HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP’ye yönelik kapatma girişimine dair DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı. Demirtaş, "Siyasallaşmış yargı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında bizim lehimize verilmiş ihlal hükümlerini tanımazken kapatma davasında aynı mahkemeye atıf yapılması tam bir çelişki ve ikiyüzlülüktür" diyor.
DW Türkçe: "HDP'li yönetici ve üyelerin devletin bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları", "HDP’lilerin demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları" iddialarıyla kapatma davası açıldı. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Selahattin Demirtaş: İddiaların tamamı asılsızdır, hukuksuzdur ve siyasi yoruma dayalıdır. HDP, anayasal bir Türkiye partisidir. Muhalif kimliğiyle beraber, demokrasi ve evrensel hukuka da tümüyle saygılıdır. Bu davanın asıl amacı, Cumhur İttifakı’na seçim kazandırmaktır. Bütünüyle siyasi bir davadır. Zaten MHP’nin baskısıyla açıldığını da aleni bir şekilde görüyor ve biliyoruz. Umarım Anayasa Mahkemesi, bu utanç davasını reddederek demokrasiyi koruma amacına hizmet edecektir.
DW Türkçe: İddianamede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne atıflar var. Ancak daha önce açılan kapatma davalarında AİHM, dernek kurma ve topluluk özgürlüğünün ihlal ettiğine hükmederek Türkiye'yi mahkum etmişti. AİHS ve AİHM atıflarına ilişkin hukukçu yorumunuz nedir?
Demirtaş: Siyasallaşmış yargı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarında bizim lehimize verilmiş ihlal hükümlerini tanımazken kapatma davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne atıf yapılması tam bir çelişki ve ikiyüzlülüktür. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını işlerine geldiği şekilde yorumlayıp baskı amacıyla kullanmaları, hukuk adına utançtır. Dediğim gibi, bu davanın hukukla uzaktan yakından alakası yok. Tümüyle siyasi amaçlarla açılmış bir davadır.
DW Türkçe: "İnsan Hakları Eylem Planı" açıklandıktan kısa süre sonra HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun vekilliğinin düşürülmesi ile HDP'ye yönelik kapatma davasının açılmasını nasıl okuyorsunuz?
Demirtaş: İnsan hakları eylem planı Erdoğan tarafından açıklandığı anda herkes bunun, Batı sermayesinin gözünü boyama amacıyla ilan edilmiş bir reform girişimi olduğunu biliyordu. Nitekim aynı gün başlayan ağır hak ihlalleri, asıl niyeti ortaya çıkardı. AKP hükümetinin insan hakları alanında reform yapma kapasitesi de niyeti de yok. Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yönelik yargı ve siyaset kumpası ile HDP’yi kapatma davası, reform tartışmalarının göstermelik olduğunu zaten ispatladı.
DW Türkçe: Kapatma davasına karşı diğer siyasi partilerin tutumu konusunda beklentiniz nedir?
Demirtaş: HDP’ye yönelik kapatma girişimi, aslında muhalefetin tümüne yönelik bir saldırıdır. Muhalif kesimlerin bunu doğru okuyarak dayanışmayı ve iş birliğini güçlendirmesi gerekir. Kapatma girişimine karşı verilecek en güçlü cevap, muhalefetin demokrasi ittifakı ilan edip 4-5 temel ilkede uzlaşarak ortak mücadele kararı aldıklarını açılamaları olacaktır. Umarım muhalefet, yapay korkulara teslim olmak yerine, aynı masa etrafında cesaretle toplanmayı başarır.
DW Türkçe: Siz dahil yüzlerce HDP'liye siyasi yasak getirilmesi isteniyor. Olası bir yasağın Türkiye siyasetine etkileri nasıl olur?
Demirtaş: Bizler siyaseti Harvard Üniversitesi'nin siyasal bilimler bölümünde öğrenmedik. Halkın içinden çıkmış siyasetçileriz. Bizlere yasak getirilirse halk, kendi içinden binlerce yeni siyasetçi çıkarır. Ben de bir partiye üye ya da bir yere aday olmadan bu mücadelenin içinde olmaya devam edeceğim. Gençlere ve kadınlara sonsuz güveniyorum. Ve herkes şundan emin olsun ki, bu hukuk dışı saldırılardan büyüyerek, güçlenerek çıkacağız.
DW Türkçe: MHP lideri Devlet Bahçeli, HDP'nin kapatılması yönündeki ısrarını yinelerken, AKP kanadında bugüne kadar benzer bir ısrar görülmedi. Açılan kapatma davası, siyasi dengeleri önümüzdeki süreçte nasıl etkileyebilir?
Demirtaş: MHP bizim için yok hükmündedir. Yapılan her şeyin siyasi faturası ve sorumluluğu AKP’ye aittir. AKP’ye oy vermiş bütün vicdanlı Kürtlerin bu zulüm partisini terk edeceklerine inanıyorum. HDP’nin AKP tarafından kapatılması, kendi siyasi tarihlerine bir daha silinmeyecek kara bir utanç olarak yazılacaktır. Göreceksiniz, AKP Türkiye genelinde çok daha büyük oy kayıpları yaşayacak. Türkiye toplumunun ekseriyeti bu zorbalığa ortak olmayacaktır.
Burcu Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe