Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TCMB'nin 92'inci Olağan Genel Kurul Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı. Karahan’ın enflasyonla ilgili sözleri dikkat çekti.
Karahan, "Aylık fiyat gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanıp, enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Enflasyon görünümünde belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşunu sıkılaştıracağız. Para politikasındaki kararlı duruşumuzun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini öngörmekteyiz" dedi.
Merkez Bankası Başkanı, “Parasal sıkılaşmanın da desteğiyle 12 ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde eylül ayı itibarıyla başlayan iyileşmenin devam ettiğini, yıl sonu enflasyon beklentilerinin ise halen Enflasyon Raporlarında paylaştığımız tahminlerimizin üzerinde olduğunu görmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Ekinci: Somut bir önlem yok
Kısa Dalga ekonomi yazarı İbrahim Ekinci, Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın açıklamalarını değerlendirdi.
Karahan’ın açıklamalarının Para Politikaları Kurulu (PPK) metinlerinin tekrarı gibi olduğunu söyleyen Ekinci, “Ben hala enflasyonun temel karakteri hakkındaki teşhiste süregelen yanılgıya dönük bir ilerleme görmedim. Fiyatlama davranışlarının bozulmasından hep bahsediliyor ama somut bir önlem yok. ‘Finansal koşulları sıkılaştırdık, dahasını yapabiliriz’ demek, özeti itibariyle faizleri artıracağız ki kredi kullanımı pahalı hale gelsin. Bu kanalla ekonomiyi yavaşlatmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Açlık sınırını bile aşamayan maaş ücret artışlarının risk olarak görülmesi anlayışı devam ediyor’
Karahan’ın dezenflasyon mesajlarını da değerlendiren İbrahim Ekinci, şunları kaydetti:
“Tüketimin kontrol altına alınması… ‘İç talepte dengelenme ile sağlıklı bir dezenflasyon sürecine gireceğiz’ diyor. Açlık sınırını bile aşamayan maaş ücret artışlarının risk olarak görülmesi anlayışı devam ediyor. Tüketime ayrıştırarak bakılmıyor. Dengelenmesi gerek de hangi kesimin tüketimi?
Diğer yandan… Kendilerinin daha birkaç hafta önce açıkladıkları sektörel bilançolara göre 2021’den 2022’ye şirket net karlarının yüzde 423 artmış. İSO 500, Kapital 500, Fortune 500… Bankacılık sektörü kar rakamları yüzde 500’e kadar çıkıyor. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı izleyebileceğimiz en somut göstergeler bunlar. Başkanın açıklamalarında tavuk fiyatının yüzde 200 artışına karşı bir önlem yok. Bugün ATO’nun oto lastik jant değişimi tarifesini gördüm yüzde 120 artışlar konulmuş. Bu tarafta yapılacak çok şey var ama IMF’ci bakış gündeme getirmiyor.”
Öngörüleri bir türlü tutmayan bir Merkez Bankası
“Başkan Karahan’ın açıklamalarında dikkatimi çeken bir başka taraf da öngörülerinin hiç tutmamış olması” diyen Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anlatımına bakılırsa yol boyu politika faizi artışlarındaki döngüler, öngörülerin üzerinde enflasyon gerçekleşmeleriyle açıklanıyor. 25’ten 42,5’e… Sonra 45’ten 50’ye. Bu doğru ama öngörülerin tutmaması başlı başına bir zafiyet. Şu sözler başkanın:
‘Enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde öngörülerimizin üzerinde gerçekleşmesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etmesi nedeniyle, eylül-aralık döneminde parasal sıkılaşmayı sürdürerek politika faizini yüzde 25’ten yüzde 42,5’e çıkardık.’
Yani %25 yeterli görülmüş başlangıçta. Ama öngörülerin üzerinde bir enflasyon gerçekleşince artıra artıra 42,5’e çıkarmışlar.
Devam edelim:
‘Ancak, şubat ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, hizmet enflasyonu öncülüğünde, öngörülenden yüksek gerçekleşti. Enflasyon üzerindeki riskler ve enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak mart ayında politika faizini 5 puan artırarak yüzde 50 düzeyine yükselttik.’
Hemen arkasından şunu söylüyor:
‘Mart ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülerimizden yüksek gerçekleşti.’
Konuşmasının sonuna doğru da ‘Yıl sonu enflasyon beklentileri tahminlerin hala üzerinde’ diyor,
Yine aynı durum. Öngörülenden hep yüksek gelen bir enflasyon…
Anladığımız şu: Öngörüler tutmuyor. Enflasyon başa geliyor ve MB arkasından koşuyor.”
‘Yüksek gelirli kesimlerin tüketimi kontrol altına alınmalı’
Enflasyon tahminlerini de değerlendiren İbrahim Ekinci, “Merkez Bankası yüzde 36 diyor 2024 için… Piyasa tahminleri yüzde 50 ve üstü. Birçok merkez bankacı ön almaktan bahsediyor. Bu kadar faiz artışına gerek kalmayabilirdi görüşleri var” dedi.
Faizlere de değinen Ekinci, sözlerini şöyle noktaladı:
“Şu anda faizler çok yüksek düzeye geldi. Bu güven tesis edememenin ve arkadan koşmanın maliyeti. Şirketler aşırı zamlarla enflasyondan korunuyor. Kaynaklarını doğru şekilde değerlendirebiliyorlar. Ama vatandaşın hali perişan. Enflasyon tasarruflarını silip süpürüyor. MB, maaş ve ücretlerine de ayrıca zam yapılmasın diye bastırıyor. Tablomuz böyle. Tüketimi kontrol altına almak yanlış değil ama bu dar gelirlinin sofrasındaki 10 dane zeytinin 5’ini alarak yapılamaz. Yüksek gelirli kesimlerin tüketimi kontrol altına alınmalı. 2023’te tüm zamanların en yüksek otomotiv satışı yapıldı.” (Kısa Dalga)