Dilek Dündar'ın pasaportunun iptaline hak ihlali kararı

Anayasa Mahkemesi, eşi Can Dündar'ın yanına gitmek üzere Atatürk Havalimanı'na gelen Dilek Dündar'ın pasaportuna 'iptal olduğu gerekçesiyle' el konulmasının hak ihlali olduğuna hükmetti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), gazeteci-yazar Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar'ın pasaportunun iptal edilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Yerel mahkemeden hak ihlalinin giderilmesini isteyen AYM, Dündar'a 22 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kararın gerekçesinde, hakkında herhangi bir adli soruşturma veya dava bulunmayan Dilek Dündar'ın pasaportunun iptal edilmesinin demokratik toplum düzenine aykırı olduğu vurgulandı.

Dilek Dündar, Almanya'ya bulunan eşi Can Dündar'ın yanına gitmek üzere 3 Eylül 2016 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'na geldi. Burada pasaportuna el konulan Dilek Dündar hakkında "FETÖ/PDY terör örgütü şüphelisinin eşi" şeklinde kayıt oluşturulduğu anlaşıldı. Ayrıca 4 Ağustos 2016 tarihli Zayi Pasaport bilgisi de kendisine verildi. Pasaporta el koyma gerekçesi olarak bu iki durum gösterildi.

YEREL MAHKEME DAVAYI REDDETTİ

Dilek Dündar avukatı Tora Pekin aracılığıyla pasaportunun iptali işlemine karşı dava açtı. Dava dilekçesinde; vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabileceği belirtildi. Dilek Dündar hakkında mahkeme tarafından verilmiş bir yurt dışı çıkış yasağı ya da adli soruşturma ve kovuşturma bulunmadığı belirtilen dilekçede, eşi Can Dündar'ın Almanya'da, oğlunun ise öğrenim gördüğü İngiltere'de yaşadığı, pasaportun iptalinin zımni olarak yurt dışına çıkış yasağı anlamına geldiği, bu idari işlemle ailesiyle birlikte yaşamasının engellendiği vurgulandı.

Davaya savunma gönderen İdare ise pasaportun iptal gerekçesinin dayanağının Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 22 Ağustos 2016 tarihli genelgesi olduğu savunuldu.

Ancak İstanbul 5. İdare Mahkemesi, 2017 yılında davayı reddetti. Bunun üzerine Dilek Dündar adına avukat Tora Pekin, Anayasa Mahkemesi'ne 4 Ocak 2018'de bireysel başvuruda bulundu.

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm, 4 yıl sonra başvuruyu kabul ederek Dilek Dündar'ın Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, 22 bin TL tazminatın Dündar'a ödenmesine karar verdi. Ayrıca, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 5. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesi de kararlaştırıldı.

KARARIN GEREKÇESİ NE?

Kararın gerekçesinde, Dilek Dündar'ın eşi ve çocuğunun yurt dışında yaşadığı, pasaportunun iptal edilmesi nedeniyle yurt dışına çıkamadığı için ailesiyle bir araya gelemediği anlatıldı. Başvurucu hakkında terör örgütü ile ilişkili olduğundan bahisle bir ceza soruşturması ya da kovuşturmasının ve başvurucu hakkında verilmiş yurt dışına çıkış yasağı öngören bir mahkeme kararının mevcut olmadığına işaret edilen kararda, şöyle denildi:

"Bu durumda başvurucunun aile hayatına etki eden sınırlamanın kaynağının pasaportun iptaline ilişkin bir idari işlemden ibaret olduğu ancak başvurucunun yurt dışına çıkmasının neden milli güvenlik açısından mahzurlu görüldüğünün anılan idari işlem gerekçesinde gösterilmediği, yargılama aşamasında da idari işlemin gerekçelerinin başvurucunun öznel durumuyla ilişkilendirmek suretiyle ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır."

Başvurucunun eşinin eylemleri nedeniyle başvurucunun neden ve nasıl milli güvenlik açısından risk oluşturduğunun ortaya konulmadığı belirtilen kararda, şu değerlendirme yapıldı:

"Bu bağlamda idari işlemin başvurucunun gitmek istediği ülke ile olan kişisel ve ailevi bağları üzerindeki etkileri gözetilerek beklenen kamusal yarar ile başvurucunun çıkarları arasında bir dengeleme yapılmadığı görülmüştür. Bu durumda başvurucunun öznel durumuyla ilişkili ve yeterli somut herhangi bir sebep gösterilmeden sadece eşine isnat edilen eylemler nedeniyle pasaportu iptal edilerek, aile yaşamı kapsamında önem arz eden yabancı bir ülkeye gitmesinin engellenmesi şeklinde özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplum düzenin gereklerine uygun olduğu söylenemez."

YASAYA ELEŞTİRİ

Ancak kararda, mevcut düzenlemede tüm şartlar sağlanmış olsa bile pasaport verilmesi konusunda idarenin takdir yetkisinin korunduğu ifade edilerek, "Bununla birlikte anılan Kanun'da pasaporta uzun süre el konulması ve yeni bir pasaport verilmemesinden kaynaklanabilecek mağduriyetin giderimine ilişkin bir düzenleme yapılmadığı açıktır" tespitinde bulunuldu.

Kararda, Dilek Dündar hakkında yurt dışına çıkışı yasaklayan bir yargı kararı, yine yurt dışına çıkışa engel oluşturabilecek ceza soruşturması veya kovuşturması olmadığı vurgulandı. Pasaport iptalinin başvurucunun özel ve aile hayatına yapılan müdahalenin belirsiz bir süre devam ettirilmesi ne sebep olunduğu anımsatılan kararda, 7188 sayılı Kanun'un bu bağlamda mağduriyeti gidermede etkili bir yol olmadığı kaydedildi. Kararda, "bu hâlde başvurucu hakkındaki tedbirin, başvurucunun gitmek istediği ülke ile olan kişisel ve ailevi bağları da gözetildiğinde sadece bir idari işleme dayanılarak uzun süre uygulanmasının demokratik bir toplumda alınması zorunlu ve ölçülü bir tedbir olduğu söylenemez." ifadesi kullanıldı.

ŞİMDİ NE OLACAK

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, bu kararın ardından yeniden yargılama yaparak, Dündar'ın pasaportunun iptali işlemini iptal ederek, Dündar'a pasaport verilmesinin önünü açmak zorunda.

ALİCAN ULUDAĞ

© Deutsche Welle Türkçe

Gündem Haberleri