Sınır ötesi tezkerenin Kürt düşmanlığı olduğunu ifade eden HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, muhalefete "Kürt sorununun çözüm yerini parlamento olarak görenler, tezkereye ‘hayır’ demelidir" diye seslendi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. HDP Kadın Meclisi’nin de katılım gösterdiği toplantıda, 30 yıl hapis cezası verilen Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın fotoğrafları taşındı. HDP grubuna mağdur edilen Evim Mağdurları da katıldı.
Evrensel'de yer alan habere göre, AKP döneminde mağdur olmayan hiçbir toplumsal kesimin kalmadığını ifade eden Buldan, “Faizsiz ev ya da araba almak isteyen yaklaşık 54 bin yurttaşımız dolandırıcılık sisteminin mağdurlarıdır. Seslerini duyurmak için buradalar. Bütün devlet kurumlarının kapısını çalıyorlar, TMSF’yle görüşüyorlar ama maalesef sonuç alamıyorlar. Paralarının nerede olduğuyla alakalı aylardır herhangi bir açıklama yapılmıyor. Mağduriyetlerin giderilmesi sadece lafta kalmış durumdadır. Alacak cetvelinde mağdurlar birinci sıraya konulmuş değildir. Kimin parasının önce ödeneceği bilinmemektedir. Bu mağduriyetlerin biran önce çözülmesi iktidarın ve devlet kurumlarının birinci derece görevi ve sorumluluğudur. Bu ailelerin sesleri mutlaka duyulmalıdır” dedi.
Buldan, HDP olarak mağdurların seslerini duyuracaklarını ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi.
KARARI TANIMIYORUZ
TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’a 30 yıl hapis cezası verilmesine dair Buldan, “Bu ceza; bugüne değin 83 kez gözaltına alınan, defalarca tutuklanan ancak kadın mücadelesinden asla geri adım atmayan Ayşe Gökkan’dan elbette ki intikam alma çabasıdır. Karar hukuki değil siyasidir. Kürt düşmanı, kadın düşmanı politikanın bir sonucudur. Bu hukuksuz cezayı kadınlar olarak tanımıyoruz, tanımayacağız” diye konuştu.
Buldan konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
KÜRT DÜŞMANLIĞI
"Kadın katillerinin, tecavüzcülerin serbestçe gezdiği, faillerin sırtının sıvazlandığı bir ülkede, kadınların örgütlü mücadelesine saldırıların ilk olmadığını dile getiren Buldan, şöyle devam etti: “Kayyım atamalarından, kadın merkezlerinin kapatılmasına, siyasetçilerimizin gözaltına alınıp tutuklanmasına kadar kadına yönelik baskı ve sindirme politikaları bugün içeride, dışarıda her yerde olağanca hızıyla devam etmektedir. Yine DTK Eşbaşkanı Sevgili Leyla Güven ve Diyarbakır İl eşbaşkanımız sevgili Hülya Alökmen’in de aralarında olduğu kadın tutuklulara Kürtçe şarkı söyledikleri ve halay çektikleri için iletişim ve görüş yasağı verilmişti. Karara yapılan itirazda mahkeme, verilen cezada bir isabetsizlik bulmamış. Kürtçe düşmanlığını isabetli bulan bu yargı zihniyeti, iktidarın Kürt düşmanlığından cesaret almaktadır.
TUĞLUK TAHLİYE EDİLMELİ
Sevgili Aysel Tuğluk ciddi sağlık sorunları yaşamasına rağmen cezaevinde tutulmaya devam etmektedir. Tuğluk’un yeri cezaevi değildir, tedavisi için zaman kaybetmeden acilen tahliye edilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum. Aynı zamanda Adalet Bakanlığına çağrımızı ve uyarımızı yapıyoruz.
GARİBE GEZER’E SALDIRI
Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan kadın tutuklu Garibe Gezer’e yapılan insanlık dışı işkence ve cinsel saldırı kamuoyuna yansımıştır. Avukat ve ailesinin aktardığına göre 22 günlük hücre cezasının ardından üç kişilik koğuşa geçmek isteyen ancak talebi kabul edilmeyerek tek kişilik hücrede tutulan Gezer, bu durumu protesto ettiği için süngerli oda denilen hücreye götürülmek istenmiş, bu esnada erkek ve kadın gardiyanların saldırısına maruz kalmıştır. Erkek gardiyanlar, postalları ile Gezer’in boynuna basmış, saçlarından tutarak yerlerde sürüklemiş, üzerindeki şalvarı çıkartarak; yarı çıplak bir şekilde erkek tutukluların bulunduğu bölümden geçirmiştir. Baygın bir biçimde saatlerce hücrede tutulan Gezer, intihar girişiminde bulunmuş, ancak çarşafın kopması üzerine yere düşerek başından yaralanmış ve tıbbi müdahale yapılmamıştır.
TUTUKLULAR SAHİPSİZ DEĞİL
Bu insanlık dışı işkenceyi yapanları, onlara göz yumanları buradan en yüksek sesle lanetliyorum. Adalet Bakanını da insanlıktan nasibini almamış bu işkence sürüsü karşısında derhal harekete geçmeye ve sorumluları derhal yargı önüne çıkartmaya davet ettiğimizi HDP olarak davet ettiğimizi bir kez daha buradan belirtiyorum. Grubumuz bu işkenceyi soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. HDP olarak cezaevlerindeki gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. Her bir ihlalin ve hukuk dışılığın takipçisi olmaya, girişimlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Tutuklular yalnız ve sahipsiz değildir. Bunu bir kez daha ifade ediyorum.
CEZALARLA SUSTURAMAZSINIZ
Biz kadınlar diyoruz ki, sizin erkek yargınızdan da sizin baskılarınızdan da işkencelerinizden de korkan tek bir kadın yoktur. Bulamayacaksınız da. Her zulmünüzün karşısında kadınların cesaretini ve direnişini görmeye devam edeceksiniz. Evet, Ayşe Gökkan, cesareti ile hep dimdik durmuş, kadın mücadelesinin emekçisi ve çok kıymetli bir yoldaşımızdır. Yıllarca cezaevinde kalan ama kadın özgürlük mücadelesinden asla geri adım atmayan Gökkan’ı bu cezalar ile susturamazsınız, engelleyemezsiniz.
MİLYONLARCA KADIN SİZİNLE
Ayşe’nin dediği gibi kadın, yaşam ve özgürlük dünyaya düşen cemredir. Bizler bu cemreyi yok etmenize izin vermeyeceğiz. Ve bizler çok iyi biliyoruz ki, bu kararları verenler, bu hukuksuzlukları yapanlar gidecek, Ayşe Gökkan, Leyla Güven, Hülya Alökmen ve tüm yol arkadaşlarımız Kürtçe şarkılarla, halaylarla serbest kalacaktır. Hep birlikte baskılara, tutuklamalara, savaş politikalarına karşı yine mücadele edeceğiz. Buradan tutuklu tüm kadın yoldaşlarıma kucak dolusu selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yalnız değilsiniz, milyonlarca kadın sizlerledir diyorum.
SINIR ÖTESİ TEZKERE
Halkın gündemi, yoksulluk, işsizlik, geçim derdi ve adaletsizlik iken iktidara bakıyoruz gündemleri yine savaş tezkereleridir. Irak/Suriye Birleşik savaş tezkeresi bugün genel kurulda görüşülecek. Her yıl tezkerenin süresini bir yıl uzatan iktidar, bu kez süreyi 2 yıl uzatmak istiyor. Demek ki İktidar, bir yıl sonra AKP grubunun kalıp kalmayacağından ve meclisi toplayamayacağından endişe ettiği için süreyi 2 yıl uzatarak tezkereyi garanti altına almaya çalışmaktadır. Gidici olduklarını kendileri de görmektedir. Bu tezkere iktidarın aynı zamanda gidiş tezkeresidir.
ÖSO'YA NEFES ALDIRMA TEZKERESİ
2023’e kadar parlamentoyu savaş siyasetinin ipoteği altına almaya çalışan tezkerenin adını doğru koyalım: Uluslararası hukuka aykırı olan bu tezkere içeride ve dışarıda çözümsüzlük tezkeresidir. Çürümüş yolsuzluk ve rant düzenini ayakta tutma tezkeresidir. İflas etmiş ekonominin, büyük çöküşün üzerini kapatma telaşıdır. Suriye barışını sabote etme, çatışma ve istikrarsızlıktan nemalanma tezkeresidir. Bu tezkere Kürt düşmanlığı tezkeresidir. Suç örgütleri; ÖSO’ya, IŞİD’e, El Nusra’ya nefes aldırma tezkeresidir. Bu tezkere, toplumsal desteğini her geçen gün kaybeden AKP iktidarının seçim kampanyasıdır."