Kısa Dalga - Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek asgari ücret düzenlemesi, enflasyon ve yeni vergi paketine dair açıklamalarda bulundu.
Şimşek, "Polonya hariç gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye’de asgari ücret düşük değildir" açıklamasında bulundu.
Enflasyonun yavaşlayacağı iddiasında bulunan Şimşek, 'vatandaşımız enflasyonun düşüşünü hissedecek' diyerek sabırlı olunmasını istedi. Bakan Şimşek aynı zamanda yurtdışı çıkış harcına gelecek zam oranına ilişkinse skandal bir açıklamaya imza attı. Şimşek "İmkanı olmayan birisi yurtdışına gidebilir mi? Biz de imkanı olandan vergi alınmasını taslağa aldık." ifadelerini kullandı.
'Popülist baskılara boyun eğmeyeceğiz'
Muhalefeti sert sözlerle eleştiren Şimşek, "Şimdi diyecekler ki temmuz ayında artış yaşanacak. Bunu söyleyen muhalefet popülizm yapıyor. Ama biz devlet yönetiyoruz. Biz bütçe yönetiyoruz. Biz popülist baskılara boyun eğmeyeceğiz." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarını ekonomistler Prof. Dr. Öner Günçavdı, Dr. Murat Kubilay, Ekonomist-Yazar Güldem Atabay Kısa Dalga'ya değerlendirdi. Ekonomistlerin ortak görüşü 'asgari ücrete zam yapılmayacak olması yurttaşı açlık sınırında yaşamaya mahkum etmek.'
Prof. Dr. Öner Günçavdı: Bakan kaçak güreşiyor
İktisatçı Prof. Dr. Öner Günçavdı, Bakan Şimşek'in "Polonya hariç gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye’de asgari ücret düşük değildir." açıklamasını eleştirdi.
Günçavdı şunları söyledi:
"Bizdeki fiyatlarla diğer ülkeler arasındaki farkı uluslararası karşılaştırmalarla değerlendirmek doğru değil. Bakan, kuru araya sokarak Türk Lirası'nı değerli göstermeye çalışıyor. Bu bir hata. Vatandaşlar için önemli olan, fiyatlarla karşılaştırma yapmaktır. Bakan, diğer ülkelerdeki enflasyon oranı ve ücretlerin satın alma gücünü de paylaşmalı. Türkiye'deki asıl sorun, mevcut gelirlerin fiyatlar karşısında satın alma gücünün düşük olmasıdır. Asgari ücretin bu seviyede kalması, satın alma gücünde erime yaratıyor."
Günçavdı, ''Hiç kimse durduk yerde asgari ücretten şikayet etmiyor. Bakan, bu gerçeği göz ardı ederek kaçak güreşiyor" ifadelerini kullandı.
'Kahrolsun muhalefet demeye teşvik ediyorlar'
Prof. Dr. Günçavdı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in 'temmuz ayında artış yaşanacağını söyleyen muhalefet popülizm yapıyor' açıklamasını da sert dille eleştirdi.
Günçavdı, şunları kaydetti:
"Vatandaşları 'kahrolsun muhalefet, kahrolsun CHP' demeye teşvik etmeye çalışıyorlar. Ancak bu noktaya nasıl gelindiği konusunda bir itiraf yapılması gerekiyor. Kim bu duruma sebep oldu? Enflasyonla mücadelede başarı sağlandığının anlaşılması ve Mehmet Bey'in açıklamalarının desteklenmesi için vatandaşların mevcut gelirleriyle satın alma gücünün tekrar sağlanması gerekiyor. Enflasyonun düşmesi, fiyatların düşmesi anlamına gelmeyecek. Bugün itibariyle enflasyon sıfır olsa bile vatandaşlar yine şikayet eder. Neden? Çünkü mevcut gelirlerini fiyatlarla uyumlaştırmadan, satın alma gücünü tekrar yükseltmeden vatandaşlar memnuniyet duymaz.
'Bu tür aldatmacalara karnımız tok'
Dar ve düşük gelirli vatandaşlar için problem, enflasyonun düşmesi değil, fiyatların ulaştığı seviyeye gelirlerinin ulaşamamasıdır. Gelirleri artırmadan ve vatandaşları mal ve hizmet talep edebilecek bir noktaya getirmeden memnuniyet sağlanamaz. Bu, siyasi bir mesele değil, ekonomik ve matematiksel bir gerçek. Bakan da bunu biliyor ama görmezden geliyor ve vatandaşı uyutmaya çalışıyor. Ancak bu tür aldatmacalara karnımız tok."
'Kendi yurttaşının eşitsizliğini ifade ediyor'
Prof. Dr. Günçavdı, Bakan Şimşek'in yurt dışı çıkış harcına yapılacak zamla ilgili 'İmkanı olmayan birisi yurtdışına gidebilir mi? Biz de imkanı olandan vergi alınmasını taslağa aldık.' ifadelerine de yanıt verdi.
Günçavdı, ''Bu uygulama, insanların seyahat hürriyetine bir müdahaledir ve sınıfsal fark yaratır. Bakanın açıklamaları, bu sınıfsal farkı kabul ettiklerini teyit eder nitelikte. 'Paran yoksa yurt dışına çıkamazsın' demek, vatandaşların eşit olmadığını ifade ediyor. Çıkış harçlarının keyfi olarak artırılmasının bir gerekçesi olmalı. Ancak bu gerekçe bütçeye kaynak sağlamak olamaz, çünkü buradan elde edilecek gelir, verilen vergi muafiyetlerinin çok altında kalır. Bakanın bu tutumu, matematik ve türev bilgisinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Eğer bakan türev bilseydi, bu politikaların vatandaşları ayrıştırdığını anlardı. Bu durum, matematik eğitiminin önemini bir kez daha vurguluyor. Bu vesileyle, matematik ve türev derslerinin önemini anlamayanlara önemli bir mesaj vermiş olalım: Seyahat hürriyeti ve eşitlik her vatandaşın hakkıdır." dedi.
'Asgari ücret artık temel ücret haline gelmiştir ve bu sürdürülemez bir durumdur'
Ekonomist Dr. Murat Kubilay ise Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek'in açıklamalarına verdiği yanıtta ' Asgari ücreti düşük belirlemek toplumu net şekilde yoksulluğa itmektir' dedi.
Kubilay açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye; Polonya, Romanya, Makedonya, Bulgaristan gibi ülkelerin gerisinde kalmıştır. Türkiye, Mısır, İran, Pakistan gibi ülkelerle kıyaslanabilir duruma düşmüştür. Kaliteli mal üretemeyen Türkiye, ucuz iş gücü ile rekabet etmeye çalışmaktadır. Eğer asgari ücret, güvencesiz kişileri korumak amacıyla belirlenmişse, Türkiye'deki asgari ücret yüksek görünebilir. Ancak Türkiye'de asgari ücret artık temel ücret haline gelmiştir ve bu sürdürülemez bir durumdur. Türkiye'de kayıt dışı istihdam çok fazladır. Asgari ücretli çalışanların güvenceleri yoktur. Yurt dışından kaçak gelen çalışanlar, pazarlık gücünü düşürmektedir. Çalışanların savunabileceği tek şey asgari ücret zammıdır."
'Türkiye uzun yıllar enflasyonda tek haneyi göremeyecek'
Dr. Murat Kubilay yurttaşlara sabır dileyen Şimşek'in Vatandaşımız enflasyon düşüşünü hissetmeye başlayacak' açıklamasına da yanıt verdi.
Kubilay, "Türkiye'nin uzun yıllar boyunca tek haneli enflasyon göremeyeceği tahmin ediliyor. 2020'li yıllarda tek haneli enflasyonun mümkün olmadığı ve %20'nin altına düşmenin zor olduğu belirtiliyor. Bakan Şimşek bunu başarı olarak gösterebilir, ancak bedelini halk yoksullaşmayı kabullenerek ödeyecek" dedi.
'Enflasyondaki bozuk algının sebebi TÜİK ve Erdoğan'a olan güvensizlik'
Murat Kubilay sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyonla ilgili bozuk algının ilk sebebi TÜİK'tir, ikinci sebebi Erdoğan'a olan güvensizlik, üçüncü sebebi ise Bakan Şimşek'in çalışan dostu olmamasıdır. Bu algının düzelmesi kolay değildir ve toplum nezdinde büyük bir düzelme beklenmemelidir. Enflasyonun kalıcı ve düzenli bir şekilde kontrol altına alınabilmesi için arz tarafına odaklanmak gerekiyor. Yanlış kurgulanmış ekonomi politikaları ve döviz kuru nedeniyle enflasyon %75'e kadar çıkmıştı. Enflasyon %40'lara düşebilir, ancak bu noktadan sonra üretimi artırmayı amaçlayan politikalar gereklidir. Temmuz ve Ağustos aylarında enflasyon ciddi düşecek gibi görünebilir, ancak fiyat artışlarının hızı düşük olmayacak. Yılın ilerleyen aylarında enflasyon bir miktar daha düşerek yıl sonu için %40'lı rakamları getirebilir. Ancak %40'lık enflasyon oranı da ara zam alamamış insanlar için aşırı yüksektir."
'Türk milletine karşı siyasi sorumluluk hissetmiyor'
Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Burak Dalgın ise Şimşek'in açıklamalarına ilişkin "Sayın Bakan'ın açıklamalarını hayretle dinledim. Hakikaten milletin aklıyla dalga geçiyor." dedi.
Dalgın açıklamasında ''Sayın Bakan, Türk milletine karşı herhangi bir siyasi sorumluluk hissetmiyor. Bu çok açık, yani bir insan vatandaşı hakkında bu şekilde konuşmaz. Daha önce biliyorsunuz yerel halk, 'local people' demişti bizler için. Aynı zihniyette devam ediyor. Birinci büyük noktamız bu. İkinci husus, Sayın Bakan'ın orta direkten, normal vatandaşlardan alıp zenginlere bir transfer yapıyor olması. Yani bir palastirdarlık görevini, bir Duyun-u Umumiye komiserliği görevini yapmaya niyetli gözüküyor. Piyasa açıkken bu kadar muğlak ifadeleri bu kadar rahat bir şekilde kullanabilmesine hayret ettim. Kendisi deneyimli bir piyasa profesyoneli. Bunun yapacağı etkileri düşünmüyor. Mali piyasalar birazcık gerçeklerle ama birazcık da beklenti yönetimiyle, iletişimle ilan edilir. Amerikan Merkez Bankası sürekli faiz artırarak, indirerek değil, doğru kelimeleri kullanarak, beklentileri doğru yönelterek piyasalara yön verir.'' dedi
'Gidip bakalım vatandaş hissediyor mu, hissetmiyor mu?'
Burak Dalgın, Şimşek'e çağrıda bulundu . Dalgın, "Programın kendi hatalarının üzerine bir de iletişim hataları gelince, bunun bizim vatandaşımız için, sokaktaki vatandaşımız için maliyeti giderek artıyor. Vatandaş enflasyonun düştüğünü hissedecek mi Sayın Bakan? Kendisini davet ediyorum. Nereyi istiyorsa, hangi vilayetimizin hangi çarşısında, hangi pazarında, hangi süpermarkette istiyorsa buyursun, beraber gidelim bakalım vatandaş enflasyonu düştüğünü hissediyor mu, hissetmiyor mu?'' ifadelerini kullandı.
Atabay: Açlık ve yoksulluk sınırları her gün yükseliyor
Ekonomist Yazar Güldem Atabay ise "Enflasyon %75'e kadar çıktı ve yıl sonu için %40'larda bitmesi bekleniyor. Sayın Bakan, bu durumu mekanik bir bakış açısıyla değerlendiriyor ve yıl boyunca reel olarak ücretlerin artmış olacağını savunuyor. Ancak açlık ve yoksulluk sınırları her gün yükseliyor ve asgari ücret bu sınırların altında kalıyor." diyor ve ekliyor:
"2021'den bu yana faiz indirme politikaları nedeniyle enflasyon hızla yükseldi. Yıldan yıla değişime bakmak doğru değil; ortalama enflasyona bakıldığında %60'larda olacak ve bu da reel ücretlerde erimeye neden olacak. Bu dönemde enflasyonun %40'larda stabil kalması mümkün değil."
'Halk zorlanmaya devam edecek'
Ekonomist Atabay'a göre, "Sene sonunda resmi bir ücret artışı olmasa bile, özel sektör çalışanlarını elde tutmak için ücret artışı yapacaktır. Fiyat artış hızında bir yavaşlama olacak, ancak fiyatlar artmaya devam edecek. Alım gücünde herhangi bir düzelme olmazsa, halk yine zorlanmaya devam edecek."
'Tasarruf önlemleri emekliler üzerinden yapılmamalı'
Güldem Atabay, Bakan Şimşek'in muhalefete yönelik eleştirilerine ise şu yanıtı veriyor:
"Sayın Bakan finans piyasası odaklı bir bakış açısına sahip. Emeklilerin durumu ve EYT gibi konulara yeterince odaklanmıyor. Emeklilere yapılan harcamaların bütçe üzerindeki yükü, KKM gibi ürünlere ödenen faizlerin altında kalıyor. Tasarruf önlemleri yetersiz ve emekliler üzerinden yapılmamalı. Bütçe açığını daraltmak için başka yerlerden tasarruf yapma imkanı var. Emekli maaşlarını düşürmek yerine, bütçe içinde farklı kalemlerden tasarruf yapmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır." (Haber Merkezi)