CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, “Zor Soru” programında Kısa Dalga Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş’ın sorularını yanıtladı. İktidarın bir “rant düzeni” kurduğunu, hesap sorulmasını engellemek için “hukuk devleti”nden uzaklaştığını söyleyen Böke, geceyarısı kararnameleri, HDP’ye kapatma davası gibi şok politikaların devam edeceğini söyledi.
“CHP’NİN TAVRI ÇOK NET”
Böke, dokunulmazlıklar, Boğaziçi protestoları, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun tutuklanması, HDP’ye yönelik dava, tezkereler, diplomatik gerginlikler gibi iç ve dış politikadaki gelişmeler karşısında “CHP’nin muhafazakar seçmeni ürkütmeyelim” tarzı politika izlediği, “tabanın gerisinde kaldığı” yönündeki eleştirilerle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Türkiye'nin ikinci yüzyılının neye dayanacağını CHP, çok net ortaya koymuş vaziyette. CHP’nin laikliğe yaklaşımı çok net. Boğaziçi meselesinde de CHP, eylemleri siyasetin tekeline alan bir biçimde değil, demokrasinin salt siyasi kurumlar içerisinde yapılmadığı, siyaset ve demokrasinin, sivil toplum nezdindeki etkileşimiyle yapılabileceği gerçeğiyle de hareket etti. CHP iktidarın dayatıyor olduğunun karşısında başka bir siyasi kültürün mümkün olduğunu yaşatma gayreti içinde.”
“İKTİDARI MEMNUN ETMEK GİBİ DERDİ OLAMAZ”
CHP’nin izlediği politikalarda Türkiye'nin faydasını gözettiğini belirten Böke, “Bir siyasi partinin iktidarı memnun etmek gibi bir derdi olamaz. Kamuya yarar sağlayacak adımlara destek vermek elbette siyasetin parçasıdır” dedi.
“CHP ÜSTLENDİĞİ ROLÜN FARKINDA”
İktidarın Türkiye’de yok etmeye çalıştığı özgürlük alanını genişletme sorumluluğunun CHP olarak farkında olduklarını vurgulayan Böke, “AKP’nin dayatıyor olduğu anti demokratik, faşizan yaklaşımın karşısında özgürlük alanı açmaya çalışan herkesin birbirini büyütmesine ihtiyacımız var. CHP, siyasi kurumlar içerisinde bu manada öncü rol üstlenmek zorunda ve bunun da farkında” diye konuştu.
İTTİFAK İÇİNDE SİYASET
Böke, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye'de ittifak siyasetinin dayatmış olduğu, farklılıklarımızla var olmayı becerme zorunluluğu, iktidarın CHP'nin de içinde olduğu toplumsal muhalefete dayattığı bir gerçeklik. Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, özümüzü asla kaybetmeden, farklı özlerin bir arada yaşayabilmesinin güvencesini sağlayacak olan demokrasiyi büyütecek bir dayanışma. Bu dayanışmayı büyütecek olan genel strateji içerisinde de belli taktik adımların kimi zaman bizim istediğimiz düzeyde olmayacağı gerçeğini de galiba hepimiz siyasetin içerisinde görüyor ve deneyimliyoruz.”
“Güçlendirilmiş parlamenter demokrasiye geçmemiz gerekiyor” diyen Böke, geceyarısı kararnameleri, Gergerlioğlu’nun tutuklanması, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme, bürokrat değişimleri gibi “şok politikaların” devam edeceğini söylüyor:
“İktidarın kurduğu düzenin iki temel ayağı var. Birincisi, demokrasiyi ortadan kaldırmak. İkinci ayağı burayı da besliyor: Rantçı düzen. Kamu kaynaklarını yandaşıyla paylaştığı bir toplumsal ve siyasal düzen kurmuş vaziyette. Bu ranta dair hesap sorulmasın, hesap vermek zorunda kalmasınlar diye de demokrasi ve hukuk yıkımını da hızlandırıyorlar.
Halkın hesap soracağına dair bir dönemin geldiğini gördüğü için daha anti demokratik, daha baskıcı bir döneme girmiş vaziyette. İktidarın attığı adımları kendi tabası da eski gibi konsolide etmiyor. Dolayısıyla da sürekli yeni bir adım daha atması gerekiyor. Bu baskı ve böylesi şok adımlar ve antidemokratik, hukuksuz adımlar hızlanarak devam edecektir.”
Türkiye'nin erken seçime ihtiyacı olduğun vurgulan Böke, sandıklarda hukuksuzluk yaşanmaması için CHP’nin şimdiden 81 ilde sahada çalışmaya başladığını aktardı.