TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Adalet Bakanlığının bütçesi görüşülüyor.
Görüşmelerde CHP Grubu adına konuşan CHP Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Yargıtay'ın, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararını tanımaması üzerine başlayan krize değindi.
ANKA'nın haberine göre “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararını uygulamayarak Anayasa’nın 153. maddesini tanımadı. Bu maddeye göre Anayasa Mahkemesi kararları; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bu kuralın bir istisnası yoktur. İstisnası Cumhurbaşkanı da değildir, Can Atalay da değildir" diyen Gökçen, şöyle devam etti:
"Yargıtay, kimin milletvekilliğinin düşürüleceğine karar veriyor"
"Yargıtay 3. Ceza Dairesi, karar vermekten kaçınan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve yine karar vermekten kaçınan Yargıtay 4. Ceza Dairesi, Anayasanın bir kısmını çöpe atmaktadır. Bu durum, anayasanın içindeki çelişkilerle ya da mahkemeler arasında bir yorum farkıyla açıklanabilecek basitlikte bir olay değildir. Yargıtay, Meclis Başkanının kimin milletvekilliğini düşüreceğine de karar vermeye çalışmaktadır. Soruyorum, sizce Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TBMM Başkanına talimat verme yetkisi var mıdır? Sayın Bakan, sizler Anayasanın bir maddesini çöpe atmaya kalkarsanız, bir gün başkaları da Cumhurbaşkanına yetki veren 104. maddesini çöpe atmaya kalkar, bir başkası da Anayasanın ilk üç maddesini çöpe atmaya kalkar.
"İttifakınızın içindeki sorunları her hafta farklı bir anayasa değişikliği gündemiyle örtemezsiniz"
Anayasa Mahkemesi kararlarının eleştirilebileceğini ama uygulanmasının engellenemeyeceğini söyleyen Gökçen, "İttifakınızın içindeki sorunları her hafta farklı bir anayasa değişikliği gündemiyle örtemezsiniz" dedi.
Gökçen, şöyle devam etti:
"Sayın Bakan size soruyorum, bir gün içinde partinizin genel başkan yardımcısı ve grup başkanvekili Yargıtay kararını eleştirirken, ortağınız olan partinin genel başkan yardımcısı Yargıtay kararını destekliyor. Kamuoyu önünde yaşanan bu kriz sonucunda bir anda 50+1 tartışmasını gündeme getiriyorsunuz. Bir gün Ogün Samast serbest bırakılıyor, diğer bir gün Sinan Ateş cinayeti konuşulduğunda kanallara RTÜK cezası yağıyor. Devlet içinde yarattığınız bu siyasi krizin halkımız için yarattığı riskleri 15 Temmuz öncesinde başka bir örnekle görmedik mi?"
HÜDAPAR ile ittifakın etkisi var mı?
28 Şubat davasında hüküm verilmiş olan emekli generallerin ileri yaşları ve hastalıklarına rağmen cezaevinde tutulduğunu kaydeden Gökçen, "Cumhurbaşkanı ise af yetkisini kim için kullanmış? Hizbullahçı terör örgütü üyeliğinden, işkence ve domuz bağıyla insanları katletmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış olan Mehmet Emin Alpsoy için kullanmış. Bu kişinin terör örgütü adına işkenceli sorgu yaptığı, şeri hükümlerin esas alındığı bir Kürdistan devleti kurulması için çalıştığı ve domuz bağıyla 3 kişiyi bodrumda katlettiği tespit edilmiş. Sayın Bakan, siyasi bir merci olarak af yetkisi neden emekli generaller için kullanılmıyor da domuz bağcı teröristler için kullanılıyor? Bunda HÜDAPAR ile ittifak yapmanızın bir etkisi var mıdır? 28 Şubat’ın siyasi ayağıyla ilgili herhangi bir girişimde bulunacak mısınız?" diye sordu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a kardeşi ve özel kalem müdürü hakkındaki FETÖ suçlamalarını soran CHP'li Gökçen, CHP'nin çıkardığı "FETÖ’nün siyasi ayağı" isimli kitapçığı hatırlatarak, "FETÖ’nün siyasi ayağı yargılanmadı ama bu kitapçık sebebiyle yargılananlardan biri ben oldum. Milletvekili seçilmeden önce bu kitapçık sebebiyle “Cumhurbaşkanına fiili saldırı” suçundan ağır ceza mahkemesinde yargılandım. Ben Cumhurbaşkanı ile fiili olarak bir araya bile gelmedim, ama işgüzar bir savcı kitapçığı fiili saldırı unsuru olarak görmüş. Bu iddianameyi yazan ve kabul edenler hakkında HSK’ya şikayette bulundum. Başkanlığını yaptığınız kurul bu incelemeyi yürütüyor mu? Bir kitapçıktan Cumhurbaşkanına fiili saldırı çıkar mı? FETÖ’nün siyasi ayağını araştırmayı düşünüyor musunuz?" diye sordu.
"Bu istismarcı nasıl serbest kalıyor?"
Alanya’da Süleymancıların yurdunda en az 5 erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen öğretmenin serbest bırakıldığını hatırlatarak, "Bu istismarcı nasıl serbest kalıyor Sayın Bakan?" diye sordu.
Gökçen, konuşmasını "Son olarak, Anayasaya karşı, anayasanın 153. maddesini tanımayan kalkışma girişimine karşı anayasal düzeni koruyan tarafta olmaya devam edeceğiz" sözleriyle tamamladı. (Kısa Dalga)