Bu yıl 15 Mart’ta Karakoçan’da startı verilen ve günlerdir onlarca merkezde yüzbinlerce kişinin katıldığı Newroz kutlamalarının finali Diyarbakır Bağlar'da yapıldı.
Newroz Tertip Komitesi, bu yılki kutlamaların şiarının yazılı olduğu posterlerle sahneyi süsledi.
Newroz alanına ise, 2017 Newrozu'nda polisler tarafından öldürülen Kemal Kurkut, İzmir'de katledilen Deniz Poyraz ile İran'da katledilen Jîna Emînî'nin posterleri asıldı. Yine gençlerin ve kadınların taleplerini yansıtan çok sayıda pankart ve dövize yer verildi.
Diyarbakır Newrozu'na yurtiçi ve yurtdışından birçok konuk davet edildi. Roboskî aileleri, Suruç aileleri, 2015-2016 yılları arasında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri, Mazlum Doğan'ın ailesi, Deniz Poyraz'ın ailesi, faili meçhul cinayetlerle katledilen Kürt siyasetçiler ve gazetecilerin yakınları protokolde yerlerini aldı.
Gençler alanda yoğunlukta
Bu yılki kutlamalarda gençlerin yoğunluğu dikkat çekiyor.
Newroz alanında dikkat çeken bir başka nokta ise, yurttaşların birçoğunun yöresel kıyafetlerle kutlamalara katılması oldu.
7 kişiye kıyafet gözaltısı
Newroz kutlamalarına katılanlardan yedi kişi, giydikleri kıyafetler "PKK'yı simgeliyor" iddiasıyla gözaltına alındı.
Kışanak'ın mesajı okundu
Bir dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı iken tutuklanan ve şu an DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı olan tutsak Gültan Kışanak'ın mesajı okundu. Kışanak'ın mesajı şöyle: "Amed Newroz’unu direnç ve umutla selamlıyorum. Selam olsun Newroz ateşi etrafında buluşanlara… Selam olsun zulme karşı direnenlere… Selam olsun özgürlük sevdasıyla yanıp tutuşanlara… Selam olsun Newroz meşalesini elden ele dört bir yana taşıyanlara… Newroz, halkları özgürlük ve barış halayında yan yana getiren tarihi bir mirastır. Ey tarih, umutlan! Mirasın emin ellerde. Newroz’un Kürtler açısından daha özel anlamları var fakat Newroz bütün Ortadoğu halklarının, Kafkas halklarının ortak bayramıdır, bu anlamda da son derece önemlidir. Demek ki, bayramlarımızı ortaklaştırabiliyorsak; acılarımızı da ortaklaştırabilir, çözümlerimizi de ortaklaştırabiliriz. Newroz baharın müjdecisidir. Newroz ateşi bütün soğukluğu, karakışı geride bırakan, herkesin yüreğine sımsıcak yeni umutlar müjdeleyen bir bayramdır. Bütün halklar için böyledir. Newroz baharın, değişimin müjdecisidir. Newroz gelince karakışı geride bırakır, Newroz’un sıcaklığına ve rengarenk baharına kapılarımızı açarız. O nedenle, Newroz mazlumların, ezilenlerin baharı; zalimlerin, despotların ise karakışıdır. Çünkü yaşamın özünde özgürlük vardır, baskı, zulüm esaret egemenlerin icadıdır. Yaşam her zaman özüne kavuşmak için direnir ve kazanır. Bu kez de öyle olacak, yaşam kazanacak, özgürlük kazanacak, Newroz kazanacak. Newroz DEM’i, şimdi yaşamı ve özgürlüğü kazanmanın DEM’i! Em li vir bûn, em li vir in û em ê her dem li vir bin. (Buradaydık, buradayız ve burada olacağız)"
"Kürt Türk ittifakını demokratik bir şekilde güncelleyelim"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da yaptığı konuşmada "Kürt karşıtı ittifakla birlikte kirli hesaplar yapılıyor. Ankara'daki kirli hesapları yapanlar saray'da ise terazi Amed Newrozundadır. Savaş Ankara'da ise barış Amed Newrozundadır" diyen Bakırhan çözüm ve barış için İmralı'yı işaret etti. Yerel seçimlere değinen Bakırhan, "Büyük askeri opersyonlar yapacağız demek daha fazla can ve kan kaybı demektir. Emeklinin, emekçinin sofrasından ekmeğini çalmaktır. Bir kez daha sesleniyoruz gelin savaş yerine büyük operasyon yerine barışı tercih edin, diyalogu, müzakereyi tercih edin. Bu ülkenin geleceği savaş çığırtkanlığında değil. Savaş çığırtkanlığına hep birlikte gereken cevabımı vereceğiz" dedi.
Bakırhan konuşmasını şu çağrıları yaparak sonlandırdı:
"Birinci çağrımız devlete iktidaradır. Savaş, statüsüzlük, cezaevlerine koyarak bu halkı yolundan çeviremezsiniz. İşte meydan işte halkın ortaya koyduğu irade. Eğer görüyor duyuyorsanız buradadır. En tez zamanda savaş yerine Kürt ve Türk ittifakını demokratik bir şekilde güncelemeye devam ediyoruz sizi.
İki; yine iktidara ve toplumsal kesimleridir; Türkiye'nin önünde iki yol vardı ya bunların söylediği gibi savaş, çatışma ya da demokratik barışçcıl bir yöntem.. Onun için toplumsal kesimleri bu savaş çıgırtkanlığı karşısında doğru yol olan barış ve demokrasi mücadelesinin büyümeye çağırıyoruz.
Üç; Mecis'te bilinmeye dil demekten, "teröristan" kavramlarınıdan vazgeçeceksiniz. Bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin. Kürt gerçekliğini Kürdistan gerçekliği anlamak ve tanımak zorundasınız.
"Büyük bir barış zemini örelim"
Dört; ezilenlere, muhalefete seslenmek isityorum. Kürt meselesinde cesur olalım, doğruları dile getirelim. İktidarın baskıcı yok sayan tutumunun yanında hizlanmaktan ziyade, biz muhalefet, Kürt meselesini özgürlük ve demokrasi meselesini daha fazla sahiplenerek büyütelim. Bu savaş çığırtkanlığı yapanların karşısında büyük bir barış zemini örelim.
"Ulusal birlik" çağrısı
Beş, bu çağrım Kürtlere.. Bakın Hewler'den Kobani'ye kadar yaşadığmız her toprak parçasına ne diyorlar "teröristan" diyorlar. Sadece burada Kemal Kurkut katledilmiyor, her gün Kürtlerin başına top ve mermi yağıyor. Bunlar sadece DEM PArti'nin düşmanı değil, 4 parçaya bölünmüş Kürdistan cografyasında yaşayan hepimiziz. Bütün Kürt partilerine 4 parçada yaşayan Kürtlerin örgütlerine çağrı yapmak istiyorum; şimdi ulusal birlik zamanı değilse ne zaman? Şimdi ulusal birliğimizi kuramazsak bu büyük operasyonu nasıl önleyeceğiz. Bugünden tezi yok Kürtler ulusal birliğini sağlamalı, birliği önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır.
Son olarak Türkiye'deki devrimci sol sosyalist demokrat bu faşisan düzene itiraz eden ezilenlere ve yoksullaradır. Bizler güçlü büyük bir ortak mücadele zemini yakalamak zorundayız. Nufüsun yarısı açlık sınırında yaşıyor, yarısı dilini kullanamıyor, inancını kullanamıyor. Bütün bunların taleplerinin demokratik bir zeminde karşılık bulması için sol, sosyalist güçleri demokratik, büyük, devrimci bir mücadele zeminde bir araya gelmeye çağırıyorum." (Kısa Dalga)