Adalet Bakanı Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu Konferans Salonu'nda düzenlenen adli yargı hakimleri ve cumhuriyet savcılarının kura törenine katıldı ve sosyal medya uyarısında bulundu.
Bozdağ, yargı görevi yapanların büyük takdir hakkı kullandıkların belirterek şöyle dedi:
"Şunu unutmamak lazım; takdir hakkı keyfilik hakkı değildir. Eğer biz takdir hakkını keyfimize göre kullanırsak o zaman hakim de savcı da olsak verdiğimiz karar adalete, hakka değil zulme hizmet eder. Takdir hakkımızı anayasa 138, nasıl kullanacağımızı çok net tarif eder. Anayasaya, kanuna, hukuka uygun olarak bir vicdani kanaat ile biz takdir hakkımızı kullanabiliriz. Biz ‘Vicdanıma göre karar verdim’ dediğimizde vicdan bizi doğru noktaya götürmeyebilir. Anayasa, vicdanı başıboş bırakmıyor. ‘Vicdanım bana böyle söylüyor, benim kararım bu’ dersek haksızlığın büyüğünü bizden adalet bekleyenlere karşı yapmış oluruz. Vicdanımızı hukuka bağlı yönettiğimizde kararlarımızdaki isabet oranı artar. Vicdanımızın sadece hür olması yetmez aynı zamanda vicdanımızın kanun, hukuk ve kanun ile bağlı olması şarttır. Vicdanı ve akıllarını kiraya verenler cübbeleri hakim ve savcı cübbesi de olsa asla hakim ve savcı vasfını özde taşıyamazlar. Ben genç kardeşlerime diyorum ki vicdanınız sizin gibi hür olsun, aklınız hür olsun, hiçbir ideolojinin emrine vicdanınızı ve aklınızı tahsis etmeyin, aksi takdirde hürriyetinizi kaybedersiniz. Bizim vicdanımızın bağlı olduğu yer Anayasa, yasa ve hukuka sadakat ve ona bağlılık ile hareket etmektir."
Bozdağ, hakimlerin dünya görüşleri doğrultusunda karar vermemesi gerektiğini söyledi: Hepimizin bir dünya, siyasi görüşü var. Esas bağımsızlık bize ait olan görüşlere, ideolojilere karşı da aklımız ile hareket edip, yasalara sadakatten ayrılmadan dimdik durabilmektir. Kendi sahip olduklarınıza karşı dimdik duramazsanız başkalarına karşı da dimdik duramazsınız. Hakim ve savcılarımızın sahip olduğu kendi dünya görüşlerine karşı da kendilerini koruması, kararlarında olaylara bakışlarını yansıtmaması gerekir. Bu bağımsızlık ve tarafsızlık konusu üzerinde daha çok durmakta fayda var. Medyaya karşı bağımsız, tarafsız, siyasete karşı bağımsız, tarafsız, bölgeciliğe karşı bağımsız, tarafsız, inançlara karşı bağımsız, tarafsız, bizim kararlarımızı olumsuz etkileyecek her şeye karşı bağımsız ve tarafsız olmamız icabet eder. Bir hakim ve savcının huzurunda yargılama sırasında ya da odasında güçlüler ile zayıflar eşit muamele görmüyorsa orada hakim, savcı, adalet yok demektir. Buna izin vermeyin."
'VATANDAŞI DİNLEMEK SİZİ ZAYIF YAPMAZ'
Bozdağ, zaman zaman pek çok şikayet geldiğini kaydederek, "Bazen halkla ilişkileri ya çok abartıyoruz ya da çok daraltıyoruz. 'Hiç kimseyle görüşmeyeyim; bana laf, söz gelmesin, kapım kapalı'. Hatta kapısına 'avukat ile görüşme yapılmaz' diye bir meslektaş yazı asmış. Bu abartının alasıdır. Hakim, savcı kendinden adalet beklenen, ümitsizliğe düşenin imdadına koşacak diye baktığı yer. Vatandaş size geldiği zaman adaletin kapısına geldiğini düşünüyor. Gelen vatandaşı dinlemek sizi taraf yapmaz, tarafsızlığınıza gölge düşürmez. Dinlersiniz; ama huzurunuzda eşit dinlersiniz. Kulaklarını, kapılarını adalet talep edenlere kapatanlar yargıya en büyük kötülüğü yaparlar. Siz dürüst olduktan sonra kiminle görüşürseniz görüşün size herhangi bir zarar vermez, veremez" diye konuştu.
SOSYAL MEDYA MAHKEMELERİ
Bakan Bozdağ, sosyal medya ile sağlanan adalete ilişkin, "Sosyal medya mahkemeleri çıktı. Sosyal medya; savcının görevini hakimin görevini yapıyor. Sosyal medya mahkemeleri mahkum ediyor, biz onları takip ediyoruz. O zaman biz neden varız? Biz herkesten önce olacağız. Elimizde devletin verdiği imkanlar var. Sosyal medya ile ilgili bir tavsiyem; sosyal medyayı kullanan hakim ve savcılarımız milletin gözündeki saygınlığa gerçekten zede veriyorlar. Ne kadar 'Tarafsızım' dese bile bir şey yazıyorsunuz birileri rahatsız oluyor. Ben siyasetçi olmasam hiç sosyal medya kullanmam. 'Kullanmayın' demiyorum; ama mutlaka dikkat edin, mecbur değilseniz kullanmayın; ama 'ihtiyacım var, kullanacağım' diyorsanız ona göre kullanın. Mümkün mertebe bizim konuştuğumuz yerin kararlarımız olduğunu unutmadan, konuşma ihtiyacımızı muhteşem karar gerekçeleri yazarak orada söyleyelim. Sosyal medya sizin için de büyük bir zarara, sıkıntıya yol açabilir. Bu konuya hakim ve savcılarımızın özellikle dikkat etmelerini istirham ediyorum. Danıştay'a seçtiğimiz kıymetli üyelerimiz var, onlar da mazbatalarını alacaklar" dedi.
Konuşmaların ardından, 1 Haziran'da Danıştay üyeliğine seçilenler mazbatalarını aldı, kura çekimi yapıldı. (DHA)