DEVA Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ali Babacan, Sözcü TV’de gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Erzurum’da Erem İmamoğlu’na yapılan saldırıya ilişkin konuşan Babacan, şunları söyledi:
“Erzurum’daki olaylar gerçekten son derece üzücü. Ama aynı zamanda kaygı verici. Mesele hakarete varırsa veya Erzurum’daki gibi şiddete doğru taşarsa orada kırmızı çizgilerin çizilmesi lazım. Şiddetin gerekçesi olmaz. Şiddete meşruiyet zemini sağlanmaz. Hele hele bir ülkenin cumhurbaşkanı taşlı bir şiddet olayının adeta daha önceki sloganlarla bağını kurarak meşruiyet kazandıracak bir söylemde bulunamaz. Böyle yaklaştıktan sonra zaten savcılar hareket etmekten korkarlar. Yargı üzerindeki baskıyı biliyoruz. Yapılması gereken hem o taşları atanlar hem de onlara göz yumanlarla ilgili savcılık süreçlerinin derhal başlatılmasıdır. Aksi halde seçime giderken bu olanlardan cesaret alanlar olabilir. Kategorik olarak şiddeti reddetmek gerekir. Nihai sorumluluk ülkenin cumhurbaşkanının. Sayın Erdoğan, seçime giderken şiddet hareketlerine karşı kategorik bir duruş ortaya koymazsa, bundan sonraki şiddet olaylarının da önünü açan bir tutum demektir.
“Erdoğan’ı göreve çağırıyorum”
“Sayın Bahçeli’nin ettiği lafı düşünebiliyor musunuz? ‘Vücuda mermi almak’ bu nasıl bir kafadır? Savaşa gitmiyoruz ki seçime gidiyoruz. Sayın Erdoğan profil fotoğrafını değiştirdi, askeri kıyafeti andıran bir ceketle şimdi. Bunlar riskli ve tehlikeli tutumlar. Ülkenin cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı göreve çağırıyorum: Görevi, bu ülkenin güvenliğini sağlamaktır. Şiddete kim kalkışırsa, ona engel olacak mekanizmayı çalıştırmaktır. Sorumluluk kendisindedir.”
Sandık güvenliğine ilişkin soru üzerine Babacan, “Altı parti bir araya gelerek iş birliği yaptık; 200 bin sandığın tamamında sandık görevlilerimiz bulunacak, hiçbir sandık boş kalmayacak. Vatandaşlarımıza tekrar çağrı yapıyorum. Demokrasimize sahip çıkmak isteyen vatandaşlarımızın hepsi müşahit olabilirler” dedi.
“Ali Yeşildağ ismini hiç duymamıştım”
Babacan, video yayınlayan Ali Yeşildağ konusunda ise şunları belirtti:
“Yeşildağ ailesiyle ben hiç görüşmedim. Bilmediğim ve tanımadığım insanlar. Hele Ali Yeşildağ ismini de hiç duymamıştım. Hasan Yeşildağ’la da hiç tanışmadık ama Sayın Erdoğan’ın hapishane arkadaşı olarak sadece ismen ve gıyaben tanıyorum. Bir hukukumuz, görüşmüşlüğümüz yok.
“Yolsuzluk maalesef bütün ülkelerde az veya çok miktarda var. Önemli olan yolsuzluğu minimize edebilmek. Uluslararası Şeffaflık Örgütü her yıl yaptığı araştırmayla şeffaflık endeksi yayınlıyor. Türkiye 2002’de kötü bir noktada. 2012-2013’e kadar Türkiye Şeffaflık Endeksi’nde yükseliyor. Ondan sonra tekrar kötüye gidiş başlıyor. Ne kadar şeffaf olursak, işler ne kadar rekabetle yürürse ülkede kişi başına düşen milli gelir yükseliyor. Yolsuzluk çoğaldıkça da ülke fakirleşiyor. Bu kadar açık.
“Başbakan yardımcısıyken, hükümetin içindeyken, çok sayıda televizyon ve kürsü konuşmasında ‘Partinin ismi ‘ak’ iken yolsuzlukla mücadele konusunda sağlam bir duruş ortaya konmazsa bu parti için beka meselesi haline gelecek’ diyordum. Bu açıklıkla söylüyordum.
“Harcamacı bakanlıklar var. Kimdi bunlar? Mesela başta en çok harcayan Ulaştırma Bakanlığıdır, Devlet Su İşleri’nin bağlı olduğu bakanlık falan. Bunlara ‘harcamacı bakanlık’ deriz. Harcamacı bakanlıklar tarafında bireysel, münferit veya sistematik sorunlar çoğalmaya başlayınca biz bunu mesela haline getirdik ve çalışmalar yaptık.
“Sakladığım tek dosya var”
“Bakanlık dönemimle alakalı sakladığım tek bir dosya var. O da yolsuzlukla mücadele, siyasi etik ve imar rantlarıyla ilgili dosya. Onu hazırlayıp yapamadık ya, içimde kaldı. Oradaki ana unsurların hepsini çalışmalarımıza koyduk.”
“Bütün bu saçma sapan işler 3-5 kişiye para kazandırmak için mi?”
Millet İttifakı’nın seçimi kazanması durumunda temel hedeflerinin enflasyonla mücadele olacağını söyleyen Babacan, piyasadaki çift kura değindi. Babacan, “Çift kur oluştu piyasada. Tahtakale piyasasında dolar alımı 20,50 TL, 20,60 TL, 20,70 TL. Bankalar 19 küsur gösteriyor. ‘Ver bakalım’ diyorsun, ‘Satamam’ diyor. Acaba birileri 19 buçuktan alıp 20 buçuğa satıyor mu? Birileri arada çok büyük para mı kazanıyor? Emin değilim. Hatta bütün bu ekonomik model, bu saçma sapan işler acaba 3-5 kişiye para kazandırmak için mi? Yatırım ihaleleri tek tek yatırım projeleri ama bir de koskoca Merkez Bankası’nı, Hazine’yi ilgilendiren yüz milyarlarca dolarlık işlemler var. Buralarda bizim tamamen saçma gördüğümüz işlerin arkasında başka şeyler mi var? Bunun üç tür denetimi var: İdarim denetim, yargı denetimi, Meclis denetimi. Üçü de çalıştırılacak. Çünkü doğru, hesaptan kaçmaz” diye konuştu. (Kısa Dalga)