Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Adalet Bakanlığı görevde yükselme sınavı ve öğretmen atamalarında mülakat sorununa ilişkin yaptığı açıklamada, iktidarın politiklarını eleştirdi. Gökçen, ülkedeki edaletsizlik ve eşitsilikleri anımsatarak AKP'nin seçimde elde ettiği sonuçlara işaret etti.
"Monako’da ıstakoz keyfi yapanlar, diğer yanda Kent Lokantalarında karnını doyuranlar"
Gökçe Gökçen’in açıklaması şu şekilde:
“Seçim sonuçları değişime dair umudun yüzleri bir nebze olsun güldürebileceğini gösterdi. Bu umut, yalnızca iktidar değişimi değil, tüm siyasetçilere verdikleri sözleri tutma, kibirli olmama, samimi bir siyaset yapma ödevi yükledi. Bu seçimde bir yanda Monako’da ıstakoz keyfi yapanlar varken diğer yanda Kent Lokantalarında karnını doyuranlar vardı. Kaybeden tarafta atanmayan öğretmeni görmeyenler, bir gencin gelecek kaygısıyla yaşadığı hayal kırıklığını hissedemeyenler, kibirden kendi siyasi hareketinin bile başladığı yeri çoktan unutmuş olanlar vardı.
Seçimi kaybeden AKP’nin alması gereken derslerden biri de mülakatları kaldırmaktır. Öğretmen atamasında mülakatta elenen onca başarılı genç, emeğinin karşılığını alamayacağı bir ülkede, boynu bükük yaşamak istemiyor. Ailesine tekrar tekrar atama haberlerini açıklarken, bir yandan sınava hazırlanıp diğer yandan her gün siyasilerden gelecek açıklamaları pür dikkat takip etmek zorunda kalmak istemiyor.
"Mülakatlarla ilgili iddiaların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir"
Adalet Bakanlığının görevde yükselme sınavlarında da benzer bir hayal kırıklığı hakim olmuş durumda. Yazılı sınavda çok yüksek puan alan onlarca vatandaşımız bize ulaşarak mülakatta elendiklerini, olumsuz sonuçlanan bazı mülakatların 1 dakika kadar kısa sürdüğünü, bazı mülakatların ise iyi geçmesine rağmen sonucun hayal kırıklığı olduğunu ifade ediyorlar. Bu mülakatlarda neler yaşandığının, hangi soruların sorulduğunun ve vatandaşlarımızın iddialarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
"AKP’nin sandıktan alması gereken ilk mesajlardan biri budur”
İşinde iyi olanın değil, 'dayısı olanın' ödüllendirildiği sistem, artık yalnız bizim sözümüz değil, vatandaşın gerçeği haline geldi. Torpil ve kayırmacılık, yalnızca emek hırsızlığına yol açmıyor. Aynı zamanda insanların birbirine güvenmediği, başarının sorgulamayla karşılandığı, iş etiği ve sorumluluk duygusunun bir değer olmaktan çıktığı, dayanışmadan uzak bir toplum yaratmış oluyor. Bu nedenlerle mülakatların kaldırılmasını yüz binlerce genç gibi bizler de bekliyoruz. AKP’nin sandıktan alması gereken ilk mesajlardan biri budur.”
Öte yandan açıklamada Gökçen'in, 1 Nisan'da açıklanan “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı” sonuçları sonrası 4 Nisan'da, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cevaplaması talebi ile verdiği soru önergesi de paylaşıldı.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaç çocuğu vardır?”
Gökçen şunları sormuştu:
1- Basına yansıyan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı kapsamında gerçekleştirilen yazılı sınav veya sözlü mülakatlarda “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaç çocuğu vardır?” ve “Hz. Muhammed’in çocuklarının isimleri nelerdir?” sorularının sorulduğu iddiaları doğru mudur? Eğer iddialar doğru ise bu soruların yanıtlarının mesleğin gerektirdiği niteliklerle ilgisi nedir?
2- Basına yansıyan yazı işleri müdürlüğü mülakat sonuçları henüz açıklanmadan kazanan adayların aranarak kazandıklarının haber verildiği iddiaları doğru mudur?
3- Mülakatlar ne kadar sürmüştür? Basına yansıyan 45 saniye süren mülakatlar sonucu başarısız kararı verilen adayların olduğu iddiaları doğru mudur?
4- Basına yansıyan 12-18 yıldır çalışmakta olan ve 80 üzeri puan alan katiplerin başarısız, 6-7 yıllık 70-72 puan arası alan katibin başarılı olduğu iddiası doğru mudur? (Kısa Dalga)