Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor ve AP'deki AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonunun Eş Başkanı Sergey Lagodinsky, Türkiye'nin gündemindeki sosyal medya yasa tasarısıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
AP yetkilileri, hükümetin "dezenformasyonla mücadele yasası" olarak nitelendirdiği ve dün TBMM’de kabul edilen "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi konusunda endişelerini dile getirdi. Sánchez Amor ve Lagodinsky yaptıkları açıklamada, “Bu kanun, bağımsız yazılı basının ardından, çevirimiçi haber sitelerine ve sosyal medya platformlarına da kısıtlamalar getiriyor. 'Dezenformasyon' yayma iddiası nedeniyle karşı karşıya kalınacak hapis cezaları ve diğer yaptırımlar konusunda endişeliyiz. Kanundaki ifadelerin muğlaklığı ve 'dezenformasyon', 'kamu düzeni' gibi tanımlanmamış kavramların uygulamada keyfiliklere kapı aralamasından özel kaygı duyuyoruz" ifadelerine yer verdi.
Kanun teklifinin zamanlaması konusunda da endişelerini dile getiren yetkililer, yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine işaret ederek muhaliflerin sesinin daha da kısılması ve otosansürün artması yönünde önemli bir tehlike gördüklerini belirtti.
Uluslararası sivil toplumdan ve uluslararası kuruluşlardan yasaya dair yapılan eleştirilere katıldıklarını belirten yetkililer, “İfade özgürlüğüne yönelik böyle bir müdahale ne gereklidir ne de kamu düzenini, ulusal güvenliği ya da kamu sağlığını sağlama yönündeki meşru hedefler için orantılıdır” ifadelerine yer verdi.
BM: İfade özgürlüğü "doğru" bilgiyle sınırlı değildir
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nden yapılan açıklamada da yasaya ilişkin benzer endişeler dile getirildi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Marta Hurtado Türkiye’deki ifade özgürlüğü konusunda endişeli olduklarını belirterek "“Uluslararası insan hakları hukuku kapsamında, ifade özgürlüğü “doğru” bilgiyle sınırlı değildir, ancak her türlü bilgiyi ve fikri kapsar- çevirimiçi ve çevirimdışı” ifadelerini kullandı.
Söz konusu değişikliklerin "keyfi ve öznel yoruma ve kötü kullanıma geniş bir alan bıraktığını” ifade eden BM yetkilisi ayrıca, yasanın Türkiye’nin de parçası olduğu “Uluslararası Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile garanti altına alınan insanların bilgiyi arama, elde etme ve haberleşme hakkını kısıtladığını” kaydetti. Hurtado, “Bu kanun teklifinin sivil toplum ve medya temsilcilerinin görüşlerine başvurulmadan hazırlanmış ve kabul edilmiş olmasından dolayı üzgünüz” dedi.