Commerzbank'tan Türkiye'ye uyarı: Türkiye'de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski var

Alman bankası Commerzbank'ın FX Araştırma Bölüm Başkanı Ulrich Leuchtmann, Türkiye'de Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele yöntemini değiştirmesi gerektiğini söyledi. "Yüzde 14'lük bir faiz oranı, yüzde 70 seviyesindeki enflasyonla mücadele etmek için yetersiz" diyen Leuchtmann "TCMB enflasyonla gerektiği gibi mücadele etmediği sürece Türkiye'de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de yüksek enflasyon ve arkasındaki sebepler tartışılmaya devam ederken, Alman bankası Commerzbank'ın FX Araştırma Bölüm Başkanı Ulrich Leuchtmann faiz politikasına dikkat çekti. Leuchtmann, Türkiye’de enflasyonun aşağı çekilebilmesi ya da daha fazla yükselmesinin önlenebilmesi için Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmesi gerektiğini söyledi.

Dünya gazetesinden Elif Karaca'nın sorularını yanıtlayan Leuchtmann, gerek kamuoyunun gerekse para piyasalarını izleyenlerin büyük bölümünün, TCMB’nin hükümetin yoğun etkisi altında olduğunu düşündüğünü ve bu etkinin enflasyonla sürdürülebilir bir mücadeleye engel olduğunu belirtti.

Leuchtmann, enflasyondaki yükselişin hızlanması ihtimaline de dikkat çekti. Artan gıda fiyatlarının da zorlayıcı seviyelere geldiğini ancak yükselen akaryakıt fiyatlarının enflasyon için daha tehlikeli olduğunu belirten Leuchtmann, TCMB gerektiği gibi mücadele etmezse 'Türkiye’de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu' söyledi.

Leuchtmann'ın Dünya gazetesiyle söyleşisinin Türkiye ile ilgili bölümü şöyle:

Türkiye'de enflasyon yüzde 70'e yaklaştı. Enflasyonla mücadelede nasıl bir strateji izlemeli? TCMB'nin adımları enflasyonu düşürmek için yeterli mi?

Türkiye’de yüzde 14'lük bir faiz oranı, yüzde 70 seviyesindeki enflasyonla mücadele etmek için yetersiz. Enflasyonu düşürmek veya en azından daha da yükselmesini önlemek için TCMB'nin politikasını değiştirmesi, politika faizinin çok daha yüksek seviyelere çıkarılması gerekiyor. Daha da önemlisi, TCMB'nin enflasyon riskleri devam ettiği sürece sıkı para politikasına bağlı kalacağı konusunda kamuoyunu ikna etmesi gerekecek. 2018’de yaşanan lira krizinden sonra TCMB faizleri çok erken ve çok fazla indirdi. TCMB'nin aynı hatayı bir daha yapmayacağına kamuoyunu ikna etmesi lazım. Ayrıca, gerek kamuoyu gerekse para piyasalarını izleyenlerin büyük bölümü TCMB’nin hükümetin yoğun etkisi altında olduğunu düşünüyor. TCMB üzerindeki bu etki enflasyonla sürdürülebilir bir mücadeleye engel oluyor. Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde çözüme kavuşması için bu durumun değişmesi gerekiyor.

Türkiye’de enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskler hangileri?

Türkiye akaryakıt ithalatına oldukça bağımlı ve küresel akaryakıt piyasasında fiyat kabullenen taraf durumunda. Türkiye’de yükselen gıda fiyatları da çok zorlayıcı boyutlarda, ancak akaryakıt fiyatları TCMB'nin kontrolünde olmadığı için daha tehlikeli. Türkiye, yukarıda bahsettiğim para politikasındaki önemli değişikliği gerçekleştiremezse enflasyondaki yükselişi hızlandırma olasılığı ile karşı karşıya. TCMB enflasyonla gerektiği gibi mücadele etmediği sürece Türkiye'de enflasyonun çok çok yüksek seviyeleri görme riski bulunduğunu düşünüyorum.

ABD ve AB resesyona girerse, bu Türkiye’yi ve diğer gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkiler?

Böyle bir senaryoda Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları darbe alacak. Bunun ilk nedeni; 2008'deki küresel durgunluğun aksine, Çin ekonomisi şu anda sıfır Covid stratejisinin sonuçlarından muzdarip olduğundan, Çin'den gelen talep pek etkili olmayabilir. İkincisi, gelişmekte olan pazarlarda yüksek faiz oranlarının eşlik ettiği bir resesyon daha büyük bir risk.

SÖYLEŞİNİN TAMAMI

Ekonomi Haberleri