Dernek gönüllülerine atölye dava konusu oldu

Tarlabaşı Toplum Merkezi fesih davasının ilk duruşması bugün görüldü. Dernek avukatı Güverci, davanın örgütlenme özgürlüğüne müdahale anlamına geldiğini söyledi. Duruşma 2 Kasım’a ertelendi.

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne (TTM) “hukuka ve ahlaka aykırılık” gerekçesiyle açılan fesih davası bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görüldü.

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği Dayanışma Grubu, duruşma öncesinde “Dernek, hak temelli bir sosyal hizmet modeli uygulamak ve ortak yaşama kültürünü geliştirmek amacıyla çalışıyor. Ancak son 1 senedir sistematik ve yoğun bir şekilde bazı medya kuruluşları tarafından hedef gösterilmesini takiben, bugün susturulma ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya” açıklamasını yaptı.

İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan ilk duruşmaya, dernek avukatları Sevgi Kalan Güvercin, Buse Karataş ve Selmin Cansu Demir, İçişleri Bakanlığı avukatları ile müdahale talebinde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları katıldı.

LGBTİ+ ÇOCUKLARA İLİŞKİN GÖNÜLLÜ EĞİTİM DAVA KONUSU OLDU

2007’de Beyoğlu’nda kurulan Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği, Haziran 2021’de LGBTİ+ çocuklara ilişkin konuları ele almak üzere bir Gönüllü Etkinliği planladı. 27 Haziran 2021 için planlanan ve Kaos GL Derneği tarafından yayınlanan “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” isimli kılavuz kapsamında gerçekleşecek olan etkinliğin sosyal medya paylaşımı sonrası merkeze yönelik hedef gösteren paylaşımların yapılmaya başlandığı bildirildi. Haziran’da TTM’ye yönelik idari ve adli süreçler başlatıldı.

29 Haziran’da İstanbul İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü tarafından, iki gün süren bir denetim gerçekleştirildi. Ardından 26 Temmuz-20 Ağustos 2021 tarihlerinde İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçiliği tarafından bir başka denetim yapıldı. Dernekler denetçileri tarafından hazırlanan 4. Tevdi Raporu sonucu uyarınca İstanbul Valiliği 15 Ekim 2021’de derneğe yönelik, “Derneğin amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale gelmesi nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 87/1 hükmü gereğince derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti” talepli olarak “yokluğunun tespiti” davası açtı.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DERNEĞİN FESHİNİ TALEP EDİYOR

Davaya katılmaları için kendilerine ihbar yapılan ve asli müdahale talebinde bulunan İçişleri Bakanlığı avukatları, mahkemedeki beyanlarında “Müdahale talebimizin kabulüne ve amacı, kanuna ve ahlaka aykırı hale gelen davalı derneğin feshine karar verilmesini talep ederiz” dedi.

Müdahale talebinde bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da celse arasında müdahale talepli dilekçe sunduklarını belirterek, davaya katılmalarına ve davanın kabulüne karar verilmesini istedi.

"DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLSİN”

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği avukatları ise “İçişleri Bakanlığı tarafından ihbarın koşulları oluşmamıştır. Davaya müdahale talebinde İçişleri Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın müdahale taleplerinde hukuki yararları yoktur. Usulen de şartları oluşmamıştır. Müdahale taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep ederiz" dedi.

Buna karşılık bakanlık avukatları da müdahillikleri yönünden bakanlıklarının hukuki yararının oluştuğunu savunarak, itirazların reddine karar verilmesini talep etti.

DERNEK VE YÖNETİCİLERİ HAKKINDA DAHA ÖNCE ŞİKÂYET OLUP OLMADIĞI SORULACAK

Mahkeme, kendilerine bildirilmek üzere İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü'ne Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği ve herhangi bir yöneticisi hakkında dava dosyası dışında daha öncesinde ve sonrasında açılmış ihbar, şikâyet, tespit, devam eden veya kesinleşmiş bir soruşturma veya kovuşturma dosyası olup olmadığının sorulması için müzekkere yazılmasına karar verdi.

BİLİRKİŞİ RAPORU ALINACAK

Mahkeme, dernekler konusunda uzman bilirkişi ve muhasebeci bilirkişiden oluşacak iki kişilik bilirkişi heyetinden iddia ve savunmaların değerlendirildiği bir bilirkişi raporu alınmasına hükmetti.

İçişleri Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın müdahale taleplerinin ise celse arasında ayrı bir karar ile gerekçeli olarak değerlendirilmesine karar verilerek, duruşma 2 Kasım 2022 tarihine ertelendi.

Duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği ile Dayanışma Grubu adına okuyan Avukat Ezel Buse şunları söyledi:

“DERNEK 15 YILDIR ÇOCUK VE KADINLARIN ORTAK YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜ GELİŞTİRMEK AMACIYLA ÇALIŞIYOR"

"Bildiğiniz üzere, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği tam 15 yıldır Tarlabaşı’nda yaşayan çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanlar kurarak hak temelli bir sosyal hizmet modeli uygulamak ve ortak yaşama kültürünü geliştirmek amacıyla çalışıyor. Ancak son 1 senedir sistematik ve yoğun bir şekilde bazı medya kuruluşları tarafından hedef gösterilmesini takiben, bugün susturulma ve kapatılma tehdidiyle karşı karşıya.

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği, hakkındaki kapatma davasından kendisini hedef gösteren medya yoluyla haberdar oldu. Kapatma isteminin gerekçesi ise derneğin 'kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği' iddiasıdır. Senelerdir yaptığı her türlü faaliyette çocuğun üstün yararı ilkesini önceleyen bir derneğin kanuna ve ahlaka nasıl aykırı geldiği sorusunun cevabı ise dosyada mevcut değil.

"İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ DAVAYA KATILMASI, ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNDEKİ GERİLEMEYİ DOĞRULUYOR"

Hatırlanacağı üzere, kapatma davası kapsamında dernek hakkında verilen ‘faaliyetten alı konulma’ya ilişkin tedbir kararı, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği'nin başvurusu üzerine 6 Nisan’da mahkemece kaldırılmıştı. Mahkemenin bağımsız yargıya ilişkin bir nebze olsun ümitlenmemizi sağlayan bu kararının hemen sonrasında İçişleri Bakanlığı’nın davaya müdahil olması, esasen Türkiye’de örgütlenme özgürlüğü alanındaki gerilemenin doğal bir uzantısı olduğu tespitimizi doğruluyor.

"TÜRKİYE’DE İFADE VE ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK SALDIRILAR YENİ BİR AŞAMAYA GELDİ"

Öyle ki geçen 1 aylık sürede yine bazı kesimlerin sistematik hedef göstermeleri sonucu ve yine ‘kanuna ve ahlaka aykırılık’ gerekçesiyle Türkiye’nin pek çok farklı ilinde kadın cinayetlerinin son bulmasına yönelik yaptığı çalışmalarla bilinen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne de kapatma davası açıldı. Hemen akabinde, tam 50 senedir özellikle eğitim olanaklarından yoksun çocuklarla çalışan Nesin Vakfı’nın da hesaplarına el konulduğunu öğrendik. Kısa sürede yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların ardı ardına gelen kapatma davaları ve finansal olarak faaliyette bulunamaz hale getirme çabaları ile yeni bir aşamaya gelindiğini gözler önüne sermekte.

"ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK SALDIRILARIN DURDURULMASINI İSTİYORUZ"

Bizler, Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği Dayanışma Grubu olarak, sivil toplum örgütleri olarak, adil, insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir toplumun ancak güçlü bir sivil toplumla birlikte inşa edilebileceğine inanıyor, örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını ve sivil topluma yönelik baskılara bir an evvel son verilmesini istiyoruz. Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği’ne açılan davaların düşürülmesini ve derneğe yönelik nefret söylemi ve hedef göstermelerin önüne geçilerek derneğin bir an önce güvenli bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesini talep ediyoruz." (ANKA)

Gündem Haberleri