İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Eyüp Doğan getirildi. Duruşmada maktul Nurgül Altıntaş'ın annesi Emine Akbaş, eski eşi ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık Eyüp Doğan maktul ile sosyal medyadan tanıştığını söyleyerek, "İlk başta Nurgül kendisini bekar olarak tanıttı. Sonrasında evlenmiş boşanmış ve bir çocuğu olduğunu söyledi. Bir süre sonra da resmi olarak eski eşinden boşanmadığını, ilk celsede boşanacağını söyledi. İlişkimize devam ettik duygusal bir bağ kurulmuştu aramızda. Olay günü Nurgül'ü annesinin evine bıraktım. Bir süre sonra Nurgül'e mesaj attım neredesin diye bana cevap vermedi. Sonra kendisi bana 'kızlarla dışardayım' diye mesaj atınca ben şüphelendim. Ben onu annesine bırakmıştım dışarda olduğunu söyleyince şüphelendim. Nurgül'den nerede olduğunu söylemesini ve konum atmasını istedim. Telefonla bir süre tartıştık ve yemek yediği yerin adresini söyledi. Ben de bağlı olduğum karakoldaki komiserden izin alarak araç kiralayıp dediği adrese gittim. Nurgül'ü oradan aldıktan sonra araçla ilerledim. Yolda ona neden bana yalan söylediğini ve benden özür dileyerek gönlümü almasını istedim. Bir süre tartıştık. Ben kendimi kaybettim" dedi.
"BEN KAÇ KEZ ATEŞ ETTİĞİMİ HATIRLAMIYORUM"
Doğan, "Sinir krizi geçirdim. Bu olayı nasıl yaptığımı hala anlamıyorum. Olaydan sonra Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 35 gün tedavi gördüm. Oradan nasıl bir halde çıktığımı, şuan nasıl olduğumu Allah bilir. Bu olayı gerçekleştirdiğime hala inanamıyorum. Ben oradan nasıl çıktığımı, nasıl gittiğimi hala iddianameden okuyorum. İddianamede 10 adet mermi sıktığım yazıyor, ben kaç kez ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Bu olayın yaşanmasından dolayı çok pişmanım. Kendimi haklı çıkarmak için konuşmuyorum, bana atılan iftiralara karşı konuşuyorum" şeklinde konuştu.
"DEVLETİN VERDİĞİ SİLAHLA BİZİMİ KORUYACAK, YOKSA BİZİMİ ÖLDÜRECEK"
Maktulün annesi Emine Akbaş evde oturduğu sırada sanığın kendisini arayıp kızının nerede olduğunu sorduğunu söyleyerek, "Kızımın okuldaki kadın öğretmenlerle yemeğe gittiğini söyledim. Kızdı bağırdı, 'kızın alkollü mekanda' dedi. Ben kızımın şeker hastası olduğu için alkol alamayacağını söyledim. Kızının son dakikaları diye bağıra çağıra telefonu kapattı. Kızımı aradım oda 'Eyüp geliyor beni alacak eve geleceğim' deyince tamam dedim. Eyüp'ü tekrar aradım, Eyüp 'kızının son dakikaları, olacaklardan ben sorumlu değilim, onu oradan alıp öldüreceğim, onun cezasını vereceğim, bana kimse bir şey yapamaz devlet memuruyum' gibi sözler söyleyerek hakaret etti. Devamlı kızımı tehdit ederdi. Kızım da bana Eyüp'ten yavaş yavaş ayrılacağını söylemişti. Sonra kızımı aradım açmadı. Kızımı aradım polis çıktı kızımın darbedildiğini söyledi. Eyüp'ün telefonunu istediler attım. Sonra Eyüp'ü aradım tekrar durumu söyledim. O da hiçbir şey olmamış gibi 'ne olmuş ki kızına' dedi. Hastaneye gittiğimde kızımın ameliyattayken öldüğünü öğrendim. Sanığın ithamlarını kabul etmiyorum. Hepsi iftiradır, yalandır. Devletin verdiği silahla bizi mi koruyacak yoksa bizi mi öldürecek? Sanık kıskanç biriydi. Kızımın hiç bir yere gitmesine izin vermiyordu. Bu vicdansız nasıl kıydı kızıma, 6 yaşındaki kızını ben her akşam ağlayarak uyutuyorum. Şikayetçiyim" dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Eyüp Doğan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
"KISA SÜRE İÇERİSİNDE DE DAVANIN KARARA ÇIKMASINI BEKLİYORUZ"
Duruşma sonrasında şikayetçi Emine Akbaş ve avukatı Gülden Ünsal Bıyıkoğlu adliye önündeki meydanda açıklama yaptı. Avukat Gülden Ünsal Bıyıkoğlu, "Yargılamanın sonunda adaletin yerini bulacağından ve sanığın en üst sınırdan cezalandırılacağından hiç şüphemiz yok. Bu konuda adalete olan güvenimiz tamdır. Sanık duruşmada genel itibariyle kadın cinayetlerinde en sık ve en klişe olan bahaneleri kullanmaya çalıştı. Bu şekilde de cezada bir indirim almaya çalıştı. Cinnet geçirdiğini iddia ederek bunun sebebini de maktule bağladı. Mahkemece bu konuda iddiaları ve talepleri reddedildi. Kısa süre içerisinde de davanın karara çıkmasını bekliyoruz" diye konuştu.
"YAVRUMUN KANININ YERDE KALMASINI İSTEMİYORUM"
Maktulün annesi Emine Akbaş, "Yavrumun kanının yerde kalmasını istemiyorum. Adalete güveniyorum. Sanık duruşmada yalan söylemeye çalıştı. Hep battıkça battı kendisi. Benim kızımın sesi çıkmıyor diye hep onu suçlamaya çalıştı ama kendisi suçlu. Adalet yerini bulacak inşallah. Sanığın en ağır cezayla cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheli Eyüp Doğan'ın maktul Nurgül Altıntaş ile sevgili oldukları, 25 Eylül 2021 tarihinde maktul ile mesajlaşarak Mecidiyeköy civarında buluştukları anlatıldı. Şüpheli Doğan'ın kiraladığı bir otomobil ile maktulü buluştukları noktadan alarak Kağıthane'de bir parka gittikleri anlatılan iddianamede, maktul ile bir süre tartışan Eyüp Doğan, yanında bulundurduğu silahla Nurgül Altıntaş'a ateş ederek yaraladığı, kaldırıldığı hastanede Altıntaş'ın hayatını kaybettiği aktarıldı. İddianamede, Adli Tıp Kurumu (ATK)'ndan alınan raporda maktul Nurgül Altıntaş'ın vücudunda 10 adet mermi girişi bulunduğu ve bunların 6 tanesinin her birinin ayrı ayrı öldürücü nitelikte olduğu ifade edildi. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden alınan rapora göre maktul Altıntaş'ı öldüren mermilerin, Eyüp Doğan'ın beylik silahından çıktığı belirtildi. İddianamede, şüpheli Eyüp Doğan'ın, "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. (DHA)