Bozdağ'dan 'Gülşen' açıklaması: Cumhurbaşkanımız imam hatipli, ona hakaret ediyor

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, şarkıcı Gülşen'in tutuklanması ile ilgili "O hakim kararıdır, eleştirilebilir. Ama bir de deyin ki; yaptığı da yenilir yutulur bir şey değildir" ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul'da 4 ay önce sahnede ekip arkadaşıyla yaptığı konuşma sırasında imam hatiplilerle ilgili sözleri nedeniyle tutuklanan Gülşen'le ilgili açıklama yaptı.

Bozdağ'ın açıklamaları şöyle:

"BUNUN YAPTIĞI DA YENİLİR YUTULUR DEĞİL"

"Bu bütün imam hatip okullarına, İmam Hatip Liselerinin öğrencilerine, oradaki öğretmenlere, yöneticilere, onların velilerine karşı büyük bir saygısızlık, büyük bir ayrımcılık, büyük bir nefret, büyük bir hakarettir. Türkiye'de şu anda 1 milyon 300 bin civarında imam hatipte okuyan öğrencimiz var. Mezunlarıyla beraber onların diğer yakın çevresiyle beraber değerlendirdiğiniz zaman milyonlarca vatandaşımıza karşı çok büyük bir saygısızlığı, büyük bir hadsizliği içerir bu cümle. Ama bakın ana muhalefet partisinin genel başkanı, bu 6'lı masanın etrafında toplananlar kaç gündür bu milletin milyonlarca insanına karşı hakaret, saygısızlık, ayrımcılık, nefret kin kusan bu sözler karşısında tek bir tane cümle doğru dürüst duydunuz mu? Ya biriniz de çıkın deyin; tutuklamayı eleştiriyorsunuz. Eleştirin, o hakim kararıdır. Eleştirilebilir. Ama öte yandan onu eleştirirken bile deyin ki; 'Bunun yaptığı da yenilir, yutulur bir şey değildir. Bu milletin evlatlarına böylesi bir saygısızlığı, ayrımcılığı, nefreti, kini, diline dolayıp konuşamaz.' Bir de bunu deyin. İmam hatip okulları da bu ülkenin diğer okulları gibi devletin okullarıdır, saygın okullardır" dedi.

"CUMHURBAŞKANIMIZ İMAM HATİPLİ ONA HAKARET EDİYOR"

Sayın Kılıçdaroğlu helalleşmeden bahsediyor. Bu ayrımcılığı, bu kini, bu nefreti kusanlara iftirayı atanlara tek cümle söylediğini duydunuz mu? Ben duymadım. Duyan varsa söylesin. Ama hakimleri tehdit eden ve hakimlere talimat verip, 'derhal serbest bırakın' diyen bir üstten buyurmacı tavır ortaya koydu. Benim anladığım helalleşme diye çıktığı bu yolda sayın Kılıçdaroğlu'nun helalleşmeden anladığı şey imam hatiplilerle, imam hatip lisesi öğrenci ve velileriyle, mezunlarıyla helalleşmesi, samimi değildir. Seçime dönük stratejik bir projedir. Son tartışmada bile sanki bu lafları ona söyleten bizmişiz gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. Yahu ayrımcılığı yapan kim? Milletin evlatlarını okuduğu okula göre saygısızlıkla anan, ayrımcılık yapan, nefret dilini kullanan kim? Dönüp bir şey söylemiyorlar. Hükümet kutuplaştırıyormuş. Adalet Bakanı konuşmazmış. Yahu bana hakaret ediyor. Cumhurbaşkanımız imam hatipli, ona hakaret ediyor. Biz konuşmayacak mıyız? Milyonlarca imam hatipli var. Onlar; siz bize bu ithamlar yapılırken niye sustunuz demeyecekler mi? Biz hakkımızı, bize karşı yapılan saldırılara karşı hukukumuzu savunmayacak mıyız? Bu yargıya müdahale değildir.

"KİMSE HAKİM VE SAVCILARA TAVSİYEDE BULUNAMAZ"

Yargıya müdahaleyi Sayın Kılıçdaroğlu yapıyor. Adalete ihanet etmeyin. 'Derhal serbest bırakın' diye yargıya bir talimat veriyor. Hiç kimse yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin savcılara tavsiye ve telkinde bulunamaz. Emir ve talimat veremez. Hakim ve savcıları hedef olarak gösteremez. Hepsini yapıyorlar. Sonra da kalkıp bağımsız yargı diyorlar. Hukuk devleti diyorlar. 'Biz gelince her şey iyi olacak' diyorlar. Ya siz nasıl kötü olacağının bütün faturasını önümüze koyuyorsunuz. Sevsinler sizi. Biz sizin laflarınızın ne manaya geldiğini bilmiyor muyuz? Bu millet bilmiyor mu? Herkes hangi sözün, hangi anlama geldiğini biliyor; bu milleti kutuplaştıran biz değiliz. Pek çok böyle farklı tartışmalar yaşandı Türkiye'de. Bakın bu tartışmalara, hep ilk başlatanları bunlar olmuştur. Bizim yaptığımız hukukumuza karşı saldırılar karşısında hukukumuzu ve bizi destekleyen milyonların hukukunu korumak olmuştur. İnsanlarımızın onurunu, hukukunu korumak olur. Biz insanımızın onurunu, hukukunu her şartta korumaya devam edeceğiz. (DHA)

Politika Haberleri