CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM Genel Kurulu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in Bartın’daki maden faciasına ilişkin bilgilendirmesinin ardından; “41 can ölmüş. Civciv değil. Bir tane gözaltı, tutuklama yok. Bir görevden el çektirme yok. Bir açığa alma yok. Yazıklar olsun. Gelip de burada pişkinlik yapmak var. O altı savcıya da denetleme kuruluna da görevinizi yapın diyorum. Ama sizde şu kadar onur varsa istifa edin diyorum. İstifa edin” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bugün TBMM Genel Kurulu'nda; 41 maden işçisinin yaşamını yitirdiği Bartın maden faciasına ilişkin bilgilendirme yaptı.
Bakan Dönmez'in konuşması sonrası söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Grizu patlasın diye bana sayıyorsunuz ya. Grizu patlasın diye oksijen lazım, metan lazım, ateş lazım. Grizu patlamasın diye sizin gibi bakanların olmaması; böyle bir cumhurbaşkanının olmaması lazım" dedi.
Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"BENİM İÇİN ÇOK ÜZÜNTÜ VERİCİ, CAN SIKICI: Benim için zor bir konuşma. Soma faciasından önce çıkıp "Soma'da bir şeyler olabilir, uğurladığımız madenciler son birkaç aydır çok farklı şikâyetlerde bulunuyorlar" demiştik; o gün "O maden Türkiye'nin ve dünyanın en güvenli madenlerinden biridir" cevabını almıştık. Kurulmayan komisyon, faciadan iki hafta sonra oybirliğiyle kurulmuştu. Orada Yılmaz Tunç'la beraberdik, o günden bugüne o komisyondan geriye Yılmaz Tunç, ben ve Erkan Akçay kaldık. Bugün bir daha böyle bir konuşmayı yapıyor olmak gerçekten benim için çok üzüntü verici, çok can sıkıcı.
ANAYASA DEĞİŞMESİYDİ, GENSORU VERECEKTİK: Eğer Anayasa değişmeseydi, Sayın Bakan burada mutlaka oturuyor olacaktı, bugün değilse yarın, bir siyasi denetim hakkıyla gensoru verecektik ve onu sorgulayacaktık. Rejime kasteden Anayasa değişikliğinden sonra, elimizde kala kala hep birlikte esnettiğimiz gündem dışı konuşmada söz aldı. Bütün dünyada gündem Amasra, bu Meclis'te gündem dışı konuşmayla konuşabiliyoruz.
SOMA'DAN BUGÜNE 673 MADENCİ ÖLDÜ: Bu madeni ziyaret ettiniz. Şu cümleyi kurdunuz; faciadan 24 gün önce. ‘2013’te Soma kazasının ardından aldığımız tedbirlerle, iş kazaları bıçak gibi kesildi.’ Sayın Bakan, Soma'dan bugüne 673 madenci öldü Türkiye'de. İki tane Soma daha oldu, 2 tane de Amasra oldu, Soma ile Amasra arasında. Ve haberinizin olmadığı ortada, ki o saydığınız işler, mesela 2 maaş, iki gün hafta tatili; onu hep beraber yaptık ama onlar, bin 500 madenci kaymakamlığın önünde oturup da iktidarınızı protesto ederken içlerinden seçilen 10 kişinin götürdüğü taleplere Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Tamam’ demesiyle oldu. Arkadaşların canıyla, kendi mücadeleleriyle ve birbirlerine acıları üzerinden bağlanmış namuslu bir mücadeleyle kazandılar.
BİR İSİM SÖYLE DERSENİZ, RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Şimdi gelelim. "Ben miyim sorumlusu..." Yok, üç tane söyleyeyim sizden önce sorumlu; Recep Tayyip Erdoğan, Berat Albayrak, Binali Yıldırım. Neden sorumlu bu beyler? Bu beyler üçlü kararname ile Kazım Eroğlu'nu bu kurumun başına getirmekten, Genel Müdür yapmaktan sorumlu. Kim Kazım Eroğlu? Kozlu maden kazasında 8 işçi öldü ya, o işten 4 yıl hapis cezası almış ihmali, kusuru yüzünden. Sonra o ceza iyi halden, kravat taktı diye 3 yıl 4 aya, sonra 24 bin TL para cezasına, sonra kendisini buraya atamışsınız, maaşından taksit taksit kesmişsiniz. Ayrıca çifte de maaş bağlamışsınız... Aynı zamanda genel müdür yapmışsınız. O halen görevde. Amasra'nın sorumlusu kim derseniz üçlü kararname. Ama bir isim söyle derseniz, Recep Tayyip Erdoğan. O adamı oraya atayan.
DAVAYI TAKİP ETTİNİZ HAKİKATEN: Soma'da sizin ettiğiniz beylik lafları edildi burada. "Hesap soracağız, takipçisi olacağız." Allah var ya siz onu bile söylemediniz. Partinizin sözcüleri söyledi bunu. Soma'da nasıl takip ettiniz bu davayı biliyor musunuz? Soma'da mahkemede önce namuslu, genç, dürüst bir hakim vardı. Bütün analar ondan razı. Tir tir titriyordu karşısında sorumlular. İlk önce ona kafayı taktılar. Karara giderken davayı, karara bağlamadan güya terfi ettirip İzmir'de bir mahkemeye atadılar. Yerine Elbistan'da ölenleri suçlu bulan hakim geldi. Hızla karar verdi. Verdiği karar, "taksir." Gitti Yargıtay'a. 12'nci Daire dosyayı aldı, bir bozma yazdı ki imrenirsin. Ne yazdılar, 5-0. Olası kast bu dosyada yoksa nerede kullanılacak demiş. Ne taksiri diyor. 5-0 bozdular. Ne yaptınız biliyor musunuz? Davayı takip ettiniz hakikaten.
KOZAĞAÇLI VE ATALAY DIŞINDA SOMA'DA TUTUKLU YOK: Ben o mahkeme salonunda 22 blok, 74 duruşmanın tamamına gittim. Biriniz gelmediniz ama o davayı Yargıtay'da takip ettiniz. O 5'inden 3'ünü alıp yerine Kenan İpek'i, bir ara Bakanlığınızı dahi yaptı ara dönemde; HSK Genel Sekreteri Fuzuli Aydoğdu'yu; Ceza Tevkif Evleri Genel Müdür Mustafa Yapıcı'yı özel görevle 12'ye yolladınız. (12'nci Daire.) Sonra usulden çok olmadığı halde 6 ay bekleyip itiraz ettirdiniz karara. Bunlar 3'e 2 onu bozup taksir tamamdır hepsi dışarı dediler ya. Böyle takip ettiniz duruşmayı. Gelinen noktada Soma'da cezasızlık var. Soma'dan iki kişi cezaevinde. Namusu gibi o aileleri bila ücret gece gündüz savunan Selçuk Kozağaçlı ile Can Atalay dışında Soma'da tutuklu yok, hükümlü yok.
‘Tedbir aldık’ diyorlar ya almışlar. Facia olmasın diye tedbir almamışlar. Facia olunca buraya bizim kontrolümüz dışında gerçekleri ortaya çıkaracak kimse sızmasın diye almışlar. Maden Mühendisleri Odası'nın barikatları aşamadığı, AFAD tırına giremediği ancak bizimle birlikte girdiğinde bir iki bilgi sahibi olabildiği bir iklim sürüyor Amasra'da.
ŞU KADAR ONUR VARSA İSTİFA EDİN DİYORUM: 41 can ölmüş. Civciv değil. Bir tane gözaltı, tutuklama yok. Bir görevden el çektirme yok. Bir açığa alma yok. Yazıklar olsun. Gelip de burada pişkinlik yapmak var. O altı savcıya da denetleme kuruluna da görevinizi yapın diyorum. Ama sizde şu kadar onur varsa istifa edin diyorum. İstifa edin.
İŞTE GİZLİ PLAN, MADENİN PLANI: Ben maalesef nasıl öldüklerini anlatacağım. İşte gizli plan. Madenin planı. Olayın olduğu yer. Burada bir grizu patlaması oluyor. Duman buradaki patlamanın şiddeti buradaki 5 kişiyi öldürüyor. 5 şehit burada. Sonra duman buradan çıkıp buradan gidecekken diyorlar ki nasıl olmuşsa olmuş, bu patlama ve duman dönüp burada çalışan 36 işçimizi daha öldürmüş. Biz buraya yazdık ya seri havalandırma olmasın. Seri, bir yerin çıkışının diğer yeri havalandırmaya gitmesidir...
41 KİŞİNİN VEBALİ: Grizu, 20 tonluk bir vagonu 15 metre ileriye kibrit kutusu gibi atabilen bir güç. Kapı mı dayanır diyor Maden Mühendisleri Odası. Kapı mı dayanır diyor işi bilenler. Sen iki havalandırmayı kapı ile yaparsan grizu yıkar geçer, bunu yapar diyorlar. Bu burada yazıyor sayın Bakan. Ben sizin yerinizde olsam bunu kendime değil bu işi bilenlere baş ucu kitabı yapardım. O zaman belki üzerinizde 41 kişinin vebali olmazdı. Şimdi sizi bu kitap da kurtarmaz.
SENDİKAL DÜZEN: Denetimde gidip de bu kapı olmaz diyen bir müfettiş yok. Ya seri havalandırmada kömür madenciliği mi yapılır diyen bir sendika yok. Ama sorumluluğu sendikaya yıkmayın. Oradaki sorumluluğunuz da şudur; artık bu madende bir iş güvenliği, emek, alın teri sendikacılığı yerine bir yandaş sendikacılık var. Kullanılan sendikacılık var. Onun da sorumluluğu yarattığınız sendikal düzendedir.
SİZİN GİBİ BAKANLARIN; BÖYLE BİR CUMHURBAŞKANININ OLMAMASI LAZIM: Grizu patlasın diye bana sayıyorsunuz ya. Grizu patlasın diye oksijen lazım, metan lazım, ateş lazım. Grizu patlamasın diye sizin gibi bakanların olmaması; böyle bir cumhurbaşkanının olmaması lazım. Fıtrat, kader planı diyorsunuz ya. Eğer Türkiye’de, kömür madenlerinde madenciler ölüyorsa, 20 yıldır yönettiğiniz bu ülkede; bakan sizken, müsteşar sizken, müfettişler sizin elinizdeyken ve tüm madenler pırasa doğrar gibi yandaşlara; ruhsat, ruhsat, ruhsat doğranıp dağıtılıyorken, ölen her bir madenciden, her bir madencinin yetim kalan evladından, dul kalan eşinden, gözü yaşlı anasından, siz mesulsünüz. Bu vebali, bu dünyada bu hesabı sizden biz, öbür dünyada Cenabı Allah soracak.” (ANKA)