Fransa'nın Cannes kentinde gerçekleştirilen, en önemli uluslararası film festivallerinden biri olan Cannes Film Festivali, 12 günlük maratonun ardından dün düzenlenen ödül töreni ile sona erdi. 17 Mayıs’ta başlayan ve bu yıl 75’incisi düzenlenen festival boyunca dünyanın farklı ülkelerinden filmler gösterildi.
"Triangle of Sadness (Hüzün Üçgeni)" Altın Palmiye'yi aldı
İsveçli yönetmen Ruben Östlund'un "Triangle of Sadness (Hüzün Üçgeni)" filmi, büyük ödül Altın Palmiye’nin sahibi oldu. TRT ortak yapımı olan bu filmde, sınıf çatışması keskin bir hiciv ile sergileniyor. Filmde geçen kusma ve ishal sahneleri, geçen hafta yapılan prömiyerin ardından festivalde en çok konuşulan sahnelerden olmuştu. Östlund, ödülünü aldıktan sonra filme ilişkin, "Gösterimden sonra hep birlikte dışarı çıkıp üzerine konuşmak istedik" dedi. İsveçli yönetmen, 2017'de "The Square (Meydan)" filmiyle de Altın Palmiye ödülüne layık görülmüştü.
En iyi yönetmen ödülünü "Decision to Leave (Ayrılma kararı)" filmiyle Chan Wook Park kazandı. İkincilik anlamına gelen Grand Prix ödülü ise Lukas Dhont'un "Close (Yakın)" ve Claire Denis’in "Stars at Noon (Öğlen Yıldızları)" filmleri arasında paylaşıldı. Close, iki gencin yeni gelişmekte olan cinsellikleri esnasında uğradıkları zorbalıkları konu alıyor. Starts at Noon ise, Orta Amerika’daki politik gerginliklere karşı olarak konumlanmış bir aşk hikayesi sunuyor.
En iyi senaryo "Boy from Heaven (Cennetten gelen çocuk)" filmilyle İsveçli Tarik Saleh'in olurken, en iyi kadın oyuncu "Holy Spider (Kutsal örümcek)" filmiyle Zar Amir Ebrahimi'nin oldu. Ebrahimi bu filmde, İran’da seks işçilerini öldüren bir seri katilin peşine düşen bir gazeteciyi canlandırıyor. Film, İranlı yetkililerin çekime izin vermemesi nedeniyle Ürdün'de çekildi.
Ebrahimi, yaptığı konuşmada filme ilişkin, "Bu film kadınlar hakkında, bedenleri hakkında. Film yüzleriyle, saçlarıyla, elleriyle, ayaklarıyla, göğüsleriyle ve seksle dolu. Bunları İran’da göstermek imkansız" dedi.
En iyi erkek oyuncu ise "Broker" filmindeki performansıyla Song Kang Ho'ya gitti. Kore sinemasının yıldızı Song, üç yıl önce "Parazit" filmiyle de ödüle layık görülmüştü. Ödül konuşmasında "Kore sinemasını takdir eden herkese teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Cannes Festivali’nde neler yaşandı?
Festivale Rusya – Ukrayna savaşı damgasını vurdu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, açılış törenine online olarak katıldı ve sinemacılara, gazetecilere seslendi: "Sinema sessiz olmamalı, Ukrayna bu savaşı kazanacak" dedi. Pek çok Ukraynalı film özel gösterim hakkı kazanırken, Rus yönetmen Kiril Serebrennikov'un filminin ana yarışmada yer alması, savaşı kınamış olmasına rağmen, tepki topladı.
Türkiye'den Emin Alper'in Kurak Günler'i yarıştı
Türkiye'den yönetmen Emin Alper'in "Kurak Günler" filmi Un Certain Regard (Belirli Bir Bakış) bölümünde yarıştı. Film, dünya prömiyerinin ardından yaklaşık 10 dakika boyunca salonda alkışlandı. Başrollerinde Selahattin Paşalı ve Ekin Koç'un yer aldığı Kurak Günler, kuraklıkla mücadele eden bir kasabaya atanan savcı, belediye başkanı ve bir gazeteci arasındaki ilişki ve çekişmeleri anlatıyor.
Emin Alper’in filmin gösterimi sonrasında filmin yardımcı yapımcılarından olan ve Gezi Davası’nda 18 yıl hapse mahkum edilen Çiğdem Mater için yaptığı konuşma festivale damgasını vurmuştu. Alper, konuşmasında, "Şu an bizimle değil, çünkü kendisi komik bir dava sonucu hapse atıldı. Bizimle olmasa da aklımız ve kalbimiz onun yanında" demiş, Alper’in konuşması, salondan büyük alkış almıştı.
Alper, DW Türkçe'ye konuya ilişkin verdiği söyleşide "Masum insanların hapiste yatması devam ettiği sürece bunu nerede olsa dile getireceğiz" dedi.
DW / AI, BÖ