CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Özkoç, AKP iktidarının 21 yıllık bilançosunu anlattı. Özkoç, şunları söyledi:
"20 YILDA ADALETLE Mİ YÖNETTİLER?"
"Kurulduğu tarihi, ‘bir olduk, 21 olduk’ diye kuruluş tarihlerini veriyor. İnsanlara 20 yılda gerçekten Türkiye’ye önemli hizmetler yaptıklarını anlatmaya çalışıyorlar. AKP iktidarı gerçekten Türkiye'de milletimizi kalkındıracak, milletimizi birlik ve beraberlik içinde tutacak, huzur ortamında adaletle yönetilecek bir iktidarı mı yönettiler? Çok kısa olarak hemen bir göz atalım.
'Barış süreci’ diye yola çıktılar. PKK ile iş birliği yaptılar. Abdullah Öcalan'la masaya oturdular. O süreçten PKK güçlenerek çıktı. Onlarca evladımız maalesef şehit düştü. Daha sonra milletin karşısına çıktılar dediler ki ‘yanlış yaptık.’ FETÖ terör örgütüyle, size ne isterseniz veririz diye birlikte yola çıktılar. FETÖ terör örgütü; orduda, emniyette, yargıda, eğitimde bütün kurumlarda örgütlendi. FETÖ güçlendi, kalkışmaya cesaret ettiler. Onlarca şehidimiz oldu. Meclis bombalandı, birlikte oldukları FETÖ örgütü tarafından. İsrail Cumhurbaşkanı Peres’e ‘one minute’ dedi Recep Tayyip Erdoğan. ‘Çocuk katilisiniz’ diyerek Peres'in yüzüne bakıp da söyledi. Daha sonra Mavi Marmara Gemisi Filistin'e yardım edecekti. Saatler içerisinde ‘ben o sözü Sayın Peres için söylemedim’ diye dönüş yaptı.
"ÇOCUKLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYMADILAR"
Bu kadar iki yüzlü politika yaptılar. Yine İsrail ile ilgili ve Mavi Marmara ile ilgili ‘yanlış yaptık’ dediler. Özür dilediler, İsrail'le ilişkileri düzeltmek aradan 20 yıl geçtikten sonra şimdi akıllarına geldi. Ne değişti, İsrail ile Filistin arasında? Filistinli çocuklarımız öldürülmeye devam ediyor. Daha geçen haftaki haberlerde televizyonlarda çocukların çığlıkları gök kubbeye çıkıyordu. Bunu duydular mı? Hayır, duymadılar. Birden, İsrail'le ilişkileri düzeltmek akıllarına geldi. Filistin'e verdikleri sözlerin hepsini unuttular. Aslında milletimize verdikleri sözleri de unuttular.
"TÜRKİYE HİÇ BU KADAR CİDDİ BİR GÜVENLİK SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA KALMADI"
Utanmadan gerçekleri saptırmaya devam ediyorsunuz. 21 yıldır bunu yapıyorsunuz. Yıllardan beri inadınız yüzünden, Suriye bataklığında da evlatlarımız şehit oluyor. Sınırlarımız delik deşik. Türkiye hiç bu kadar ciddi bir güvenlik sorunuyla karşı karşıya kalmadı. Defalarca sordum. Sarayın tetikçisi Süleyman Soylu'ya dedim ki, ‘Türkiye'de gerçekten kaç tane IŞID militanı var, kaç tane El Kaide militanı var, kaç tane Afgan ajanı var’ diye hiçbir tanesine cevap vermediniz. Siz terör örgütü liderlerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptınız, ben de onu belgeledim. Militanları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptınız. Yetmedi onların Türkiye’de cirit atmasına göz yumuyorsunuz. Şimdi gerçekten soruyorum, sizin Suriye'deki misyonerleriniz, Doğu Perinçek ve Ethem Sancak mıdır? Mehmetçik’i Ethem Sancak’a peşkeş çektiniz. Tank-palet fabrikasını peşkeş çektiniz. Yerli tank projesini, Ethem Sancak gibi nitelikli dolandırıcıya verdiniz.
"DIŞ POLİTİKA SADECE AKP’NİN SİYASİ ÖNGÖRÜLERİYLE YÜRÜTÜLMEYE ÇALIŞTI"
Şimdi de hırsızları ve FETÖ’cü generallerin kardeşlerini büyükelçi olarak tayin ettiniz. Dış politikada geldiğinde son nokta; devleti soyan, hırsızlığı kanıtlanan, evinde milyonlarca para bulunan kişiyi siz büyükelçi tayin ettiniz. Bank Asya'ya para yatırdı diye bir aileyi gözaltına aldınız ama FETÖ terör örgütünün generalinin kardeşini siz büyükelçi olarak tayin ettiniz. Böyle gözleriniz kararmasaydı aslında doğru bir politika yapabilirdiniz. 20 yıl içerisindeki dış politika sadece AKP’nin siyasi öngörüleriyle yürütülmeye çalıştı. Bir tek kişinin iki dudağı arasında. Doğru bir politika aslında yürütülebilirdi. Hesabını vermediğiniz yurt dışındaki milyar dolarlarınızı tehlikeye atmamak için egemen güçlere boyun eğmeseydiniz, aslında doğru bir politika yapılabilirdi.
"FETÖ TAKTİKLERİ SİZİN İKTİDARINIZDA DEVAM EDİYOR"
Türkiye'nin en çok kar eden kurumları şu anda bankalar. Yüzde 400, bankalar kâr elde ediyor. Millet borçlarını ödeyemeyince, bu sefer evlerini barklarını ellerindeki bütün birikimlerini gidiyorlar, borca yatırıyorlar. Borç bitiyor mu? Bitmiyor. Çünkü faiz belası başlarında. Sonra vatandaşımızın bir tek geriye nesi kalıyor? Hayatı.
Siz, işte tam 20 yıl içerisinde Türkiye'yi bu noktaya getirdiniz. Şimdi geleceğimiz, çocuklarımız okuyabilmek için çırpınıyorlar. FETÖ’den bu yana; Milli Eğitim politikanızda değişen hiçbir şey yok. Sorular çalınmaya devam ediyor. Tıpkı FETÖ’nün olduğu zamanlardaki gibi. Çalışkan öğrenciler tekrar sınava girmek zorunda kalıyorlar. ‘Sınava gireceğim’ diye, varını yoğunu çocukları için harcayan aileler, çocuklarının bütün çalışkanlıklarını bir yıl içerisinde destekleyen insanlar, çocuklarını sınava sokuyorlar. Ondan sonra soruların çalındığı ortaya çıkıyor ve o çocuklar tekrar sınava girmek zorunda bırakılıyor. Ne değişti? Hiçbir şey değişmedi. FETÖ taktikleri sizin iktidarınızda devam ediyor.
Gençler okula başlayacaklar, üniversiteyi kazanan gençler. Sizin yanlış ekonomik politikalarınız doğrultusunda, yükselen kira fiyatlarıyla karşı karşıya kaldılar. Yurt yapmanız gerekiyordu. Hiç yurda, yatırım yapmadınız. Türkiye'de gençlerin geleceğine de yatırım yapmıyorsunuz. Türkiye'de öğrencilerin içerisinde her beş gençten bir tanesi sadece yurt bulabiliyor.
Merkez Bankası’nı siyasetin vesayeti altına sokarak ‘ben bilirim’ ile ekonomiyi yönetirseniz; gençlerimizi, çiftçimizi, esnafımızı, insanlarımızı işte bu noktaya düşürdünüz. Liyakat lazım. Bunun için bağımlı olmamak lazım. Bunun için beş kişiyi değil, milleti düşünmek lazım. Bunun için vatan sevgisi lazım. Bunun için millet sevgisi lazım. Bunun için inançta samimiyet lazım. ‘Ben faize karşıyım’ deyip politik faizi düşürüp bankaların faizlerini, ticari faizleri arttırarak İngiltere'deki faiz lobilerine Türkiye'yi mahkûm etmemek lazım. Yani iki yüzlü olmamak lazım. Samimi olmak lazım.
Allah'ın izniyle millet ittifakı iktidara geldiğinde Türkiye hak ettiği şekilde yönetilecek. Türkiye hiçbir zaman umutsuzluğa düşmeyecek. Gençlerimiz Türkiye'den asla umudunu yitirmeyecek. Bunun için söz veriyoruz, mücadele etmeye devam ediyoruz.
"KANUNA TENEZZÜL ETMEDİ"
AKP hükümeti son olarak; Fiyat İstikrar Komitesi’ni Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zedeleyecek şekilde, Merkez Bankası'ndan kopartmaya çalıştı. Bunu neyle yaptı? Cumhurbaşkanlığı kararıyla. Neyle yapması gerekirdi? Kanunla. Tenezzül etti mi? Etmedi. Gerek duydu mu? Duymadı. ‘Ben bunu cumhurbaşkanlığı kararıyla da yaparım’ dedi. ‘Meclis neymiş’ dedi. ‘Bir tek kişi var, onun kararı yeter’ dedi. Anayasa Mahkemesi, ‘bu doğru değildir’ dedi. Kim başvurdu? CHP. CHP, şu anda Türkiye'nin her yerinde. Türkiye'nin her yerinde milletimizle iç içe olacağız, beraber olacağız.
CHP milletin sesi olarak tekrar TBMM Genel Kurulu’na döndüğünde, milletinden aldığı bütün gücüyle mücadelesine devam edecek. Sandık önümüze geldiğinde; milletimizin bu dertleri bitecek; tekrar güçlü bir Türkiye’ye, istikrarlı bir Türkiye’yi, hukuk ve özgürlükler içerisinde bir Türkiye’yi, huzur içerisinde bir Türkiye’yi var edebilmek için, var gücümüzle, milletimizle beraber çalışacağız.” (ANKA)