Türkiye’yi yıkan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti. Kısa süre önce Hatay’a giden Eğitim Reformu Girişimi araştırmacısı ve medya koordinatörü gazeteci Umay Aktaş Salman’la bölgede eğitimin son durumunu konuştuk.
PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN PLAY’E TIKLAYINIZ
Deprem bölgesinde öğrencilerin durumunu, psikolojisini, ailelerin yaşamını, okullardaki sıkıntıları en iyi öğretmenler biliyor ve onlar tanık oluyor… Devlet okulunda görevli olanlar yeni atananlar, özel okul ve sözleşmeli öğretmenler neler yaşıyor? Son olarak mayıs ayında 45 bin öğretmen ataması yapılmış ve çoğu da deprem bölgesinde görevlendirilmişti.
Birleştirilen okullar var
Eğitim Reformu Girişimi bir süre önce Hatay’da öğretmen destek alanı kurdu. Umay Aktay Salman eğitimin konteyner kentlerde ve hasarsız okul binalarında devam ettiğini belirtiyor ve “Birleştirilen bazı okullar da var. Diyelim ki hasarlı okul boşaltılmış, hasarsız olana aktarılmış. İkili eğitim yapılıyor, öğrenci sayısı artmış” diyor.
‘Oda arkadaşı’ değil ‘konteyner arkadaşı’
Bir yıla yaklaştı öğretmenler de deprem bölgesindeki yurttaşlar gibi konteyner kentlerde ya da hasarsızsa evlerinde yaşıyor.
Aktaş Salman’ın aktardığına göre altyapı problemleri hala devam ettiği için okula gidip gelmek hala sorun. Yeni atanan öğretmenler eylül ayında ilk geldiklerinde Hatay'da çadırlarda kalmışlar. İki ay zorlu sürecin ardından konteynere geçenler olsa dahi küçük bir alanda hele de aileyle birlikte yaşamak hayli zor.
Bekar öğretmenlerse konteynerde oda arkadaşı gibi konteyner arkadaşıyla birlikte kalıyor. Umay Aktaş Salman, özel okul öğretmenlerine ve sözleşmeleri öğretmenlere de ayrı bir parantez açıyor:
“Her özel okul öğretmenin tekrar eğitime döndüğü, işe başladığı iş bulabildiği gibi bir şey söz konusu değil. Özel dersle geçimini sağlamaya çalışan özel okul öğretmenleri var. Ama bir coğrafya öğretmenin özel ders verip hayatına devam etmesi çok daha zor. Devlette ders başı aldığı ücretle geçinmek zorunda olan öğretmenlerin geçim sıkıntısı var.”
Öğrenciler ne durumda?
Hatay'ın öğrenci nüfusu depremden önce 434 bindi. Depremin ardından nakiller oldu ancak daha sonra çoğu öğrenci geri döndü. Umay Aktaş Salman Hatay'ın öğrenci nüfusunun şu an yine 400 bin olduğunu söylüyor. Peki deprem travması yaşayan ya da kente yeni gelen çocuklarla eğitim süreci nasıl gidiyor?
Aktaş Salman, öğretmenler yaptığı görüşmelerden aktarıyor:
“Lise ya da liseden mezun olan bazı gençlerin daha mutsuz ve umutsuz olduğunu gözlemleyen öğretmenler var. Gelecekleriyle ilgili belirsizlik ve kaygı duyma süreci devam ediyor. Devamsızlık yapanlar, okuldan kopan ve kopma riski ile karşı karşıya olan çocuklar da var. Birbiriyle dayanışma halinde olan çocuklar olduğunu da aktarıyorlar.
Ama özellikle kız çocuklarının ulaşım ve güvenlik sorunlarına dikkat çekiliyor okuldan kopuşun hızlanabileceği uyarıları yapılıyor. Aynı şekilde eğitime erişimde zaten sorunlar yaşayan mülteci çocuklar, özel gereksinimli çocukların eğitimden kopmamaları da çok önemli. Konteyner kentte yaşayan öğrencilerle evi zarar görmemiş öğrenciler arasında da uyum sorunları olabildiği anlatılıyor.
Alt yapı sorunları mutlaka çözülmeli…
Umay Aktaş Salman, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, depremin ilk gününden bu yana öğretmenlerin psikolojik sağlamlıklarını artıracak faaliyetler yürüttüğünü belirtirken, sahadaki araştırmalarına göre bu ihtiyacın devam ettiğini söylüyor:
“Öğretmenler için uzun vadeli ve sürekli psikolojik yardım ve desteklerin sağlanması gerekiyor. Öğretmenlerin ve öğrencilerin iyi olma hali için bu çok gerekli. Bölgede ikili eğitim önemli ölçüde arttı. Sabah erken saatlerde giriliyor. Daha geç saatlerde akşam çıkılıyor. Bir yandan elektrik kesintileri, internet kesintileri devam ediyor. Altyapı sorunları da var.
Öncelikle bu alt yapı sorunun çözülmesi, sınıf mevcutlarının düşmesi ve tekli eğitim sistemine geçilmesi gerek.
Eğitim çocukları istismardan erken yaşta ve zorla evliliklerden çocuk işçiliğinden koruyabilir. Eğitime devam ve erişimin mutlaka izlenmesi lazım.”
Başarı ve sınav odaklı olmalalı
“Okul yalnızca akademik öğrenimin gerçekleştiği bir yer değil” diyen Aktaş Salman, şöyle devam ediyor: “Çocukların akranlarıyla sosyalleşebildikleri, oyun oynadıkları, birbirlerinden bir şeyler öğrendikleri bir ortam. Okulun sadece bilişsel ve öğrenme yeri olmadığını hatırlamak deprem sonraki süreçte özellikle çok kritik. Tabi bu sadece öğretmenlerin hatırlaması gereken bir şey değil. Bizim eğitim sistemimiz zaten çok sınav ve başarı odaklı. Bu sistemsel olarak böyle algılanmadıkça böyle planlanmadıkça öğretmenin insiyatifiyle sadece olacak bir şey değil.”
'Öğretmen Dayanışma Alanı'
Eğitim Reformu Girişimi’nin yürütücülüğünü yaptığı ‘Öğretmen Ağı’ Hatay'da geçtiğimiz günlerde bir ‘öğretmen destek alanı’ kurdu. Umay Aktaş Salman, “Bu alan öğretmenlerin depremden sonra ihtiyaçlarıyla ortaya çıktı.. Meslektaş dayanışmasını, bölgenin yeniden inşasında öğretmenlerin çözüm üretmesini ve rol üstlenmesini sağlamayı hedefliyor” diyor.