Ekonomistler yorumluyor: KKM yükünün Merkez Bankası'na devri ne anlama geliyor?

Meclis’e sunulan torba yasa ile kur korumalı mevduatta TL dönüşümlü hesapların kur farkı maliyeti Hazine’den Merkez Bankası’na devrediliyor.

Tartışma yaratan düzenleme bir yandan ekonomistlerde 1990’lı yıllara dönüş endişesi yaratırken, bir yandan da enflasyonu artırıcı yönde etki yaratacağına dikkat çekildi.

Ekonomi gazetesinden Şebnem Turhan'ın haberine göre KKM’den kaynaklanan kur farkı maliyetinin çoğunluğu Merkez Bankası tarafından karşılanırken şimdi yüzde 100’ü Merkez Bankası tarafından karşılanacak.

Ancak Hazine her ay bütçe uygulama sonuçlarında KKM nedeniyle yapılan kur farkı ödemelerini açıklıyordu. Merkez Bankası ise yıllık bilançosu içinde gider bölümünde piyasa uzmanlarınca ancak hesaplanabilen şekilde KKM için ödemelerini gösteriyor. Devrin ardından KKM hesapları için ödenen kur farkı maliyeti artık aylık olarak piyasa ve kamuoyu tarafından görülemeyecek. Ekonomistler bunun da şeffaflık için olumlu bir adım olmadığını vurguladı.

Ekonomistler ne diyor?


Ekonomist Fatih Özatay: Bu hamleyle bence siyasetçiye bir teşvik vermiş oluyor. Böyle bir imkan var, Merkez Bankası orada duruyor, sen ilerde bunu kullanabilirsin, diyor. Devri tasarlayan bunu düşünmüyor olabilir ama siyasetçi bunu kullanabilir. Eskiden vardı, bütçe harcamalarını Merkez Bankası’nın finanse etmesi. Bugün KKM’yi finanse eder, diğer gün maaş ödemelerini Merkez Bankası’ndan kredi alarak finanse edebilirler. Bir de faiz var, niye faiz ödesin Hazine, burada Merkez Bankası duruyorken. Bunun yapılması çok yıkıcı olur Türkiye için. O zaman gerçekten Arjantin’e dönme ihtimali artar. Bunun yapılacak olduğu anlamına gelmiyor ama siyasetçi çok sıkışırsa yapabilir. Bunun için yasa değişikliği gerekiyor 2001 yılında Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredileri yasaklanmıştı. Devirin verdiği mesaj kötü bir mesaj iyi bir şey değil.”


Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara:
Seçim harcamaları ve deprem nedeniyle zaten bütçe dengeleri hızla bozuluyordu. Bunun üzerine kurdaki sert hareket de KKM aracılığıyla bütçeye ilave bir yük getirecekti. Mayıs başından beri TL gerçekleşen yüzde 30’luk değer kaybının Hazine’ye maliyeti kabaca 100 milyar TL’yi aşacaktı. Şimdi bunu Hazine değil Merkez Bankası ödeyecek. Bu durumda Hazine daha az borçlanmak zorunda kalacak. Merkez Bankasının ise bir sonraki yıl Hazine’ye devrettiği karı 100 milyar TL azalacak. Dolayısıyla bugünden gelecek sene kar transferine kadar olan sürede merkez bankası bir nevi bütçeyi finanse etmiş olacak.”


TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Hem deprem nedeniyle hem seçim yardımları hem de kamu harcamaları arttığı için ve bundan sonra da yüksek kalacağı için bütçeye bir darbe geleceğini biliyorduk. Türkiye’de bütçe açığı milli gelir oranı düşüktür ama bu yıl yüzde 4-5’e çıkmasını bekliyorduk. Devir KKM’nin bütçe üzerindeki yükünü kaldırmaya yönelik ve bu yük Merkez Bankası’na devrediliyor. Çünkü artık bütçeden kaynak aktarılması istenmiyor. Ciddi bir yük bu ve Merkez Bankası’na devredilmiş olacak. Merkez Bankası ne yapacak bu durumda? Bunların ödenmesi için para basmak zorunda kalacak. Önemli olan şey şu 2001’de bir yapılan yasa değişikliği ile bütçe açığının Merkez Bankası kredileri ile finansmanı yasaklanmıştı. Şimdi Hazine’nin yükü Merkez Bankası’na para basacak umarım sonraki dönemde 2001 önceki o kapılara gitmeyiz. Merkez Bankası’nın para basması enflasyon yaratacak ayrıca ücret artışları ve kurdaki artışın muazzam enflasyonist etkisi var. Ve kurlar düşecek gibi durmuyor. Bir de üzerine Merkez Bankası’nın finanse edecek olması enflasyonist etki de yaratacak.” (Kısa Dalga)

Yazının tamamı

Ekonomi Haberleri