Batı kritik eşikte: Ukrayna Rusya'yı hedef alsın mı?

Ukrayna'nın Batı'nın silahlarıyla Rusya topraklarındaki hedefleri vurmasına yeşil ışık yakılacak mı? Dikkatler Prag'daki NATO dışişleri bakanları toplantısına çevrildi.

Batılı ülkelerin Ukrayna'ya uyguladıkları "Rusya topraklarını hedef almama" kısıtlamasının kaldırılması için çağrıları artarken, gözler Çekya'daki NATO dışişleri bakanları toplantısına çevrildi.

Başkent Prag'da bugün akşam başlayacak ve iki gün sürecek toplantıda Temmuz ayında Washington'da yapılacak NATO zirvesine hazırlık yapılması, Ukrayna'ya yönelik bir destek paketi oluşturma çabalarına odaklanılması hedeflenmişti.

Ancak Ukrayna'ya artık Rusya topraklarındaki askeri mevzileri vurmasına izin verilmesi yönünde art arda yapılan çağrılar, gündeme damgasını vurmuş durumda.

Kiev'in talebi ve Stoltenberg'in desteği

Kiev, uzun menzilli silahlarla Rusya topraklarındaki hedeflerin vurulmasına izin verilmesini talep ediyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, yaklaşık 10 gün önce Batılı müttefikleriyle kendilerine verilen silahlarla sınırdaki ve Rusya topraklarındaki Rus askeri hedeflerin vurulmasına izin verilmesini görüştüklerini açıklamıştı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stolterberg'in bu talebe destek vermesiyle tartışmalar ivme kazandı.

Stoltenberg, savunma ittifakı üyesi ülkelere kısıtlamaların kaldırılması çağrısı yaparken, "Ukrayna'nın kendisini etkin bir şekilde savunabilmesi için verilen silahların Rusya içindeki meşru askeri hedeflerin vurulmasında kullanılması için izin verilmesini" talep etti.

Bazı NATO ülkelerinin kırmızı çizgileri nedeniyle Ukranya'nın "elinin kolunun bağlı olduğunu" savunan Jens Stoltenberg, "Uygulanan bazı kısıtlamaların kaldırılmasının doğru olup olmayacağını değerlendirmenin zamanı geldi çünkü şu anda özellikle Harkiv bölgesinde cephe hattı ile sınır hattının aşağı yukarı aynı olduğunu görüyoruz” görüşünü aktardı.

Stoltenberg kısıtlamaların kaldırılması yönündeki kararın silahları veren ülkelere ait olduğunun altını çizdi, çünkü NATO savunma ittifakı olarak Ukrayna'ya doğrudan silah desteği vermiyor, ittifak üyeleri ikili anlaşmalar yoluyla Ukrayna'ya askeri destek sağlıyor.

ABD'den dikkat çeken "açılım" sinyali

ABD ve Almanya başta olmak üzere pek çok ülke, Rusya ile doğrudan savaşa girme endişesi nedeniyle, Ukrayna'ya tedarik edilen silahlarla Rusya'daki hedeflerin vurulmasına izin vermiyordu.

Ancak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Prag toplantısı öncesinde yaptığı açıklamalar "açılım" sinyali olarak yorumlandı.

Blinken, kısıtlamaların kaldırılması çağrıları ile ilgili olarak kendisine yöneltilen soruya yanıt verirken, Ukrayna'ya sağlanan desteğin değişen koşullara ve ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara göre uyarlandığına dikkat çekerek yanıt verdi, "Gelecekte de tam olarak bunu yapacağız" dedi.

Rusya'nın Ukrayna işgalinden bu yana koşulların değiştiğini, Moskova'nın saldırganlık ve tırmandırma politikasının da dönüşmekte olduğunu söyleyen Blinken, değişime adapte olacaklarını kaydetti.

Blinken ayrıca, ABD'den gelecek silah teslimatları ile Ukrayna'nın askeri açıdan başarı yolunda ilerlediğinden de emin olduklarını ifade ederek, "Ukrayna'yı askeri, ekonomik ve demokratik olarak kendi ayakları üzerinde duran bir ülke haline getirme yolunda ilerliyoruz” dedi.

Son günlerde basında çıkan haberlerde Blinken'ın ABD Başkanı Joe Biden'ı Ukrayna'ya Rusya topraklarındaki askeri hedefleri vurmasına izin verilmesini konusunda ikna etmeye çalıştığı belirtiliyor.

Çekya'dan dikkat çeken çıkış

Bu arada NATO dışişleri bakanları toplantısına ev sahipliği yapan Çekya bugün yaptığı açıklamayla verdikleri mühimmatın Ukrayna tarafından Rusya topraklarını hedef almak için kullanılabileceğini duyurdu.

Çekya Dışişleri Bakanı Jan Lipavsky, "Çekya'nın Ukrayna'nın kendisini bir saldırgana karşı savunmasıyla bir sorunu yok” dedi.

Lipavsky, "Buna, zorunlu olarak Rusya topraklarında gerçekleşmesi gereken saldırılar da dahil" diye konuştu.

Almanya ihtiyatlı tutumunu sürdürüyor

Bu arada AB'nin Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Batı'nın tedarik ettiği silahlarla artık Rusya'daki hedeflerin vurulabilmesi gerektiğini savunuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu hafta gerçekleştirdiği Almanya ziyareti sırasında "Kiev'e Rusya'dan roketlerin atıldığı askeri mevzilerin nötralize edilmesine izin verilmesi gerektiğini" söyledi.

Alman hükümeti ise ihtiyatlı tutumunu şimdilik sürdürüyor, Ukrayna'ya Rusya topraklarını hedef alabileceği silahları vermekten kaçınıyor. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz, "Ukrayna savaşının, Rusya ile NATO arasında bir savaşa evrilmesini önlemek istediğini" söylüyor.

Ancak Scholz'un tutumuna sadece ana muhalefet tepki göstermiyor, bu tutuma itiraz eden SPD'liler de var. SPD Milletvekili Michael Roth, bugün Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, bu kısıtlamaların kaldırılması önerisine destek açıkladı.

Roth, önerinin NATO Genel Sekreteri Stoltenberg tarafından dile getirildiğine dikkat çekerek, "Ben bu önerinin izinden gidilmesini tavsiye ediyorum" diye konuştu.

Bu yönde atılacak adımın NATO'yu Rusya ile bir savaşa sürükleyebileceği endişesini yersiz bulduğunu söyleyen Roth, Ukrayna'nın Rusya'daki bir mühimmat deposunu hedef alması halinde bunun "Ukrayna'nın kendisini savunma hakkı" kapsamına girdiğini vurguladı, "Kırmızı çizgi uluslararası hukuktur ve bu adımla kırmızı çizgi aşılmaz" dedi.

Kremlin'den "ateşle oynuyorsunuz" ve "sonuçları olacak" tepkisi

Moskova ise Batı İttifak'ında yürütülen bu tartışmalara ilişkin art arda açıklamalar yapıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Salı günü yaptığı açıklamada Ukrayna'ya Rusya topraklarını vurma izni verilmesi önerilerine sert tepki göstererek, NATO üyelerini "Ateşle oynuyorsunuz" diye uyardı.

Kremlin bugün yaptığı açıklamayla NATO'yu tansiyonu tırmandırmakla suçladı.Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, "NATO üyeleri, özellikle ABD, diğer bazı Avrupa başkentleri, son günlerde ve haftalarda yeni bir tırmandırma turuna giriştiler" diyerek şunları kaydetti:

"Bunu kasıtlı olarak yapıyorlar. Çok sayıda savaşı kışkırtan açıklama duyuyoruz. ... Ukrayna'yı bu anlamsız savaşı sürdürmesi için, mümkün olan her yolu kullanarak teşvik ediyorlar… Tüm bunların gayet tabii ki ve kaçınılmaz olarak sonuçları olacak ve nihayetinde gerilimi tırmandırma yolunu seçen ülkelerin çıkarlarına çok zarar verecek."

Rusya'dan nükleer caydırıcılık resti

Bir diğer dikkat çekici açıklamada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan geldi. Lavrov, RIA haber ajansına verdiği röportajda, ABD'nin orta ve uzun menzilli füzeleri Avrupa ve Asya'ya konuşlandırması durumunda, Rusya'nın da karşı adımlar atacağı uyarısında bulundu, nükleer caydırıcılık alanında ilave önlemler alabileceklerini söyledi.

Moskova, Washington'un Asya ve Avrupa'da bu tür füzeleri konuşlandırma planlarını sürdürmesi halinde, önerdiği moratoryumu da rafa kaldıracağını söylüyor.

Lavrov, "Nükleer caydırıcılık alanında ilave adımları göz ardı etmiyoruz çünkü komuta merkezlerimiz ve nükleer kuvvetlerimizin bulunduğu yerler Amerikan uzun menzilli füzelerinin menzilinde olacak" dedi.

Bu tür konuşlandırma hamleleri, 1987'de ABD ve o dönem Sovyetler Birliği tarafından imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması'na (INF) aykırı. Ancak ABD 2019'da Rusya'yı ihlal etmekle suçladığı anlaşmadan çekildi. Kremlin, o dönem ABD'nin ihlal iddialarını reddetmişti.

Reuters, AFP, dpa/ DA, JD

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?

Dünya Haberleri