TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı kurumların bütçeleri, Bakan Süleyman Soylu'nun katılımıyla görüşülüyor.
Komisyonda söz alan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, "Bir ülkenin bölünmesi, siyasetçilerin diliyle de olur. Eğer bir ülkeyi yönetenler, erk sahibi olanlar söylemleriyle, görüşleriyle toplumun büyük bir kesimini karşılarına almış, toplumda bir ayrışmaya, kutuplaşmaya neden olduysa kahraman askerlerimizin dağda büyük mücadeleler verdikleri, ülkenin fiziki bütünlüğünü koruma mücadelesine bir bakarsınız ki toplum ruhen ve fiziken bölünmüştür. Bunu yapan da siyasetçilerin dilidir Sayın Bakan. Bu ülkede herkesin kendini emniyette hissetmesi, hukuki güvence içerisinde olması, kimsenin kendisini etnik köken, din, dil, ırk yönünden bir şekilde kenara itilmiş şekilde görmemesi gerekir" diye konuşur.
Gök, Bakan Soylu'ya, "Devleti yönetenlerin yapması gereken, herkesi kucaklaması, Türk'ü ile Kürt'ü ile Laz'ı ile Çerkes'i ile Alevisi ile bir bütün olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, eşit yurttaş olduğunu herkese hissettirmesi gerekir. Bunun sorumluluğu da iktidardadır" diye seslendi.
Gök, geçen yıl Konya'nın Meram ilçesinde 7 ferdi öldürülen Dedeoğulları Ailesi’ni anımsattı ve "Bu aile, Kürt kökenli bir aileydi. Kendisini vuran aile ile iki taraf arasında daha önce bir husumetten dolayı başka bir tartışma yaşanmıştı. Bu tartışma yaşandıktan sonra bu ailenin fertleri, CİMER vasıtasıyla size, Adalet Bakanlığı'na, Cumhurbaşkanlığı'na mesajlar gönderdiler. 'Biz doğu kökenli olduğumuz için saldırıya uğruyoruz, lütfen gereğini yapın' dediler. Bu aileye gereği yapılmadı Sayın Bakan. Bu 8 kişilik ailenin 7'si geçen yıl katledildi" diye konuştu.
Dedeoğulları Ailesi’nden 7 kişiyi öldüren Mehmet Altun’un yargılandığı davanın dün yapılan duruşmasını katıldığını söyleyen Gök, "Ailenin ve avukatların istedikleri, kendilerine ırki bir kavgadan dolayı, soruşturulmanın genişletilmesi ve aile öyle bir durum içerisinde ki etnik kökenlerinden dolayı tam bir kanaat olmuş. Mahkemeden bunu bekliyorlar. Çok önemli deliller sundular. Ama mahkeme başkanı çok sorumsuz ve sanki ailenin üzüntüsü çok hafif bir üzüntüymüş gibi bütün avukatlarla tartışarak duruşmayı katletti. Bir karar vermek suretiyle duruşmayı sonlandırdı. Sayın Bakan, ben, duruşmadan sonra bu ailenin yanındaydım. Bu duyguları sizlerle paylaşmak istiyorum. Siz, şu anda ‘Türkiye'yi böldü’ demek için uğraşıyorsunuz. Ama öyle değil. İnsanlar ruhen ve fikren bazen mahkeme, bazen bürokratlar bazen de sorumsuz siyasetçiler eliyle bölünebilirler. Ben, dün buna Konya'da tanık oldum. Acaba siz bunun farkında mısınız" diye sordu. (ANKA)