Memuriyetten çıkarıldıktan sonra Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ne (ÖDP) üye olan öğretmen Ali Kuş, göreve iade kararının ardından, siyasi parti üyeliği nedeniyle ikinci kez memuriyetten ihraç edildi. Anayasa Mahkemesi (AYM), Kuş’un siyasi parti üyeliği nedeniyle ihracını, oyçokluğuyla ‘örgütlenme özgürlüğünün ihlali’ saydı. AYM kararında, “Başvurucunun yalnızca bir siyasi partiye üye olması nedeniyle doğrudan memuriyetten çıkarılması, son çare prensibine uymayan en ağır müdahale olmuştur” denildi.
Ankara’nın Polatlı ilçesinde öğretmenlik yapan Ali Kuş, 2000 yılında hakkında açılan bir soruşturma sonunda, devamsızlık nedeniyle memuriyetten çıkarıldı. Ali Kuş, bu karara karşı dava açtı. Kuş, 2001 yılında Özgürlük ve Dayanışma Partisi’ne (ÖDP) üye oldu ve 2002 yılında yapılan genel seçimde, ÖDP’den Ankara 1. Bölge Milletvekili adayı oldu. Kuş, 2004 yılında da ÖDP Polatlı İlçe Başkanlığı yaptı.
Ali Kuş’un memuriyetten çıkarılma işlemine karşı açtığı davada, 2008 yılında göreve iade kararı çıktı ve Kuş, öğretmenlik görevine döndü. Kuş, göreve döndüğü sırada ÖDP üyeliği devam ettiği için Milli Eğitim Bakanlığı’nca açılan soruşturma sonucunda memuriyetten tekrar çıkarıldı. Kuş’un bu karara karşı Danıştay’da açtığı davada da ret kararı çıktı.
Ali Kuş, AYM’ye 20 Temmuz 2017 tarihinde bireysel başvurarak, siyasi parti üyesi olması nedeniyle memuriyetten çıkarılmasının örgütlenme özgürlüğünün ihlali olduğunu ileri sürdü. AYM, Kuş’un başvurusunu 10 Şubat 2022 tarihinde karara bağlayarak, oyçokluğuyla Kuş’un örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Kararın bir örneğini ilgili idare mahkemesine gönderdi.
“SON ÇARE PRENSİBİNE UYMUYOR”
AYM kararının gerekçesinde, Ali Kuş’a parti üyeliğinden ayrılma seçeneği sunulmadığına dikkat çekilerek şunlar kaydedildi:
“Siyasi parti üyesi olduğu sırada devlet memuru değildir. Ancak siyasi parti üyeliği devam ederken memur sıfatını kazanmıştır. Başvurucu, yasal bir partinin üyesidir ve başvurucunun barışçıl olmayan eylem ve söylemleri bulunduğuna, anayasal düzene karşı duruş sergilediğine, demokratik toplum düzenine hareket ettiğine dair hiçbir iddiada bulunulmamıştır. Sonrasında salt başvurucunun siyasi parti üyesi olduğu tespit edilerek hakkından memuriyetten çıkarma cezası verilmiş; başvurucuya siyasi parti üyeliğini sonlandırması hususunda iradi herhangi bir seçenek sunulmamıştır… Bir devlet memuru olan başvurucuya siyasi parti üyeliğinde istifa etmesi için belli bir süre tanınması, siyasi parti üyeliği ile memuriyetten birini tercih etmesi için imkan sağlanması veya memuriyettin askıya alınması gibi daha hafif tedbirler alınabileceği anlaşılmıştır. Başvurucunun yalnızca bir siyasi partiye üye olması nedeniyle doğrudan memuriyetten çıkarılması, son çare prensibine uymayan en ağır müdahale olmuştur.”
“TALEPLE ÇOĞUNLUĞUN GÖRÜŞÜ ÖRTÜŞMÜYOR”
Karara karşı çıkan AYM üyeleri Yıldız Seferinoğlu, Selahaddin Menteş, Basri Bağcı, İrfan Fidan, muhalefet şerhlerinde özetle şunları belirtti:
“Çoğunluğun görüşü, siyasi parti üyesi iken devlet memuru olunması halinde muhataba üyelikten ayrılma imkanı tanınmaksızın memuriyettin sona erdirilmesinin örgütlenme hakkının ihlali mahiyetinde olduğu yönündedir. Başvurucunun talebi ile çoğunluğun değerlendirdiği konu, mahiyeti itibariyle örtüşmemektedir. Başvurucu, talebinin hiçbir yerinde siyasi parti üyeliğinden istifa etme niyetinden ve bu konuda kendisine fırsat verilmediğinden bahsetmemektedir.
Dahası, somut olayda göreve yeniden başlatılmasından sonra başvurucunun siyasi parti üyeliğini sonlandırmasına rağmen memuriyetten çıkartılması gibi bir durum mevzubahis değildir. Bu doğrultuda, başvurucu siyasi parti üyeliğini sona erdirmiş, buna rağmen idarece memuriyetine son verilmiş de değildir. İdarenin bu konudaki tavrı test edilmemiştir. Diğer taraftan başvurucu, hakkında yürütülen disiplin soruşturması sürecinde muhatap siyasi parti üyeliğinden ayrılma hususunda yeterli zaman ve imkana sahip bulunmaktadır. Buna rağmen başvurucu, dilekçesinden de açıkça anlaşabileceği gibi, devlet memurluğu görevi devam ederken aynı zamanda siyasi parti üyesi olması gerektiğini iddia etmektedir.” (ANKA)