Bahçeli: Amasra'yı konuşurken Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır

MHP lideri Devlet Bahçeli: "Acı üzerinden istismar yapmanın mert bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Amasra'yı konuşurken 8 yıl önceki Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır. Sosyal medyadan provokasyona heves edenler hem alçak hem de ahlaksızdır.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Bartın Amasra'daki maden faciasıyla ilgili "Öyle ateşler vardır ki yalnızca düştüğü yeri yakmaz. Öyle acılar vardır ki yalnızca ortaya çıktığı yerde duramaz. TTK Amasra Müessesi'ne bağlı bir maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında canlar gitmiş, hayaller sönmüştür. Devlet tüm imkanlarıyla seferber olmuş, 24 saatte felaket tablosu kontrol altına alınmıştır" dedi.

" Biz de takipçisi olacağız ancak felakete siyasi bir içerik katmak için el oluşturan kimler varsa samimi değildir, dürüst olarak da görülemeyecektir" diyen Bahçeli, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

"Acı üzerinden istismar yapmanın mert bir tavırla hiçbir ilgisi olamaz. Amasra'yı konuşurken 8 yıl önceki Soma felaketini hatırlatmak maksatlıdır, hastalıklı bir yaklaşımdır. Sosyal medyadan provokasyona heves edenler hem alçak hem de ahlaksızdır.

SAYIŞTAY RAPORU

Henüz acılarımız çok tazeyken, henüz patlama yeni olmuşken, henüz işçilerimiz toprak altından bile çıkarılmamışken, Sayıştay’ın 2017 ile 2019 raporlarında Amasra Müessese Müdürlüğü’yle ilgili bölümleri birden bire servis edip suçlu ve sorumlu arayışına girenlerin önü arkası iyice araştırılmalıdır.

Deniliyor ki, mezkur Sayıştay raporları eksi 300 metrede dahi kazı yapılmasının neden olduğu risklere dikkat çekmiş. Alınması gereken önlemler de madde madde sıralanmış.
Belirli bir süreyle denetim görevini yapan denetçiler her şeyi biliyor ve görüyor da bir tek söz konusu Müessese Müdürlüğü’nün işçi, memur, mühendis ve yöneticileri mi ne yapacaklarını hangi tedbirleri alacaklarını bilmiyorlar? Olacak iş midir bu? Böyle bir iddia aklın ve mantığın neresiyle bağdaşacaktır? Biz Sayıştay raporlarının değerini, muhtevasındaki tespit ve teklifleri elbette inkar etmiyoruz, es geçmiyoruz.

Nitekim denetim fonksiyonunun devlet hayatındaki önemini gayet iyi biliyoruz. Fakat Sayıştay raporlarının art niyetliler eliyle siyasi muhalefet haline dönüştürülmesini ise son derece mahsurlu, oldukça da manidar buluyoruz.
Gaz birikme ihtimali olan yerlerde elektrikle çalışan ekipmanlar yerine basınçlı havalı ekipmanlarının kullanılması, damar gaz içeriklerinin tespiti ve ocakların derinleşmesi ile artan degaj ihtimaline karşı alınacak önlemleri belirli formatta tanzim edilmiş denetim raporlarına geçirmek gayet kolaydır.

KILIÇDAROĞLU'NUN ABD ZİYARETİ

Kılıçdaroğlu’nun mantığı ve aklının dibi işte budur. İlham kaynağı yerli değildir, milli değildir, bizden değildir, biz değildir, milletimizin şanına ve şerefine kesinlikle uygun değildir. Kılıçdaroğlu’nun ABD’de ne yaptığı, kimin dümen suyuna girdiği, kimlerle temas kurduğu, kimlerin eline ve avucuna baktığı az çok bellidir. Özellikle kendisine eşlik eden gazetecileri de atlatarak 8 saat süreyle ortadan kaybolması ziyadesiyle kuşkuludur.

Kılıçdaroğlu’na soruyorum, o gizemli 8 saat içinde neredeydin?
Kimlerle fiskos yaptın, kimlerle geniş bir planın parçası olmayı içine sindirebildin? Kılıçdaroğlu bu 8 saatin esrarını milletimize açıklamak zorundadır. FETÖ’cülerle görüşüp görüşmediğini, Pensilvanya’da mola verip vermediğini açıklığa kavuşturmak mecburiyetindedir. Türkiye’de bulamadığını ABD’de aramak müflis bir siyasetçinin son çırpınışıdır.

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti, dahası başörtüsü istismarından hemen sonra uçağa atlayıp Türkiye’den ayrılışı birbiriyle bağlantılı sancılı gelişmelerdir.
Şimdi de teşekkül etmiş bir İP heyeti, Türk festivali bahanesiyle ABD’ye gidecekmiş. Kılıçdaroğlu’nun gölgeli ziyaretinin hemen akabinde ABD biletini alan İP’in de yolu yol değildir, siyasi zihniyeti milli ve ahlaki esaslara muvafık değildir. Okyanus ötesinde rol dağılımı ve işbölümü yapılmıştır." (Kısa Dalga)

Gündem Haberleri