Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kredilere ilişkin yapılacak yeni düzenlemeleri anlatan Bakan Şimşek, birinci konutu kredilendirme noktasında bir değişiklik yapmayacaklarını ancak ikinci ve sonraki konutları krediyle desteklemeyeceklerini söyledi. Taşıt kredileriyle ilgili de konuşan Şimşek, “Taşıt kredilerinde biz çok net bir şekilde sınırlayıcı bir perspektife sahibiz” dedi. Bakan Şimşek, Orta Vadeli Programın önceliğinin enflasyonu tek haneye düşürmek olduğunu da anlatarak, “Geçmişte başardık, yine başaracağız” ifadelerini kullandı.
NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen’in sorularını yanıtlayan Bakan Şimşek’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Küresel ekonomiye baktığımız zaman; büyümenin düşük seyrettiği dönemdeyiz. Ortalama büyüme yüzde 3 civarında olacak. Bu tabii düşük sayılır. Bunun birçok sebebi var ama kısa vadeli baktığınız zaman pandemi sonrası enflasyon yükselişe geçti. Şu anda küresel finansal koşulların oldukça sıkışık olduğu bir dönemdeyiz.
“Birinci öncelik enflasyonu düşürmek”
OVP’nin üç temel bileşeni var. Bunlardan bir tanesi ülkemizin karşı karşıya olduğu, en önemli makroekonomik sorunlardan biriyle mücadele konusu. Enflasyonu tekrar makul düzeye, tek haneye getirecek bir program.
Dezenflasyon programı orta vadeli programımızın en önemli hedefi. Birincil önceliğimiz fiyat istikrarıdır.
Enflasyonu tekrar, 3 yılın sonunda hedefimiz tek haneye düşürebilmek. Bu zor bir süreç ama mümkün. Geçmişte başardık, yine başaracağız.
Programın ikinci bileşeni mali disiplin. Geçmişte, AK Parti hükümetlerinin en güçlü tarafı maliye politikasının bir çıpa görevi yapmış olması. Bütçe açıklarını düşük tutuyoruz, bunun sayesinde milletimize eser ve yatırım odaklı bütçeler sunduk.
Önümüzdeki 3 seneye baktığımız zaman, gerek depremin gerekse geçmişte aldığımız bir takım kararların etkisiyle; EYT gibi, bütçede bir miktar bozulma var. Hedefimiz, bütçe açığını deprem hariç yüzde 3’e çekmek.
Üçüncü önemli bileşen; yapısal reformlar. Şunu net şekilde söyleyebilirim; Türkiye rekabet gücünü artıracaksa, verimlilik üzerinden büyüyecekse; bir taraftan üretken alanlara yatırım yaparken, bir taraftan da mevcut kaynakların verimli kullanımına yönelik çok ciddi yapısal dönüşüm çabası olacak. Bunu da geçmişte olduğu gibi sadece bir metin olarak sunmadık, takvimlendirdik. Hangi reformu, hangi çeyreklerde yapacağımızı ortaya koyduk.
Üç aylık ve üç aylık bir geçmiş var. Üç aylık sürede tahminler sürekli değişebiliyor. Burada resmi anlamaya çalıştık. Önce bir ekip kuruldu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir Bakanlar Kurulu oluşturuldu. Hazine ve Maliye görevi bana tevdi edildi. Biz de güçlü bir ekip kurduk.
Daha sonra durum değerlendirmesi yaptık. Enflasyon hedefimizi iddialı bulanlar olabilir. Biz mümkün olduğunca, o an itibarıyla en gerçekçi rakamları ortaya koymaya çalıştık.
Benim edindiğim izlenim; genel anlamda programın hedefleri gerçekçi bulunuyor. Burada enflasyonla ilgili tahmin değişiklikleri, bizim resmi daha iyi anlamamızla ortaya çıktı.
Bundan iki ay önce küresel petrol fiyatları, varil başına 70-80 dolar arasıydı, bugün 90’ın üzerine çıkmış durumda.
2021’in Aralık ayıyla, aşağı yukarı 2023’ün Mayıs ayına kadar kur belli bir düzeyde tutulmuş. Biz kuru serbest bıraktık. Tabii kur etkisi var. Sürekli değişen bir husus. Geçişkenlik zamanla azalacak.
“Kur hedefimiz yok”
Bizim bir kur hedefimiz yok. Aslında tahmin de olmaması lazım. Biz bir program yaptık, programın değişik evreleri var. Bugün ile Haziran’a kadar farklı bir perspektif…
Şu anda küresel finansal koşullar sıkı. Risk iştahı zayıf. 2024’ün ikinci yarısından itibaren, enflasyondaki düşüşle birlikte faiz düşüşü konuşulacak dünyada. Bununla birlikte büyümeye ilişkin beklentiler ve fon akışı farklı seyredecek. Dolayısıyla bizim önümüzdeki yılın ilk yarısıyla, ikinci yarısıyla farklı perspektiflerimiz var. Bizim bir kur tahminimiz ve hedefimiz olamaz.
İkinci konuta ve taşıta kredi yok
1 Eylül itibariyle, yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacmi yüzde 140 civarında artmıştı. Enflasyonun iki katından fazla. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmiyle siz enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız.
Miktarsal sıkılaştırma denilen bir konsept var. Orada ilk adımı attık. KKM’de karşılık yoktu, karşılık getirdik.
Daha önemli konular var. Taşıt kredilerinde biz, çok net bir şekilde sınırlayıcı bir perspektife sahibiz.
Birinci konutu kredilendirme konusunda değişikliğe gitmeyeceğiz ancak ikinci, üçüncü konut veya tatil yerlerindeki yerlere ilişkin vatandaşın imkanı varsa alır ama krediyle desteklemeyeceğiz. Krediyi bu alanda ciddi bir şekilde sınırlayacağız.” (Kısa Dalga)