Yeşilçam’ın jönlerinden olan ve bugüne kadar 100’ün üzerinde film çeken Ediz Hun’un hayatı kitap oldu. Rıza Oylum’un söyleşisi ‘Film Gibi Geçti’ raflardaki yerini aldı. Hürriyet gazetesinden Hakan Gence'nin konuştuğu Ediz Hun, kitabıyla ilgili "İçinde söylediğiniz bütün bu başlıklar bulunabilirdi. Çünkü günden güne değişen bir hayatım oldu. Ben tesadüflere çok inanırım. Herkesin hayatında enteresan rastlantılar olmuştur. Benim de öyleydi" dedi.
TÜRKİYE'DE GERÇEKTE İKİ STAR VAR
Günümüzdeki şöhretlerden kimleri beğendiği sorusu üzerine Ediz Hun, şunları söymedi:
"Valla çok iyi sanatçılar var gençlerden, yaramazlar da olabilir. Kendi hayatları… Herkes kendi hayatından sorumlu. Ama devamlılık istiyorlarsa çok mazbut olmaları, insanlara karşı sevgiyle, saygıyla, şefkatle yaklaşmaları gerekiyor.
Orhan Günşiray, Ayhan Işık, Göksel Arsoy, Kartal Tibet, Cüneyt Arkın önemli starlardı. Bizden sonra gelen Kadir İnanır önemli bir stardı, Tarık Akan önemli bir stardı. Ama benim görüşüm olarak şunu söyleyebilirim, Türkiye’de gerçek iki star var. Birincisi Cahide Sonku. İkincisi de 60’ların başından itibaren Türkan Şoray. Bunlar çok büyük star. Ama star dediğimiz zaman tabii genişletebiliriz; Hülya da,
Filiz de, Fatma da bir star. Ama en tepede olan Cahide Sonku’dur. Alkazar Sineması’nda filmi oynadığı zaman Taksim Meydanı’ndan itibaren kuyruk oluyordu.
YILMAZ GÜNEY DE BÜYÜK BİR STAR
Star olması için seyirci kitlesi olması lazım. İstanbul’da bizim filmler 18 sinemada birden oynuyordu, afişler koca kocaydı, duvarları kaplıyordu. Anadolu’da da öyle; İzmir, Ankara, Erzurum… Mesela eksik söyledim, Yılmaz Güney de büyük bir star. Çok iyi bir oyuncu, çok iyi bir senaristti ama bahtsız bir hayatı oldu.
CİHANGİR'DE DAİRE ALDIM
"Günümüzde oyuncuların çok büyük paralar aldıklarından bahsediliyor. Siz bir sürü film yaptınız, o kadar para kazandınız mı?" sorusu üzerine Hun şöyle dedi:
"1963’te yarışmayı kazandığımızda birinci gelenlere başrol vereceklerdi. Alacakları ücret de 12 bin 500 lira olarak tayin edilmişti. O zamanlar 40 bin liraya güzel bir Mercedes alırdın. Sonra 12 bin 500, 20 bin, 30 bin ve 40 bin oldu. Tabii Türkan (Şoray) çok daha fazla alıyordu herhalde, o daha profesyoneldi. Velhasıl yani para alınıyordu. Kazanamadık diyenlere inanmayın. Herkes kazandı. Ben Cihangir’de deniz manzaralı daire aldım, adada arsa aldım, üstüne ev yaptırdım.
Hakan Gence'nin "Şimdi oyuncular ‘stylist’lerle çalışıyor, sponsorları var. Siz o dönem kıyafetlerinizi kendiniz alıyormuşsunuz…" sorusu üzerine de Ediz Hun, "
"Gardırop valizlerimiz vardı; onları açar, içine asardık. Kostüm listesi verilirdi, arabama asar giderdim. Mesela Cem Yılmaz’la çalıştım misafir sanatçı olarak. Kendinize ait yeriniz, yatağınız var. Giriyorsunuz, istirahat ediyorsunuz, sonra geliyorlar, buyurun
diyorlar. Refakatçiyle çekime gidiyorsunuz. Cem’i de ayrıca çok severim" dedi.