buna sinirlenip gelip bize bağırıp çağırıp annesinin reçetesini benim suratıma fırlattı. ‘Ver lan çabuk şu ilaçları’ tarzında bir üslupla. O esnada annem de ‘Lütfen üslubunuza dikkat edin’ diye uyardı. ‘Üslubunuzu bilmem ne yaparım’ diyerek benim camplexime yumruk atıp camplex ve bilgisayar ekranı benim üstüme doğru devrildi. Ben olayın şokuyla ‘Sen ne yapıyorsun’ diye bağırınca, hakaret, küfür, yumruk atmaya kalktı bana. Araya müşterilerimiz girdi, annem girdi, annemi ittirdi, anneme küfürler etti. Benim aklıma tek gelen şey ‘Polisi arayın’ oldu. Bana, ‘Ben senin o televizyonlarda izlediklerine benzemem. Senin boynunu koparırım. O polis aranmayacak. Seni gebertirim’ dedi.
"SALDIRIDAN SONRA SİNİR KRİZİ GEÇİRDİM"
Hala ısrarla da ilaçları almaya çalışıyordu. Öldürmek için gelmiş belli, bir an önce gitsin diye ilaçları verip kapı dışarı ettik kendisini ve ben hemen polisi çağırdım. İfade verdik, şikayetçi olduk. Zaten başına geleceklerin farkında, annesi ve kendisi ortadan kayboldu. Polis ikamette bulamadı onları. Ama bu sabah yakalandıkları haberi geldi. Çok da mutluyum inşallah güzel haberler alırım.
Hastaları dışarıda bekletip yoramam. Fakat bizim panik butonumuz var. Önleyici tedbirlerden biri bu. Panik butonuna bastığımız an hemen polisimiz geliyor. Gece vakitlerinde de biz kapımızı kilitliyoruz, ben kapıma pencere açtırdım kilitli kapı arkasından hizmet veriyoruz, gece 12’den sonra zaten biz bu şekilde devam ediyoruz.
Biz kamu görevi yapıyoruz, ben kamu görevindeydim. Görevimi terk etmedim. Ancak, o saldırıdan sonra sinir krizi geçirdim, hastanelik oldum. Eczacı arkadaşlarım geldi desteğe. Bütün Ataşehir eczaneleri. Hepsi bana desteğe geldi. Toparladım ve gece üçe kadar nöbetime devam ettim. Biraz ara verdim. Sabah 8’de eczaneme geri geldim.” (ANKA)