'Beyaz Kod' çağrısında bulunan sağlık emekçisi sayısı 101 bin 984'e yükseldi

Sağlıkta şiddeti gösteren Beyaz Kod bildirim sayısı 2021 yıl sonu itibarıyla 101 bin 984'e yükseldi.

CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, sağlıkta şiddetle ilgili resmi verileri derledi. Bingöl’ün çalışmasına göre, 2021 sonu itibarıyla sağlıkta şiddete karşı 'Beyaz Kod’ çağrısında bulunan sağlık emekçisi sayısı 101 bin 984’e yükseldi.

Sağlık Bakanlığı’nın Beyaz Kod çağrısında bulunan sağlık çalışanlarına verdiği hukuki destek ise yüzde 10’da kaldı.

Bingöl'ün çalışmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"2021 YIL SONU İTİBARIYLA BEYAZ KOD ÇAĞRISINDA BULUNAN SAĞLIK EMEKÇİSİ SAYISI 101 BİN 984'E YÜKSELDİ"

"Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet başvurularının kaydedildiği 'Beyaz Kod' verileri, şiddetin yıllar içinde nasıl katlanarak arttığını gözler önüne serdi. Beyaz Kod'a ilişkin ilk veriler, Bakanlığın 2017 Faaliyet Raporu'nda yer alırken 2017 yılında 7 bin 751 Beyaz Kod başvurusu yapıldığı açıklandı. 2018 raporlarında herhangi bir veri açıklanmazken 2019 yıl sonu itibarıyla 46 bin 274 sağlık emekçisi tarafından Beyaz Kod uygulaması kullanıldı. 2020'de Beyaz Kod kullanım sayısı 72 bin 158'e yükseldi. 2021 yıl sonu itibarıyla ise sağlıkta şiddete karşı Beyaz Kod çağrısında bulunan sağlık emekçisi sayısı 101 bin 984'e yükseldi.

"2021'DE SABİM'E 27 BİN 560 TEHDİT VE ŞİDDET İÇEREN BAŞVURU YAPILDI"

Sağlık Bakanlığı 2021 Faaliyet Raporu'na göre; Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi'ne (SABİM), 2021 yılı içerisinde sağlık çalışanları hakkında tehdit ve şiddet ifadeleri içeren 27 bin 560 adet başvuru bırakıldı. Bakanlığın bu tehdit ve şiddet çağrılarına karşı hukuki girişimleri hakkında veri, raporlarda yer almadı.

"BAKANLIĞIN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA VERDİĞİ HUKUKİ DESTEK YÜZDE 10'DA KALDI"

Bakanlığın 100 bini aşan Beyaz Kod çağrısına karşı sağlık çalışanlarına verdiği hukuki destek, yüzde 10'da kaldı. Sağlık Bakanlığı 2019 ve 2020 Kurumsal Beklentiler Raporu'na göre, 2019'da Beyaz Kod sistemine yapılan sadece 7 bin 358 başvuru savcılığa intikal ettirerek adli süreç başlatılırken 2020'de de sadece 7 bin 530 başvuru hukuki yardım kapsamında değerlendirildi. Bakanlığın 2016 yılında yayınladığı genelge ile taşeron çalıştırılanlar, stajyerler ve intörn hekimler de hukuki destek kapsamı dışında tutuldu.

Sağlıkta şiddet ile mücadele, raporlarda tek cümle ile sınırlı kaldı. 2019 ve 2020 Faaliyet Raporları'nda şiddet, aynı cümleler ile ifade edildi. İki yıla ilişkin raporlarda 'Öneri ve Tedbirler' başlığı altında sadece 'Sağlık personeli memnuniyetini artırıcı uygulamalar geliştirilmelidir. Sağlıkta şiddetin engellenmesi için önlemler artırılmalıdır' denildi. 2021 Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'nda da sadece 'Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Eylem Planı 2021-2023 çalışmalarına devam edilecektir' ifadeleri yer aldı. Bakanlığın 2019-2023 Stratejik Planı içinde ise 'Sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalması' ve 'Yoğun çalışma düzeni' sadece 'risk' olarak sayılırken 'Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin gündem olmaya devam etmesi' ise 'Tespit' başlığı altında değerlendirildi.

Bakanlığın 2019 Faaliyet Raporu'nda şiddetle mücadele çalışması da dikkat çekti. Raporda, "Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi İçin Farkındalık Çalışmaları Yapılması' başlıklı eylem için planlanan performans hedefi, 'Bir adet kamu spotu hazırlanacak ve yayınlanacak ve sosyal medya paylaşımları yapılacak' olarak sıralandı. Bakanlık, bu çalışma için 'gerçekleşme oranı' olarak da 'yüzde 100' notu düştü. Aynı raporda, 'Şehir Hastaneleri Tanıtımı Medya Kampanyası'nın Düzenlenmesi' için ise iki ayrı kamu spotu hazırlandığının yer alması, bakanlığın önceliklerini de gözler önüne serdi."

"ŞİDDETİN SORUMLUSU, BU VERİLERİ GÖRMEZDEN GELENLER, SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ DEĞİL KOLTUKLARINI KORUMAK İSTEYENLERDİR"

Verileri değerlendiren Bingöl, şunları kaydetti:

"Sağlıkta şiddet, tıp fakültelerinde yeminleri sansürlenen bölüm birincilerinin konuşması ile başlıyor, umutları ve hayalleri tükenen gençlerimize 'Giderlerse gitsinler' diye seslenen iktidarın nefret dili ile perçinleşiyor. Ardından mesleki itibarları iktidar eliyle çürütülen, mobing ve baskıya maruz kalan, 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanan, hastasına ilaç ve yeterli tıbbi malzeme bulamayan hekimlerimiz, AKP'nin cezasızlıkla ödüllendirdiği şiddete maruz kalıyor. ve Avrupa'nın hasta başına düşen hekimde son sırada olan Türkiye, her yıl yetiştirdiği binlerce doktorunu yurt dışına gidişleri ile kaybediyor. Daha geçen hafta gencecik bir doktorumuz, şiddete karşı yalnız bırakıldığı için diplomasını yırttı. Dün ise yırtılan diplomanın değerini bilemeyen Sağlık Bakanlığı, görevi başında bir doktoru silahlı saldırıda kaybetti. Veriler bu kadar ortadayken her geçen gün artarak devam eden şiddetin sorumlusu, bu verileri görmezden gelenler, sağlık emekçilerini değil koltuklarını korumak isteyenlerdir. Şiddete karşı sağlıklı mücadele için sağlıklı veri gerekli. Ancak Sağlık Bakanlığı, verileri hem kendi raporlarında hem Türk Tabipleri Birliği'nin başvurularında hem TBMM'de sunduğumuz soru önergelerinde ve reddedilen onlarca araştırma önergemize karşı açıkça gizlemektedir. Halkın alın teri ile yetişen, halk sağlığı için kendi canından vazgeçerek mücadele eden sağlık emekçilerinin canı, satır aralarına işlenecek tek cümlelik vaatler ve sosyal medya paylaşımları kadar ucuz değildir. Sağlıkta dönüşüm adı altında halk sağlığını ticarileştirenler, şiddetin faillerinin de en büyük ortaklarıdır."

'BEYAZ KOD' NEDİR?

Beyaz Kod, Sağlık Bakanlığı'na bağlı ve özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline yönelik işlenen suçların şikayet bildiriminin sağlandığı sistemin adı. Uygulama, bakanlık raporlarına göre 2015'ten beri tüm sağlık personeli tarafından aktif olarak kullanılıyor. Bakanlık ayrıca bu sistem üzerinden vakaları izleme, değerlendirme ve raporlama çalışması yapıyor. (ANKA)

Sağlık Haberleri