Ankara 18. İdare Mahkemesi, Beypazarı Doğanyurt Mahallesi yakınlarında kurulması planlanan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi için 17.04.2020 günü verilen ÇED gerekli değildir kararının doğal hayatı yok edeceğini belirterek, dava konusu işlemi iptal etti.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin, Beypazarı Doğanyurt Mahallesi’nde sosyal ve ekolojik dokuyu bozacak ve mera alanlarını ortadan kaldıracak olan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi için ÇED gerekli değildir kararını yargıya taşımıştı.
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, söz konusu şirketin valiliğe sunulan ÇED dosyasında işletme ruhsatı aldıktan sonra sürekli değişiklikler yaptığına ve alanın orman olduğunu gösteren belgelerin ortadan kaldırıldığına dikkat çekerek, “Yargı rant uğruna doğayı katletmek isteyenlere gereken cevabı vermiştir. Bölge halkı ekolojik dokuyu bozacak ve mera alanlarını ortadan kaldıracak olan taş ocağı ile uzun süredir mücadele ediyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bilim ve teknikten aldığımız güçle, doğal alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz. Beypazarı’nda köylülerin haklı mücadelesinin yanında yer alarak söz konusu kararı yargıya taşıdık, yargı ÇED gerekli değildir kararına ilişkin dava konusu işlemi iptal etti. Yargı kararlarıyla haklılığımız tescil edilmeye devam ediyor” dedi.
Candan, sözlerine şöyle devam etti:
“Taş ocağı kırma eleme tesisi köye çok yakın olup, 400-500 metre civarıdır burada yaşayan insanlar üzerinde çok olumsuz etkiler yaratacaktır. Bilirkişi raporunda da karar uygulandığında doğal varlıkların geri dönülemez şekilde kaybedileceği ortaya konulmuştur. Mahkeme gerekçesinde yer alan ‘Ankara ili, Beypazarı ilçesi, Doğanyurt Mahallesi'nde e Yusuf Ağa Mad. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kurulması planlanan "ER:3373704 No'lu Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi'' projesinin uygulanacağı alanın, habitat çeşitliliği içermesi, bitki ve hayvan türleri açısından zengin biyoçeşitlilik unsurları içermesi ve bitkiler açısından yüksek sayıda geniş yayılışlı, bölgesel ve dar yayılışlı endemik türlerin var olması, bitki ve hayvan türleri açısından ulusal ve uluslararası düzeydeki sözleşme ve eklere giren yüksek koruma statüsüne sahip türler içermesi, yaklaşık 20 milyon yıl öncesine giden çok sayıda farklı türe sahip silisleşmiş ağaç fosillerinin ruhsat sahası içerisinde yer alması, söz konusu alanda kurulması planlanan Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi ile ilgili olarak yapılacak patlatmalarla ortaya çıkacak olan ses kirliliği, toz parçacıkları ve meydana gelebilecek sarsıntı nedeniyle, dava konusu alan içerinde bulunan yaban hayatındaki hem memeliler hem de kuşlar için tehlike arz edeceği, bu nedenle bahsi geçen canlıların barınma, üreme, beslenme ve konaklama alanlarında kayıpların yaşanmasına yol açacağı, tüm bu hususlar dikkate alındığında, dava konusu projenin uygulanması için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı'nın’ alınması gerektiği sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptaline karar verildi’ ifadeleri de alanın el değmeyecek nitelikte bir doğal alan olduğunu gözler önüne sermiştir.”
Kesin korunması gereken hayvan türleri yok olma tehdidi altında. (Kısa Dalga)