Ayhan Bora Kaplan davası: 'Asıl uyuşturucu baronu sensin, seninle Süleyman Soylu'

Ayhan Bora Kaplan davasının bugün görülen duruşmasında, cinayete kurban giden Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar dinlendi ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ismini vererek tutanaklara geçirdi. İlhan Tatar, Ayhan Bora Kaplan’a ''Asıl uyuşturucu baronu sensin, seninle Süleyman Soylu'' dedi. Bunun üzerine Ayhan Bora Kaplan, İlhan Tatar’a ''Devlet büyüklerimiz hakkında doğru dürüst konuş'' diye karşılık verdi.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20'si tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına Sincan Cezaevi’nde devam ediyor.

Mahfuz Tatar cinayetine ilişkin müştekiler bu duruşmada dinlendi. Müştekilerden öldürülen Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, “Bürokrasinin, hakimlerin ve savcıların olduğunu biliyoruz bu cinayette. Suç duyurularımız hiçbir şekilde dikkate alınmadı. Biz bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Şikayetçiyim” dedi.

‘Asıl baron sensin, seninle Süleyman Soylu’

Müşteki Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, Ayhan Bora Kaplan’ın kendisine bu işten çekilmesi için adamları aracılığıyla para teklifinde bulunduğunu ileri sürdü. Tutuklu sanık Ayhan Bora Kaplan’ın ''Ağabeyin uyuşturucu ticareti yapıyor muydu?” sorusuna, İlhan Tatar, “Asıl baron sensin, seninle Süleyman Soylu” diye yanıt verdi.

Bunun üzerine Ayhan Bora Kaplan, İlhan Tatar’a “Devlet büyüklerimiz hakkında doğru dürüst konuş” dedi. İlhan Tatar’ın avukatı ise “Müvekkilim Ayhan Bora Kaplan’ın ağabeyinin cinayetinde azmettirici olduğunu belirtiyor, ancak kolluk, mahkeme hiçbir zaman HTS kayıtlarını talep etmedi. Dosyaya celp edilmesini istedik ama celp edilmedi” şeklinde konuştu.

Ayhan Bora Kaplan savunma yaptı: Çelik ve ekibinin düzmecesi

Ayhan Bora Kaplan, duruşmada tahliyesini talep ederken, şu savunmayı yaptı:

''Şu aşamada izlenen tanıkların söyledikleri, bir tane müşteki var zaten o da Erkan Doğan. O da zaten emniyetin yönlendirmesiyle okuyarak savunma yaptı. Bu dosya başından sonuna kadar Murat Çelik ve ekibinin düzmecesiyle yapılmıştır. Buna savcı Mustafa Kaya’yı da alet etmişlerdir. Bana bir kumpas yaptılar. Ben kaçsam havalimanından mı kaçarım bu kadar gerizekalı mıyım? Başsavcıyı ikna edememişler ardından Murat Çelik ‘ben sana müşteki bulayım’ dedi. Böyle hukuk olur mu? Devlet büyüklerinin ismini vermemi istediler. Ama vermedim. Ben öyle namussuz değilim. Bu 3-5 tane emniyet müdürü tamamen şov yapmak, isimlerinin duyulması için yaptı bunları.

'Devlet büyükleri ile ilgili kısımları kabul etmedim'

Bana ‘eşini, kız kardeşlerini tutuklayacağız’ dediler. Bunun üzerine artık mecbur kaldım tehdit edildim çünkü, sadece polislerle ilgili kısımları kabul ettim. Ama devlet büyükleri ile ilgili kısımları kabul etmedim. Neden hiç bizim söylediklerimiz ciddiye alınmıyor. Bunların aldıkları ifadelerin hepsi çöptür. Burada baskı altında ifade vermeyen kimse yoktur. Mülakat odasında dövüyorsunuz insanları sonra ifade verdirtiyorsunuz. Bu dosyanın en baştan yapılması lazım. Herkes yeniden ifade vermeli ve adaletli yargılama yapılmalı. Bu medya niye sürekli beni yazıyor çünkü 15 Temmuz’da lanetlendim ben. Ama bugün yine olsa yine çıkardım, cezaevinde olsam demir parmakları kırar çıkardım. 15 Temmuz’da FETÖ’cüler ülkeyi ele geçirseydi ben bugün idam cezasıyla yargılanırdım.

'Tanıkların ismini vermekten korkuyorum'

Ben bir polisin ismini vereceğim ama ona da baskı yapılır diye ismini veremiyorum. Bunları çağırın gizli olsa da dinleyin. Bu dava medya üzerinden yürüyor. Ben tanıkların ismini veremiyorum çünkü korkuyorum. Resul Aydoğan isimli polis verdiğim insanlarla görüşecek çünkü verdiğimde eminim. PKK’dan firar eden Muhammed Sağ dinlenmiş bu davada. Böyle bir şey olabilir mi? Ben suçsuzum, suçsuz olduğuma inanıyorum. İlhan Tatar’ı da polislerin yönlendirdiği belli. Benim örgütle işim yok. Ben suçlu değilim. Adalete olan inancımı yitirmek istemiyorum. Tahliyemi istiyorum. Gerekirse ev hapsi verin bana ama tahliyemi istiyorum.''

Fethi Koyuncu, ''Benden şikayetçi bir müşteki bile yok. 9 aydır cezaevindeyim. Baştan sonra düzmece ve kurgu üzerine bir olay. Tahliyemi talep ediyorum'' dedi.

Furkan Anıl Bahar, ''Bugüne kadar şerefimle yaşadım bir cezam bile yoktur. 9 buçuk yıldır çağrı merkezinde çalışıyorum, maddi durumumdan kaynaklı ek iş yaptım. Ben yasal olmayan bir işe ve kişilerle bir iş yapmadım. Ayhan Bora’yı tanımıyorum nasıl onun üyesi olayım?'' derken Muhammed Kaplan ise “Rahmetli Mahfuz Tatar ile ilgili cinayetin cezasını ben yattım zaten. Erkan Doğan’ın ifadelerine ise savcı da inanıyor. Ben Erkan Doğan olayından tutukluyum ve bu yüzden tahliyemi talep ediyorum'' diye konuştu.

Tahliye istedi

Tutuklu sanık Adnan Kaplan’ın avukatı Mehmet Yaşar Bulduk, usule karşı savunmada bulunarak, "Ben daha önce size bir başka dosyada 13 dakikalık video izletmiştim ve bunu çok detaylı izlemiştiniz. Ancak burada taleplerimiz dikkate alınmıyor. Erkan Doğan'ın beyanlarına ilişkin tek bir soru sormadınız. Müvekkilim suçsuzdur. Tutuklanan emniyet görevlilerinin "tanığı etkilediği" belirtiliyor. O yüzden bu dosyaya sunulan HTS kayıtlarına nasıl güvenilebilir? Müvekkilimin tahliyesini istiyorum" talebinde bulundu.

Tutuklanan emniyet görevlileri hakkında suç duyurusu talebi

Tutuklu sanık Muhammed Kaplan'ın avukatı Volkan Şener, "Emniyette yaşanan şiddet, baskı ve tehdit olaylarını anlattıktan sonra pek çok emniyet görevlisi hakkında işlem yapıldı. Ancak siz hiçbir işlem yapmadınız. Bu kişiler tanıklar üzerinde baskı kurarak zorla beyanlarda bulundurdu. Bunlar adliyeye karşı işlenen suçlardır ve yargılamaya etki etmek içindir. O yüzden sizin bu kişiler hakkında şikayette bulunmanız gerekirdi oysa yapmadınız. Kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmanızı talep ediyoruz. Bu yüzden sizden resen işlem başlatmanızı talep ediyorum. Müvekkilimin de tahliyesini istiyorum'" dedi.

Erkan Doğan'ın avukatı tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamını istedi

Avukat Gülay Koçyiğit de tutuklu sanık Mutlu Ayaş’ın tahliyesini talep etti. Avukat İbrahim Kaman da Tansel Aktan’ın tahliyesini talep ederek “Operasyonu gerçekleştiren emniyet görevlilerinin durumlarını takip ediyoruz. Onlar gözaltına alınmış ve tutuklanmışlardır. Bu yüzden bu dosyanın alt yapısını oluşturan gizli tanıkların ifadeleri, sunulan kayıtlar bu dosyada geçersiz hale gelmiştir.” dedi.

Necdet Atilla Çiftçi’nin avukatı ise adli kontrol şartlarının kaldırılması talebinde bulundu ve “Üçüncü sınıf emniyet müdürünün sadece müştekiyi teşhis etti diye yargılanması doğru değildir'" ifadelerini kullandı. Müşteki Ayhan Bora Kaplan ve adamları tarafından dişleri sökülerek kendisine 2 gün boyunca işkence edildiğini öne süren müşteki Erkan Doğan’ın avukatı ise tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

(ANKA)

Gündem Haberleri