Avrupa'da nehirler dibe vurdu

Avrupa'da etkili olan aşırı sıcaklar ve kuraklık yüzünden nehirlerin su seviyesi dibe vurdu. Almanya'da Ren, İngiltere'de Thames ve İtalya'da Po alarm veriyor.

Carla Bleiker

Avrupa'nın can damarlarından nehirler ekonomi, ulaşım ve ekosisteme katkılarının yanı sıra kıyısında bulunan kentler için simgesel bir öneme de sahip. Ancak şu sıralarda kıta genelinde etkili olan aşırı sıcak ve kuraklık nedeniyle nehirlerin su seviyeleri oldukça düştü ve su sıcaklığı da normalin üzerinde seyrediyor.

Ren Nehri'nde taşımacılık risk altında

Almanya'nın önemli nehirlerinden Ren'de su seviyesi genelde düşük. Nehirdeki ortalama derinlik genellikle yaz aylarında yaklaşık iki metre kadar olur. Bazı noktalarında bir metrenin altına düştüğü de görülür. Hatta Ağustos ayının başında Almanya'nın Koblenz kentine yakın bir bölgede su seviyesi 56 santimetre olarak ölçülmüştü.

Ren, dünyanın en işlek su yollarından biri. Ancak şu sıralarda su seviyesinin çok düşük olması yüzünden nehirde yük taşıyan gemiler için ciddi kısıtlamalara gidiliyor. Örneğin, gemilerin Koblenz kentinde bulunan dar boğazdan tam kapasite yükle geçebilmeleri için su seviyesinin 1,50 metre olması gerekiyor. Bu nedenle gemiler şu anda daha az yük taşıyor, bu durum da ulaşım maliyetinin artmasına yol açıyor. Su seviyesinin yakın zamanda yeniden yükselmemesi Ren'deki taşıma işlemlerinin yapılamaması anlamına gelebilir.

Po'da su çekilince bomba ortaya çıktı

Kuraklıklar sırasında nehirler ve göllerden iskelet ya da fosil gibi binlerce yıl önce sel altında kalmış, geçmiş medeniyetlere ait buluntular da ortaya çıkar.

İtalya'nın en uzun nehri olan Po'nun su seviyesi düşünce bu kez balıkçılar tehlikeli bir buluntuya rastladı. Temmuz ayı sonunda Po kıyısındaki Mantua kasabası yakınlarında II. Dünya Savaşı'ndan kalma 450 kiloluk infilak etmemiş bir bomba ortaya çıktı. İtalyan ordusu tarafından bulunduğu yerden çıkarılarak güvenli bir alana taşınan bomba burada infilak ettirilerek etkisiz hale getirildi. Bu sırada üç bin kişi evlerinden tahliye edildi.

Thames'in kaynağı değişiyor

İngiltere'de Thames Nehri, tıpkı Buckingham Sarayı ve Parlamento binası gibi Londra'yı simgeler. Buna karşın kaynağı Londra değil, İngiltere'nin güneybatısındaki Kemble Köyü yakınlarıdır. En azından yakın zamana kadar öyleydi.

Bu fotoğraf 2006 yılının Şubat ayında Thames Nehri'nin özgün kaynağını gösteriyor. O vakitler nehrin kaynağı kuraklık nedeniyle 1,5 kilometre güneybatıya doğru kaymıştı. Bu yaz, hava koşulları o kadar olumsuzdu ki, Thames Nehri özgün kaynağından 8 kilometre uzakta akmaya başladı.

Loire nükleer santralleri soğutabilir mi?

Fransa'da Loire denilince akla tablo gibi nehir manzaraları ve muhteşem kaleler gelir. Ancak Belleville Nükleer Santrali de Loire kıyısında yer alıyor. Bu elbette bir tesadüf değil, zira nükleer santraller daha iyi soğutulabilmeleri için su kenarlarına inşa edilir. Belleville Nükleer Santrali de soğutma suyunu Loire'den alıp soğutma kulelerini nehrin serin suları ile dolduruyor.

Ancak enerji santrallerinin nehir sularını ne kadar ısıtabileceklerine dair katı kurallar var.

İzin verilen maksimum sıcaklığa ulaşıldığında, nükleer santraller faaliyetlerini azaltmak zorunda kalır. Bu da söz konusu santrallerin daha az elektrik üretmeleri anlamına gelir.

Tuna'da alabalıklar tehlikede

Avrupa'nın bir diğer önemli nehirlerinden Tuna'da da bu yaz su seviyesi tehlikeli denilebilecek düzeyde düşük, su ısısı ise aşırı yüksek olarak ölçülüyor. Ağustos ayının başında, Almanya'nın Bavyera Eyaleti'nden geçerken yapılan ölçümlerde su sıcaklığının yedi gün boyunca 25 santigrat derecenin üzerinde olduğu tespit edildi. Uzmanlar su ısısının burada 26,5 santigrat derecenin üzerine çıkmasının beklendiğini belirtiyor.

Bu da suda bulunan oksijenin azalması anlamına geliyor. Oksijenin azalması da nehirde yaşayan alabalık gibi canlıların tükenmesine yol açıyor. Bu nedenle yetkililer, Tuna'da tarama çalışmalarını ve ekolojik durumu daha da kötüleştirecek diğer önlemleri yasaklama kararı aldı. Yetkililer atık su arıtma tesislerinin çalışmalarının da durdurabileceğini belirtiyorlar. Böylece belki alabalık ölümlerinin de önüne geçilebilir.

Dünya Haberleri